İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalandı.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Tahran’a yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme ve en çok 300 kilogram uranyumu elinde tutabilme izni veriyor.
Anlaşma, İran’a 300 kilogramın üzerindeki uranyumu uluslararası piyasada satarak karşılığında doğal uranyum alabilme imkanı tanıyor. İran anlaşmadan önce en fazla yüzde 20 saflıkta uranyum zenginleştiriyordu.
Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 8 Mayıs 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başladıktan bir yıl sonra anlaşmanın taraflarının yaptırımlara karşı adım atmaması üzerine anlaşmadaki bazı taahhütlerini durdurmaya başladığını duyurdu.
İran, Süleymani’nin öldürülmesinin ardından anlaşmadaki tüm yükümlülüklerini askıya aldı
İran, Trump döneminde General Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ardından ilk adım olarak 5 Ocak 2020’de nükleer anlaşmadaki tüm taahhütlerini askıya aldığını açıkladı.
Bu tarihten sonra nükleer faaliyetlerini kademeli olarak artırmaya başlayan İran, özellikle Kasım 2020’de İranlı nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade’ye suikastın hemen ardından Mecliste nükleer faaliyetlerin hızlandırılmasını öngören bir yasa geçirdi.
Önceki hükümetin itirazlarına rağmen Mecliste onaylanan yasa, İran Atom Enerjisi Kurumunun uranyumu en az yüzde 20 zenginleştirmeye başlamasını ve düşük düzeyli zenginleştirilmiş uranyum stoklarını artırmasını zorunlu kıldı.
Uranyumun daha hızlı zenginleştirilmesi için yeni nesil santrifüjler yerleştirildi
Bu kapsamda uranyum zenginleştirme tesislerine nükleer anlaşma kapsamında kullanılmasına izin verilen IR-1 santrifüjleri yerine uranyumu daha hızlı zenginleştirebilen IR-2, IR-4 ve IR-6 santrifüjleri yerleştirildi.
İran Atom Enerjisi Kurumu, söz konusu yasa kapsamında 5 Ocak 2021’de Fordo’daki nükleer tesiste Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin gözetiminde uranyumu yüzde 20 saflıkta zenginleştirdiklerini açıkladı.
İran bu kez Nisan 2021’de ilk kez yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirdiğini duyurdu.
İran’ın yüzde 60 zenginleştirilmiş uranyum stokları 3 yılda 14 kattan fazla arttı
Tahran’ın uranyumu yüzde 20 ve yüzde 60 saflıkla zenginleştirmesi ciddi bir adım olarak görülüyor çünkü uranyumun yüzde 20 üzerinde zenginleştirilmesi nükleer bomba elde etmeye imkan sağlayacak yüzde 90 saflıkta parçalanabilir uranyuma ulaşmak için önemli bir aşama olarak kabul ediliyor.
UAEA’nın İran’ın nükleer programıyla ilgili 27 Mayıs’ta yayımladığı son raporda, Tahran’ın zenginleştirilmiş uranyum stokunu artırmaya devam ettiği belirtildi.
İran’ın 11 Mayıs itibarıyla toplam zenginleştirilmiş uranyum stokunun 6 bin 201,3 kilograma yükseldiği, 3 ay önceki rapora oranla 675,8 kilogram artış görüldüğü bildirildi.
Raporda, Tahran yönetiminin yüzde 60 zenginleştirilmiş uranyum üretimini sürdürdüğü, İran’ın yüzde 60 saflıkta 142 kilogram zenginleştirilmiş uranyum stokuna sahip olduğu, önceki rapora kıyasla üretimini 20 kilogramdan fazla artırdığı ifade edildi.
Raporda ayrıca, Tahran’ın uranyum zenginleştirme tesislerine yerleştirdiği gelişmiş ve yeni nesil santrifüjlerle yüksek düzeyde, yani yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş uranyum stoklarının 142 kilograma çıktığı aktarıldı.
Ajansın 7 Eylül 2021’de yayımladığı raporda 30 Ağustos itibarıyla bu rakamın 2,4 kilogram olduğu göz önüne alındığında Tahran’ın yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş uranyum stoklarını 3 yılda 50 kattan fazla artırdığı göze çarpıyor. İran, 2021’de 62,8 kilogram olarak açıklanan yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyum stoklarını da 3 yılda 751 kilograma çıkardı.
Toplam zenginleştirilmiş uranyum stokları yaklaşık 2 kat arttı
Rapora göre, İran’ın elindeki zenginleştirilmiş uranyum stoku ise toplam 6 bin 201 kilograma ulaştı. Bu rakam Eylül 2021’de 3 bin 241 kilogramdı. Önceki 3 aylık raporda ise yaklaşık 5 bin 500 kilogram olduğu düşülünce İran’ın toplam uranyum stokunun 3 yılda yaklaşık 3 kat, 3 ayda ise 675,8 kilogram arttığı görüldü.
UAEA’ya göre, yüzde 60 zenginleştirilmiş 42 kilogram uranyum en az yüzde 90 saflıkta zenginleştirilmesi halinde 1 atom bombası üretebilme imkanı sağlıyor.
İran, nükleer programının askeri amaçlı olmadığını savunuyor
Tahran yönetimi, yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme işlemlerinin sivil amaçlı olduğunu savunuyor. Buna karşılık UAEA sivil amaçlar için yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirilmesine ihtiyaç olmadığını ifade ediyor.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, yaptırımların kaldırılmasını sağlamak için yüksek düzeyde uranyum zenginleştirdiklerini ve ülkesinin nükleer programının askeri amaçlı olmadığını söyledi.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisinin Temmuz 2023’te yayımladığı istihbarat değerlendirme raporunda, İran’ın nükleer silah üretimine yol açacak faaliyetlerini artırmasına rağmen şu ana kadar nükleer silah üretimine yönelmediği belirtildi.
İran, ABD’nin nükleer anlaşmaya geri dönmesi ve ilgili yaptırımların kaldırılması halinde nükleer faaliyetlerini yeniden anlaşmayla uyumlu hale getireceğini belirtiyor.
Hamaney’in nükleer silahları yasaklayan fetvası ve İran’ın atom bombası üretebilme kapasitesi
Bununla birlikte İsrail’in 1 Nisan’da İran’ın Şam’daki konsolosluğuna saldırısından sonra ülkedeki bazı siyasiler Tahran’ın nükleer silah politikasını gözden geçirmesi gerektiğini savundu.
İran lideri Ali Hamaney, 2000’li yılların başında fetva çıkararak nükleer silahların geliştirilmesini veya kullanılmasını yasaklamıştı.
İsrail’in saldırısından sonra ülkede bazı siyasiler, Hamaney’in fetvasının değişebileceğini ve İran’ın da nükleer silah üretebileceğini iddia etmişti.
Helikopter kazasında hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ise 27 Nisan’da yaptığı bir konuşmada, Hamaney’in fetvası doğrultusunda ülkesinin nükleer ve savunma doktrininde, nükleer silah üretimine yer olmadığını söylemişti.
İran lideri Hamaney’e bağlı Dış İlişkiler Stratejik Konseyi’nin Başkanı Kemal Harrazi, 13 Mayıs’ta yaptığı bir konuşmada, ülkesinin İsrail tarafından nükleer silahla tehdit edilmesi halinde Tahran’ın nükleer silah üretimiyle ilgili stratejisini değiştirmek zorunda kalacağını belirtmişti.
Harrazi, “Devrim liderliğinin (Hamaney), nükleer silahların yasak olduğu yönünde fetvası var ancak düşman sizi tehdit ederse doktrininizi değiştirmeniz gerekir.” ifadesini kullanmıştı.
Uluslararası Atom Enerjisi Başkanı Rafael Mariano Grossi, Tahran’ın, istemesi halinde “birkaç” nükleer bomba yapmaya yetecek kadar zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu duyurmuştu.