Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu’nun 8 Haziran’da aldığı İran aleyhindeki karar ve Tahran yönetiminin bu karara Ajansın ülkedeki nükleer tesislere yerleştirdiği kameraları kaldırarak karşılık vermesi gerilimi tırmandırdı.
UAEA Yönetim Kurulu, 8 Haziran’da ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa’nın İran’da bildirilmemiş 3 yerde nükleer madde bulunması nedeniyle Tahran yönetiminin sorumlu tutulmasını öneren kararı, Çin ve Rusya’nın ret oyuna karşılık 30 oyla onayladı. Bu oylamada Pakistan, Libya ve Hindistan çekimser kaldı.
Buna karşı Tahran yönetimi “UAEA’ya yönelik politikasını ve yaklaşımını yeniden gözden geçirme” tehdidinde bulunarak, bazı gözetleme kameraları ile uranyum zenginlik ve akış ölçerlerinin fişini çektiğini duyurdu.
UAEA Yönetim Kurulu’nun Tahran aleyhindeki kararı ve İran’ın gözlem kameralarını kapatması, tarafların birbirlerine yönelik ithamlarını da arttırdı. UAEA, ekipman ve gözetim sisteminin devre dışı bırakılmasını Viyana sürecine “ölümcül bir darbe” olarak nitelendirerek İran’la anlaşmaya varma şansını çok azalttığını belirtti. İran’da ise bazı kesimler “Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’ndan (NPT) ayrılıp atom bombası yapılması” çağrılarında bulunmaya başladı.
Tahran’ın bildirmediği nükleer tesisler
UAEA Başkanı Rafael Grossi, Yönetim Kurulu kararından iki gün önce 6 Haziran’da yaptığı açıklamada, İran’ın Turkuz Abad, Veramin ve Merivan’daki tesislerinde keşfedilen uranyum parçacıklarıyla ilgili Tahran yönetiminin UAEA’ya ikna edici bir yanıt vermediğini söylemişti.
Avrupa Birliği (AB) de 8 Haziran’da “bildirilmemiş 3 bölgede” insan kaynaklı uranyum parçacıklarının varlığı ve İran’ın Lavizan-Şeyan bölgesinde nükleer madde kullanımıyla ilgili endişelerini ifade etmişti. Buna göre İran’da bildirilmemiş toplamda 4 bölge olmuş oluyor. Bu nedenle, UAEA Yönetim Kurulu’na sunulan taslak metninde de ilan edilmemiş yerlerin sayısını ifade etmek için önce “birkaç” ardından ise “üç” kelimesinin kullanıldığı dikkati çekiyor.
Grossi, Ağustos 2020’de “çözülmemiş sorunları” araştırmak için İran’a bir ziyaret gerçekleştirmişti. İran’ın “İbtikar” gazetesine göre, çözülmemiş sorunlardan maksat, Şahrıza ile Abadeh arasındaki iki nükleer tesis ve daha önce İsrail tarafından belgeleri ve bilgileri çalınmış Tahran yakınlarındaki Veramin’deki tesis idi.
İran’ın farklı bölgelerindeki nükleer merkezleri
Sözü edilen Turkuz Abad (nükleer malzeme ve teçhizat deposu), Veramin, Merivan ve Şahrıza-Abadeh’daki 4 tesisin dışında, resmi kurumlar veya yabancı istihbarat birimleri tarafından duyurulan veya iddia edilen bilgilerde İran’ın farklı bölgelerinde bazı nükleer sahalar veya santrallerin varlığından bahsediliyor.
Başkent Tahran’da hafif su araştırma reaktörünün yanı sıra, Emir Kebir Üniversitesine bağlı Nükleer Uygulamalı Araştırma Merkezi, uranyum zenginleştirme alanında çalışan Kala Elektrik ve Lavizan-3 şirketleri bulunuyor. UAEA’ya göre, başkentin Parçin bölgesinde nükleer patlama testi yapılıyor. Sorhe Hisar bölgesinde Muhsin Fahrizade’nin suikasta uğramadan önce başkanlığını yaptığı “Sepand” adlı Yeni Nesil Savunma Sistemleri Araştırma Merkezi de bulunuyor.
Natanz tesisinde uranyum zenginleştirme ve yeni nesil santrifüjler yapılırken, İsfahan reaktöründe ise hexafluoride gazı üretmek için sarı pastanın santrifüj içine enjeksiyonu (ZPP), nükleer reaktörlerin ihtiyacı olan zirkonyum (UCF), atomik yakıt peletleri ve çubuklarının (FMP) üretildiği belirtiliyor.
Yezd eyaletine bağlı Sagend ilçesinde uranyum madeni, aynı eyaletin Ardakan ilçesinde sarı kek üretim tesisi ve Meybud’da da Uranyum Merkezi bulunuyor.
Kerec’de İran Santrifüj Teknoloji Şirketi (Tesa), Leşker Abad’da lazerle zenginleştirme merkezi, Kum eyaletine bağlı Fordo köyünde uranyum zenginleştirme tesisi, Merkezi eyalete bağlı Arak kentinde ağır su reaktörü bulunuyor. Yezd dışında uranyum madeni çıkartılan eyaletler arasında Hürmüzgan, Erdebil ve Kuzey Horasan yer alıyor.
ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatının (CIA) raporunda ise “Kirman’a bağlı Şahruh Abad köyünde atom bombası yapımı projesi yürütüldüğü” iddia ediliyor.
İran’da UAEA’ya ait kaç güvenlik kamerası kapatıldı?
Tahran’ın UAEA Yönetim Kurulu kararına en önemli tepkisi, taslak onaylanmadan birkaç saat önce, UAEA’ın İran’daki gözetleme kameralarını devre dışı bırakması oldu. Resmi açıklamalara göre, İran, nükleer tesislerdeki UAEA’ya ait 27 kamerayı kapattı veya söktü.
Grossi’nin ifadesine göre, İran’da UAEA’ya ait 40 gözetleme kamerası çalışmaya devam edecek. Grossi’nin ardından İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami ise “Birkaç tane UAEA kamerasının faaliyetine son verdik, diğerlerini de kapatacağız.” dedi.
Devre dışı bırakılan kameraların yeri
Grossi’ye göre İran, İsfahan, Natanz ve Tahran’da nükleer tesislerdeki gözetleme kameralarını topladı. Bu kameralar bu yıl nisan ayında kurulmuştu.
O tarihte, kameraların Natanz’a kurulumuyla ilgili UAEA, İran’ın İsfahan’da özel santrifüj parçalarının üretimi için başka bir tesis kurduğunu ve 6 hafta sonra gerekli ekipmanı Kerec’den Natanz’a taşıdığını duyurmuştu. UAEA bunun üzerine ivedilikle Natanz’a güvenlik kameraları yerleştirmişti.
Bunlara ek olarak, UAEA İran’da 4 gözetleme kamerası daha bulunduruyordu. Fars Haber Ajansı’na göre, 23 Haziran 2021 sabahı Kerec’deki Tesa Nükleer Tesisi bir sabotajla hedef alınmış ve UAEA’ya ait 4 kameradan biri hasar görmüştü.