İran’da pazartesi günü salgından 588 kişi hayatını kaybederken 40 bin 808 kişinin de testi pozitif çıktı. Bu şekilde ülkede salgının başından bu yana en yüksek vaka ve can kaybı kaydedildi.
Aşılama çalışmalarının 9 Şubat’ta başladığı İran’da Sinopharm, Sputnik V ve AstraZeneca’nın yanı sıra 14 Haziran’da acil kullanımına izin verilmesinin ardından 25 Haziran’dan beri de yerli aşı COVIRAN Bereket kullanılıyor.
Nüfusu yaklaşık 83 milyon olan ülkede 13 milyon 520 bin 127 kişiye aşının ilk dozu, 3 milyon 274 bin 980 kişiye ise ikinci dozu yapıldı. Böylece ülkede şu ana kadar 16 milyon 795 bin 107 doz aşı uygulandığı açıklandı.
Göreve yeni başlayan Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin başkanlığındaki Koronavirüsle Ulusal Mücadele Kurulu, vakaların ve can kayıplarının rekor seviyelere çıkması nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından sunulan ve ülke genelinde 15 günlük kapanmayı öngören teklifi kabul etmedi.
Muhafazakar aday Reisi’nin, muharrem etkinlikleri ve aşure günü törenleri nedeniyle kısıtlamalara yanaşmadığı belirtiliyor. Sağlık yetkilileri ve Sağlık Bakanlığı, kısıtlamaların artırılması gerektiğini savunurken hükümet, ülkedeki ekonomik kriz nedeniyle bunu kabul etmiyor.
Birçok eyalette hastanelerin kapasitesinin tamamen dolduğu, artan can kayıpları nedeniyle mezarlıklarda da yer kalmadığı ifade ediliyor.
İran’ın 31 eyaletinin neredeyse tamamı çok yüksek riskli olarak belirlenen kırmızı kategoride ve muharrem ayı etkinliklerinin yapılması halinde salgının çok daha tehlikeli bir hal alabileceği yorumları yapılıyor.
AA ekibi olarak, başkent Tahran’ın en hareketli bölgelerinden biri olan İnkılap Meydanı’nda, halka mikrofon uzattık ve artan vakalar ile muharrem etkinliklerinin düzenlenip düzenlenmemesiyle ilgili görüşlerini sorduk.
“Muharrem ve yas törenleri yasaklanmalıdır”
Tahranlı Rıza Azizi, muharrem ayı etkinlikleri ve yas törenlerinde sağlık kurallarına riayet edilmediğini ve bunun da virüsün artışına neden olduğunu belirterek, “Bence muharrem ve yas törenleri yasaklanmalıdır. İnsanlar evlerinde de yas tutabilir. Bir araya gelmemize ve birisinin bize vaaz vermesine gerek yok.” diye konuştu.
Azizi, hükümetin aşılama konusunda da çok zayıf kaldığını ve İran’ın bu konuda diğer devletlerin gerisinde olduğunu söyledi.
Muhsin Rizayi de toplu taşıma araçları ve metroların çok kalabalık olmasının da salgının artışında rol oynadığını ifade ederek, “Muharrem ayı etkinliklerinde sağlık protokollerine uymak çok önemli. Halkın daha fazla salgına yakalanmaması için hükümet kısıtlamaları artırmalıdır. Günlük ölü sayısı 600’e çıktı ve bu ülkemiz için bir faciadır.” görüşlerini paylaştı.
“Hazreti Hüseyin’i anmak için kapalı alanlarda bulunmak zorunda değiliz”
Tahran Üniversitesi Öğretim Görevlisi Muhammed Rıza Şahrudi de muharrem ayı ve aşure günü etkinliklerinin kapalı alanlarda yapılması nedeniyle virüsün yayılmasına neden olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
“Hazreti Hüseyin için yas tutmak, sadece bu seneye has değil. Matem kalbi bir durumdur. Kapalı alanlarda toplanmamız gerekmiyor. Bu günleri medyayı takip ederek ve kitap okuyarak evimizde geçirebiliriz. Hazreti Hüseyin’i anmak için kapalı alanlarda bulunmak zorunda değiliz. Muharrem, tasua ve aşure günü törenlerinde insanların bir araya gelmesinin başımıza ne belalar açacağını Allah bilir. Kendimizi kontrol etmeli ve evlerimizde kalmalıyız.”
“Kısıtlamalar ve yasaklar artırılmalıdır”
Tahran metrosunda çalışan Hüseyin Sultani de sağlık kurallarına uyma oranının yüzde 40 civarında olduğunu ve insanların Kovid-19’u ciddiye almadığını kaydederek, “Kısıtlamalar ve yasaklar artırılmalıdır. Muharrem ayı etkinlikleri de var önümüzde, bu vakaların ve can kayıplarının daha fazla olmasına yol açacaktır. Bu konuda önlemler artırılmalıdır ve şartlar ağırlaştırılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Hukuk öğrencisi Muhsin Guderzi ise hükümete muharrem ayı etkinliklerini sınırlaması çağrısında bulunarak, salgının gittikçe tehlikeli bir hal aldığını ve buna karşı tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi.
İranlı öğrenci, kısıtlama kararı alınmamasını da eleştirerek, şunları kaydetti:
“Hükümet hiçbir önlem almıyor ve kalabalık azalmıyor. Hastalık bu şekilde kontrol altına alınmaz. Özellikle muharrem ayı etkinlikleri için kısıtlama getirmelidir. Ben Tahran’ın güneyinde oturuyorum ve oralarda çok kalabalık oluyor, insanlar toplanıyor.”