Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “B3″ten “B1″e yükseltirken, kredi notu görünümünü “pozitif” olarak korudu.
- Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu iki kademe artırdı
İTO’dan yapılan açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Şekib Avdagiç, S&P ve Fitch Ratings’ten sonra Moody’s’in de Türkiye’nin kredi notunu artırmasının, uygulanan reform programının kazanç hanesine eklendiğini belirtti.
Şekib Avdagiç, şunları kaydetti:
“Notumuzun sevindirici bir şekilde 2 kademe birden artması, yabancı yatırımcı güvenindeki hızlı toparlanmanın ispatı ve sağlanan istikrarın işareti oldu. Enflasyonla mücadelemizi S&P, Fitch ve Moody’s Türkiye’yi asıl hak ettiği minimum not olan ‘yatırım yapılabilir’ ve üstüne çıkarana kadar ekonominin tüm unsurlarıyla bir denge içinde sürdürmeliyiz. Bu süreçte, üretimin, istihdamın ve özellikle ihracatın artması, bu sayede cari açığımızın azalmaya devam etmesi için gerekli adımların atılması büyük önem arz etmektedir.”
“Moody’s’in kararı yatırımcılar nezdinde güvenin arttığını ortaya koymaktadır”
Gürsel Baran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesinin memnuniyet verici olduğunu ifade etti.
Baran, şunları kaydetti:
“Moody’s’in not artırımı kararında, Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli liderliğinde uygulanan ekonomik programlar ve reformlar, Cumhurbaşkanı Yardımcı’mız Sayın Cevdet Yılmaz’ın katkılarıyla ortaya konulan strateji ve planlarla Hazine ve Maliye Bakanı’mız Sayın Mehmet Şimşek’in uzmanlık ve tecrübesiyle hayata geçirilen finansal disiplin ve maliye politikaları önemli rol oynamıştır.”
Ülkenin geleceğine inandıklarını belirten Baran, “Ülkenin borçlanma kapasitesinin ve risk algısının iyileştiğini gösteren bu karar, yatırımcılar nezdinde güvenin arttığını ve daha da artacağını ortaya koymaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kararın, Türkiye’nin uluslararası alanda itibarını yükselttiğine işaret eden Baran, “Yabancı sermaye ve yatırım girişinin artmasına da katkı sağlayacaktır. Bu gelişmenin kalıcı olması için Türkiye ekonomisinin yatırım ve üretim yapılabilir niteliğinin daha da kuvvetlenmesi, enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, mali disiplinin devamı ve yapısal reformların vazgeçilmeden hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.” ifadesini kullandı.