Yarın yapılacak 13. cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tek reformist adayı olan Himmeti, siyasi, ekonomik ve sosyal politikalarla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
- İran’da halk yeni Cumhurbaşkanını seçmek üzere yarın sandık başına gidecek
“İnsanlar özel ve kamusal yaşamlarına daha fazla müdahale edilmesinden rahatsız”
Cumhurbaşkanının birçok yetkiye sahip olduğunu ancak Anayasa’ya aykırı olarak bunlara müdahale edildiğini ifade eden Himmeti, seçilmesi halinde sorunları diyalogla çözmeye çalışacağını ve başaramadığı takdirde bunu halka şeffaf bir şekilde anlatacağını söyledi.
Ülkede boykot eğiliminde olan seçmenlerin sesi olmaya çalıştığını ve iyi bir dalga yakaladığını belirten Himmeti, “İran’da içerideki yasaklar en önemli sorundur. Halk, sosyal özgürlük istiyor. İnsanlar özel ve kamusal yaşamlarına daha fazla müdahale edilmesinden rahatsız. Gençler ve kadınlar mevcut şartlardan razı değil. ” diye konuştu.
İranlıların başka ülkelere göç etmesi konusuna değinen Himmeti, şunları kaydetti:
“Halk, vatanları ve rüyaları arasında bir seçenek yapmak zorunda kalınca rüyalarını tercih ediyor. Bu çok kötü bir şey. Bunun olmasına izin vermemeliyiz. Halkımız vatanlarını sevmeli ve rüyalarını da orada görmeli. Biz öyle bir iş yaptık ki insanlar rüyalarını ülke dışında görüyor. Bunu değiştirmek istiyoruz.”
“Görüşlerim reformisttir ancak bağımsız bir şekilde başvuru yaptım”
Himmeti, adaylık başvurusunda bulunurken reformistlerin desteklemeye karar verdiği isimler arasında yer almadığını, bu nedenle reformistlerin onu kendi adayları olarak görmekte geciktiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı adayı Himmeti, “Reformistler vetoları tartışırken ve yeni bir yol haritası oluşturmaya çalışırken benimle ilgili karar vermekte geciktiler. Reformist arkadaşlar beni tanır. Daha önce bu siyasi hareketin bir parçasıydım. Görüşlerim reformisttir ancak bağımsız bir şekilde başvuru yaptım.” ifadelerini kullandı.
Seçimleri boykot etmeye karar veren seçmenlerin siyasi cenahlardan yorulduğunu ve bu nedenle “sessizlerin sesi” olarak seçimlere katıldığını kaydeden Himmeti, şöyle devam etti:
“Reformistler de aşamalı olarak destek açıklamasında bulundular ancak bu siyasi hareketin karmaşık bir yapısı var. Blok olarak karar alamadılar, tüm partilerin ayrı ayrı tercihte bulunmasını uygun gördüler. Halihazırda reformist partilerin büyük bir bölümü beni destekliyor. Sayın Hatemi de destek verdi.”
Kayıt yaptırırken seçimlerin odağı haline geleceğini düşünmediğini ancak vetolar nedeniyle reformistlerin ve mevcut duruma muhalif olanların savunmasının kendi üzerine kaldığını dile getiren Himmeti, “Muhafazakar adaylar tek tek çekildiler ve birlik oldular. Şimdi çekilmeyen adaylara da Reisi’nin birinci turda seçilebilmesi için baskı yapıyorlar.” dedi.
“Muhafazakar 5 aday imajımı zedelemek ve mevcut hükümeti kötülemek için tartışmalara girdi.” ifadesini kullanan Himmeti, “Muhafazakarlara göre Merkez Bankası Başkanı’nın adaylığının onaylanması bir avantajdı. Çünkü ekonomik sorunları ona mal edip propagandalarını rahat bir şekilde yapacaklarını düşünüyorlardı. Halkımız onların zannettiğinden daha bilinçli ve konulara hakimdir. İyi ve kötüyü teşhis edecek akla sahiptir.” değerlendirmesinde bulundu.
Mevcut hükümete kendisinden daha yakın bir aday olmadığını ve diğerlerinin şiddetle muhalefet ettiklerini hatırlatan Himmeti, Merkez Bankası Başkanı olarak ekonominin çökmesine izin vermediğini ve bu konuda önemli bir rol oynadığını savundu.
Himmeti’den Zarif’in kendisiyle çalışacağı açıklaması
Hasan Ruhani kabinesinden Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’ten Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmasını ya da aynı görevde kalmasını istediğini ve kendisinin de bunu kabul ettiğini aktaran Himmeti, İletişim Bakanı Azeri Cehromi’nin de kabinesinde yer alabileceğini ifade etti.
Himmeti, kabinesinin yüzde 50’sinin kadınlar ve gençlerden oluşacağını belirterek, şunları söyledi:
“Önceliğim ekonomik kriz ve halkın geçim sıkıntısının giderilmesidir. Dar gelirli vatandaşlarımız ağır bir baskı altındadır. Yaptırımların süratle kaldırılması için adım atacağım. Ekonomik kalkınma için dünya ile iyi ilişkiler geliştirmeniz gerekiyor. Ekonomisi iyi olan tüm ülkeler dünya ile iyi ilişkilere sahiptir.”
Ülkede gölge bir hükümetin faaliyet yürütmesine ve kendi icraatlarına engel olmasına izin vermeyeceğini vurgulayan Himmeti, “Muhafazakar aday Said Celili bulunduğu görevde 8 yıldır hükümet aleyhine çalışmalar yaptığını itiraf ediyor. Bunlar yaptırımların kalkmaması için her türlü engeli çıkarttılar. FATF’in onaylanmaması için her şeyi yaptılar.” dedi.
Rakibi Reisi’nin 3 yıldır propaganda faaliyeti yürüttüğüne kendisinin ise iki haftadır sahnede olduğuna dikkati çeken Himmeti, “Ben Reisi’yi eleştirdiğimde kendisi hakaretvari bir şekilde beni seçimleri iki kutuplu bir hale getirmekle suçladı. Şimdi kendisine soruyorum, neden iki kutuplu hale getirdiniz? Muhafazakarlar tek tek onun lehine çekiliyor. Sürekli kendi taraftarlarına Himmeti’nin yüzde 3 bizim ise yüzde 60-70 oyumuz var diyorlar. Öyle ise niçin benden korkuyorsunuz?” değerlendirmesinde bulundu.
“Sünnilerin olduğu eyaletlerde bana oy verilmesi yönünde iyi bir dalga yakalandığını düşünüyorum”
Ülkedeki Ehl-i Sünnet topluluğundan birçok aydın ve kanaat önderi ile görüştüğünü ve kendisine destek vereceklerini açıklayan Himmeti, “Sistan-Beluçistan, Kürdistan, Gülistan ve Batı Azerbaycan gibi Sünnilerin olduğu eyaletlerde bana oy verilmesi yönünde iyi bir dalga yakalandığını düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Türkiye ile İran arasındaki 30 milyar dolar ticaret hacmi hedefi
Türkiye ile çok iyi ilişkilere sahip olduklarını ve Merkez Bankası Başkanı olduğu 3 yılda yaptırım şartlarında Ankara’nın İran’da iyi çalıştığına değinen Himmeti, sözlerini şöyle sürdürdü:
“FATF’in kara listesinde olduğumuz için Türkiye bankaları bizimle çalışmaktan çekiniyor. Yaptırımlar nedeniyle Türkiye ile ekonomik iş birliği iyi gitmedi. Yaptırımlar kalkarsa sorunlar azalır ve bankacılık faaliyetlerini geliştirebiliriz. Bankacılık ilişkileri kurulursa 30 milyar dolar ticaret hacmine ulaşabiliriz. Ticari açıdan sorun yok, problem bankacılık alanında.”
Himmeti, Türkiye ve diğer komşu ülkelerin İran ekonomisinin geleceğinde etkili rollere sahip olacağını aktararak, “Bu potansiyelin çok yüksek olduğuna inanıyorum. Bunu desteklemeliyiz. Türkiye ve diğer komşularımızın İran’ın ekonomik geleceğinde etkili rolleri olacaktır. Erdoğan ile Ruhani arasında yapılan görüşmelere katıldım ve orada yaptırımlar ve bankacılık ilişkileri nedeniyle 30 milyar dolar ticaret hacmi hedefinin gerçekleşmeyeceğini söyledim. Öngörüm doğru çıktı.” diye konuştu.
Bankacılık faaliyetlerinin yaptırım altında olduğunu hatırlatan Himmeti, “Yaptırımları etkisiz hale getirmek için yaptığımız bankacılık transferlerinde maliyet yüzde 20 artıyor. Bu yüksek bir gider ve istenen bir durum değil. Ülkenin üretimine eklenmesi gereken yüzde 70-80 sermayeyi kaybettik. Muhafazakarların sahip olduğu ekonomik anlayışla ülkenin durumu bundan daha iyi olmayacaktır.” görüşünü dile getirdi.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile iyi ilişkiler kurabileceklerini ve bu devletleri düşman görmediklerini ifade eden Himmeti sözlerini şöyle tamamladı:
“Suudi Arabistan’ın Tahran Büyükelçiliğine saldırıp ilişkilerimizi bozanlara izin vermemeliyiz. Hükümetin ilişkilerinin düzelmesini istemeyenlere izin vermeyeceğiz. Hem Doğu hem Batı ile karşılıklı stratejik ilişkiler istiyoruz. Doğu’da Çin, Rusya ve Hindistan ile Batı’da ise Avrupa ile karşılıklı çıkara dayalı bir iş birliği arzuluyoruz.
Himmeti röportaj sırasında ülkedeki Türk seçmenlere de Türkçe seslenerek oylarıyla kendisine destek vermelerini istedi.