İran ile Azerbaycan arasındaki tatbikat gerginliğinin ardından İran’daki bazı basın organları ve milletvekilleri, Türkiye ve Azerbaycan’a yönelik diplomatik ahlaka aykırı ve iyi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmayacak şekilde karalama faaliyetleri yürüttü. Bu karalama kampanyasında ekonomik, siyasi, dini ve kültürel ortak değerler görmezden gelindi.
AA muhabirine açıklamada bulunan İranlı uzmanlar, Türkiye’ye karşı yürütülen propagandanın doğru olmadığını belirterek, Ankara’nın, zor zamanlarında Tahran’ın yanında durduğunu hatırlattı.
“İran’ın endişesi ve öngörüsü doğru değil”
İran’ın eski Bakü Büyükelçisi Avşar Süleymani, mantık, ahlak ve diplomasi esas alınarak görüş belirtilmesi gerektiğini dile getirerek, “Ahlaksızlığın hiçbir yararı yoktur ve amacına da ulaşmaz. Bu tür davranışlar başkalarının bunu kötüye kullanmasına yol açıyor.” dedi.
Ermenistan’ın içindeki güzergahların sorunlu olduğunu ve bu nedenle İran’ın buraları Avrupa’ya ulaşmak için kullanmadığını ifade eden Süleymani, şunları söyledi:
“İranlılar Azerbaycan, Hazar ve Rusya ile Gürcistan yollarını tercih etti. İran Kapan-Guris güzergahının kapanması halinde Azerbaycan-Türkiye’ye bağlı kalmaktan endişe ediyor ancak bu endişe ve öngörü doğru değildir.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İran’a ait kamyonların Hankendi’ye girişine itiraz ettiklerini ve İran’ın Bakü Büyükelçisi’ni çağırıp yazılı olarak bunun sona erdirilmesini istediklerini aktardığına dikkati çeken Süleymani, “Aliyev’e göre İran yapılan itiraza önem vermedi ve bunun üzerine Bakü, Guris-Kapan yolunda İran kamyonlarından gümrük vergisi istedi. Bu adım İran’ın rahatsızlığına yol açtı.” diye konuştu.
“İran ve Azerbaycan Türkiye’nin de katılacağı müzakereler yapmalı”
Bölge ülkeleri arasındaki iş birliğinin önemine değinen Süleymani, “İran ve Azerbaycan Türkiye’nin de katılacağı müzakereler yapmalıdır. Bu şekilde Rusya gibi üçüncü ülkeler fiili gerginlikten çıkar elde etmesin. Rusya, İsrail ve ABD gibi ülkelerden hiçbiri İran, Türkiye ve Azerbaycan’ın menfaatini istemezler.” görüşlerini paylaştı.
“İran’da Türkiye’ye karşı yükselen sesler halka ait değildir”
İranlı iç siyaset uzmanı ve ekonomist Nevid Cemşidi ise Tahran yönetiminin Arap komşularla sorun yaşadığını, Irak ile Suriye’de günden güne zayıfladığını ve Gürcistan’ın da İranlılara yönelik sınırlamalar getirdiğini hatırlattı.
Cemşidi, “İran’da Türkiye’ye karşı yükselen sesler halka ait değildir, bu devlet tarafındandır ve hesapları da farklıdır. Bunun nedenlerinden biri de Türkiye’yi Azerbaycan’ın stratejik ve askeri destekçisi görmeleridir.” ifadelerini kullandı.
İran’ın Azerbaycan’a yönelik suçlamalarına ilişkin de Cemşidi, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Azerbaycan, bağımsız bir ülke olarak her ülkeyle ilişki kurabilir. İsrail ile de iş birliği yapabilir, silah alabilir ve petrol satabilir. Bu İran dahil olmak üzere hiçbir ülkeyi ilgilendirmiyor. İran sadece slogan atıyor ve bunların hiçbiri uluslararası camianın kabul edeceği hususlar değildir. İran halkının da Türkiye halkı ve yönetimiyle bir sorunu yok. İranlıların çoğu Türkiye’yi seviyor, gidip geliyor ve ticaret yapıyor.”
İran’ın dış siyasetini eleştiren Cemşidi, “İran yönetimi Batı ve ABD karşıtı yanlış dış siyaseti nedeniyle ülkeyi bugün bulunduğu duruma düşürmüştür. Şimdi de İsrail’in Azerbaycan ile müttefik olduğu ve Azerbaycan’ın da Türkiye’ye güvendiği hissiyatını taşıyor. İran bu nedenle herkese öfkeleniyor ve bu çok büyük bir hatadır.” diye konuştu.
“İran ağır yaptırımlar altındayken Türkiye yardımcı oldu”
İran devlet televizyonuna ait Arapça yayın yapan Alalam kanalının eski müdürü ve uluslararası ilişkiler uzmanı Hasan Beheştipur da Türkiye aleyhine yürütülen propagandaya tepki göstererek, “Türkiye ile polemik halinde olmamız gerektiğiyle ilgili zihniyet kamuoyunda yayılmamalıdır. İran ağır yaptırımlar altındayken Türkiye yardımcı oldu ve ekonomik ilişkilerin devam etmesini sağladı.” dedi.
Sağduyu çağrısı yapan Beheştipur, “Sloganlardan ve halkı atalarla tahrik etmekten uzak durmalıyız. Türkiye gibi önemli bir komşumuza karşı mantıklı bir yaklaşım sergilemeliyiz. Bazı siyasetler benimsenmese ve karşılıklı şikayetler olsa da komşuluk adabı dikkate alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.