Wallace, AP Genel Kurulundaki konuşmasını X hesabından paylaştı.
Konuşmasında, 7 binden fazla Filistinli siyasi tutuklunun İsrail hapishanelerinde tutulduğuna değinen Wallace, “Bunların 2 bini herhangi bir süre sınırı olmaksızın, yargılanmaksızın ve herhangi bir suç işlemeksizin idari gözetim altında tutulmaktadır. Bu kişiler rehinedir. İsrailliler, idari gözaltında rehin tutulan tüm Filistinlileri de serbest bırakmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Wallace, ABD’nin BMGK’de Gazze’de acilen insani ateşkes istenen karar tasarısını veto etmesinin nedeninin, AB ve 7 ülke arasında Mutabakat Zaptı imzalanan “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
“ABD’nin BMGK’deki vetosu, ne kadar çok savaş suçuna ortak olduklarının umurlarında olmadığını açıkça ortaya koydu. Ayrıca jeostratejik hedefleri gerçekleşene kadar, yani Gazze’nin kuzeyinden Akdeniz’e açılacak Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’na ulaşana kadar ateşkes olmayacak. ABD’nin Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne karşı koyma çabası, Filistinli çocukların kanıyla vaftiz edilerek başlatıldı.”
“İki devletli çözüm, ölü bir fikir”
Wallace, “İki devletli çözüme gelince, bu artık ölü bir fikir. Bu çözüm, hiçbir şey yapmamak ve İsrail’in terörist apartheid devletinin yıllardır olanak sağladığımız eylemlerine devam etmesine izin vermek için bir kılıf.” değerlendirmesinde bulundu.
Yalnızca Filistinli ve İsraillilere eşit haklar sağlayan tek bir devletin uluslararası hukukla uyumlu olacağını savunan Wallace, “Kalıcı ateşkese ihtiyacımız var, insani ateşkese değil.” ifadesini kullandı.
Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru
Hindistan’ın ev sahipliğinde eylülde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi çerçevesinde, Hindistan’ı Orta Doğu ve Avrupa’ya bağlayacak çok uluslu bir demir yolu ve denizcilik projesi olan “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” kurulmasına yönelik Mutabakat Zaptı imzalanmıştı.
Koridorun, ticaretin artırılması, enerji kaynaklarının sağlanması ve dijital bağlantının geliştirilmesine yardımcı olması hedeflenirken, zaptı imzalayan ülkeler arasında Hindistan, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İtalya ile AB bulunuyordu.
Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru, Hindistan’ı Batı Asya/Orta Doğu’ya bağlayan Doğu koridoru ve Batı Asya/Orta Doğu’yu Avrupa’ya bağlayan Kuzey koridoru olmak üzere iki ayrı koridordan oluşacak.
Önerilen koridor, Hindistan’dan Birleşik Arap Emirlikleri’ne uzanacak, ardından Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail’i geçerek Avrupa’ya bağlanacak. Hindistan’dan yüklenen malların İsrail ve Yunanistan limanları üzerinden Avrupa’ya daha hızlı gönderilmesi de projede öngörülüyor.
Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne karşı girişim olarak değerlendirilmişti
Kuşak ve Yol Girişimi (BRI), Çin’in tarihi İpek Yolu güzergahında Doğu-Batı ticaretini yeniden canlandırma hedefiyle 2013’te başlamıştı.
“Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” projesi, Çin’in bölgedeki ekonomik hedeflerine meydan okuma olarak değerlendirilirken, koridorun Hindistan’ı, Güney Doğu Asya’dan Körfez’e, Batı Asya’ya ve Avrupa’ya uzanan ticaret akışı rotası üzerinde sağlam bir şekilde konumlandırması bekleniyor.
Koridorun Hindistan’a önemli stratejik ve ekonomik avantaj sağlamasının yanı sıra Asya’da Çin’e karşı büyük fırsatlar sunacağı belirtiliyor.
ABD ve AB’nin, Çin’in Asya’daki ekonomik gücüne karşı Hindistan’ı Orta Doğu ve Akdeniz’e bağlayacak yeni bir gemi ve demir yolu koridorunun geliştirilmesine destek vermesi dikkati çekmişti.
Analistler, ABD için Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’nu, Washington’un Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi geleneksel Arap ortaklarının Çin, Hindistan ve diğer Asyalı güçlerle ilişkilerini derinleştirdiği bir dönemde Pekin’in bölgede artan etkisine karşı bir önlem olarak değerlendirmişti.
Planlanan koridorun İsrail’den geçeceğini belirten analistler, Biden yönetiminin İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasında son dönemde normalleşen ilişkileri geliştirme çabalarını destekleyebileceğine, Suudi Arabistan’ı da Tel-Aviv ile ilişkileri geliştirmeye zorlayabileceğine işaret etmişti.
AB için ise bu proje, Birliğin zengin körfez ülkeleriyle ticaret ve yatırım bağlarını derinleştirme çabalarını destekleyecek.
AB, zaten 2022’de Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne alternatif olarak oluşturulan Küresel Geçit planına göre, gelişmekte olan ülkelerin altyapı yatırımlarına 2027’ye kadar 300 milyar avroluk kaynak sağlayacağını duyurmuştu.