İran devlet televizyonuna göre, İran Yargı Erki Sözcüsü Mesud Setayeşi, başkent Tahran’da basın toplantısı düzenledi.
İranlı Sözcü, Mahsa Emini’nin ölümü sonrasında başlayan protestolar sırasında çıkan olaylarla ilgili devam eden yargı süreçlerinin sorulması üzerine sanıkların yargılanmasının “süratle ve ciddiyetle” yapılacağını söyledi.
Gösterilerle ilgili tutuklananların “protestocu mu yoksa isyancı mı olduğu” sorusuna cevap veren Setayeşi, “Protestocu ile isyancı arasında fark vardır. Kimse protesto için tutuklanmadı. Yalnızca kamu düzenini bozan ve ülke güvenliğine karşı eylemde bulunan isyancılara karşı soruşturma açıldı ve bunlardan bir kısmı da tutuklandı.” ifadelerini kullandı.
Tahran yakınlarındaki Kerec kentinde 3 Kasım’daki gösteriler sırasında güvenlik güçlerine yönelik saldırıda Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı milis gücü Besic’in bir mensubunun bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili 16 kişinin yargılandığı davanın sonuçlandığını aktaran Setayeşi, “”Sanıklardan 5’i, güvenlik görevlilerine saldırıda bulunmak ve kamu düzenini bozmak suretiyle yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak suçundan idama mahkum edildi.” diye konuştu.
Mahkemenin aynı davada yargılanan diğer 11 sanığı ise “uzun süreli hapis” cezalarına mahkum ettiğini belirten Setayeşi, sanıklardan 3’ünün 18 yaşının altında olduğunu aktardı.
Yargı Erki Sözcüsü, mahkemenin kararlarına itiraz yolunun açık olduğu ve temyiz edilebileceğini sözlerine ekledi.
“Zorunlu başörtüsü konusu için çözümler arıyoruz”
Setayeşi, zorunlu başörtüsü tartışmalarıyla ilgili sorulan soruya ise meselenin yasama, yürütme ve yargı erkleri tarafından ele alınması gerektiğini ifade ederek, “Tesettür tartışmasının bir tarihi var ve hepimizin kendi değerlerimize sahip çıkması ve bu değerlere karşı duyarlı olması gerektiğine inanıyoruz. Başörtüsü konusu için çözümler arıyoruz.” dedi.
Elburz eyaletine bağlı Kerec kentinde 3 Kasım’daki gösteriler sırasında Ruhullah Acemiyan adlı 1 Besic milisi bıçaklanarak hayatını kaybetmiş, 2’si ağır 5 güvenlik görevlisi yaralanmıştı.
İran’daki gösteriler ve idam cezaları
Tahran’da 13 Eylül’de “ahlak polisi” olarak bilinen İrşad devriyelerince gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini’nin 16 Eylül’de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı.
Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade, 29 Kasım’daki konuşmasında, ülkede yaklaşık 2,5 aydır devam eden protestolarda güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu 300’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini söylemişti. İran Güvenlik Konseyi ise 3 Aralık’ta, toplam ölü sayısının 200’ü aştığını açıklamıştı.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları Kurumu (IHR) ise 29 Kasım’da yayımladığı raporda, Mahsa Emini’nin ölümü sonrasında başlayan sokak gösterilerinde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu 448 protestocunun öldüğünü bildirmişti.
Ülke medyasına yansıyan haberlere göre, gösteriler sırasında 60’dan fazla güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi.
Olaylar sırasında binlerce kişi gözaltına alınırken Yargı Erki Sözcüsü, 8 Kasım’da yaptığı açıklamada, gösteriler sırasında çıkan olaylarla bağlantılı 1024 kişi hakkında iddianame hazırlandığını duyurmuştu.
İran’da yaklaşık 3 aydır devam eden gösterilerle bağlantılı olarak şu ana kadar 6 kişi idama mahkum edilmişti. İdam kararlarının Yüksek Mahkeme tarafından onaylanması gerekiyor. Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, idama mahkum edilen 6 kişiden bir kısmının cezalarının Yüksek Mahkeme’de onaylandığını ve yakında infaz edileceğini açıklamıştı. Son kararlarla gösterilerle ilgili idama mahkum edilenlerin sayısı 11 oldu.
İran Ceza Kanunu’na göre, “kamu düzenini bozmak, yeryüzünde bozgunculuk yapmak ve devlete karşı savaş açmak” gibi suçları işleyenler idam istemiyle yargılanıyor.