Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, yaptığı yazılı açıklamada, TCMB Para Politikası Kurulu’nun yüzde 8,5 olan politika faizi oranını yüzde 15’e yükselterek para politikasında sıkılaştırma yönünde bir adım atmasını ve önümüzdeki dönemde de para politikasının etkinliğini artırmaya yönelik adımların atılacağını açıklamasını önemli bulduklarını belirtti.
- Merkez Bankası, faiz oranını 650 baz puan artırarak yüzde 15’e çıkardı
Olpak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ayrıca, kararın, öncesinde kurulan iletişime paralel alınmasını da öngörülebilirlik adına değerli görüyoruz. İş dünyası olarak beklentimiz, öngörülebilirlik ana prensibi çerçevesinde, fiyat ve finansal istikrarı sağlamaya yönelik adımlar atılırken, büyümenin de dengelenmesi ve faiz oranlarında hem sadeleşme hem de yakınsamanın sağlanmasıdır. Politika faizinin, fiyat istikrarı ve finansal istikrara olumlu tesir edecek şekilde artırılmasının, üretim ve büyümedeki muhtemel yan etkilerini minimize etmesini ümit ediyoruz. Gerek Merkez Bankası gerekse ekonomi yönetiminin uygulayacağı bütüncül politikaların, koordineli ve uyumlu bir şekilde, iletişim ve istişare kanalları açık tutularak, öngörülebilir bir şekilde uygulanması ve güvenin sağlanmasıyla sorunlarımızın bir süreç dahilinde çözülebileceğine inanıyoruz.”
“Fiyat istikrarının sağlanmasında oldukça kritik bir rol oynayacak”
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı da Türkiye’nin orta ve uzun vadeli mali yükümlülüklerine işaret ederek, bu yükümlülükler göz önünde bulundurulduğunda, TCMB’nin bugün aldığı faiz kararının, fiyat istikrarının sağlanmasında oldukça kritik bir rol oynayacağına inandıklarını aktardı.
Asmalı, politika faizinin, fiyat istikrarının sağlanmasında tek çözüm olmadığı gerçeğinin de unutulmaması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Enflasyonla mücadelede topyekun bir politika uygulanması ve para politikasını tamamlayıcı diğer unsurların da hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi, piyasaların iştahını ve motivasyonunu artıracaktır. İlaveten, politika faizinin seviyesi kadar, para politikasının öngörülebilir ve tutarlı olması da oldukça önemlidir. Bu noktada başta Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek olmak üzere tüm yeni ekonomi yönetiminin, piyasalarla kurduğu doğru ve sağlıklı iletişim yöntemi, iş dünyası adına oldukça sevindirici ve güven verici olmuştur.”
Asmalı, ekonomi politikalarında planlı ve koordineli biçimde hareket edilen bu dönemde, Türkiye’nin uzun vadeli hedeflerine daha kararlı ve sağlam adımlarla yürüdüğüne yürekten inandıklarını bildirdi.
“Finansal istikrarın oluşmasına dönük atılmış önemli bir adım”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise zorlu küresel ekonomik ortamda sanayicilere yatırım ve üretimde öngörüde bulunma imkanı veren finansal istikrar konusunu çok önemsediklerini vurguladı.
Belirsizliklerle dolu küresel dünyada finansal istikrarın daha dikkatle sürdürülmesi gereken bir dönemden geçerken, TCMB’nin bunu sağlamaya yönelik her çabasını İSO olarak desteklediklerini aktaran Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“O nedenle bugün alınan kararı, Türkiye ekonomisinin önündeki birçok fırsatları tamamlayıcı unsur olarak gördüğümüz finansal istikrarın oluşmasına ve istikrarlı bir şekilde sürdürülmesine dönük atılmış bir adım olarak görüyoruz. Kararı, ülkemizin en acil ekonomik sorunu haline gelen enflasyonla mücadelenin de kararlılıkla sürdürüleceğine yönelik verilen bir mesaj olarak değerlendiriyor ve değerli buluyoruz. Söz konusu mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için ekonominin sağlıklı işleyişi açısından hayati önem taşıyan kamu maliyesi ve bankacılık sistemi gibi alanlarda da akılcı ve tutarlı politikaların hayata geçirileceğine, böylece büyümenin yüksek olduğu kadar nitelikli ve sürdürülebilir bir zemine oturtulacağına da inanıyoruz.”
Bahçıvan, alınan kararla birlikte orta vadede başta enflasyonla mücadele olmak üzere finans piyasalarının ve onun beraberinde reel sektörün arzuladığı kalıcı bir finansal istikrar döneminin başlamasını arzu ettiklerini, böylece finans kalitesinin ve finansa ulaşabilme imkanlarının artacağını kaydetti.
“Bankaların kredi süreçleri rutine dönmeli”
İstanul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, faiz kararının para politikası refleksini güçlendirdiğini, artık bankaların kredi süreçlerinin rutine dönmesinin önemli olduğunu aktararak, TCMB’nin politika faizini piyasayı yansıtacak bir seviyeye çıkarma kararını makul ve normal karşıladıklarını vurguladı.
Avdagiç, faiz, kur ve enflasyon üçlüsü ne kadar önemliyse üretim, istihdam ve ihracat üçlüsünün de en az o kadar önemli olduğunu ve bunlardan feragat edemeyeceklerini belirterek, “Bankaların kredi süreçlerinin rutine dönmesine ihtiyaç var. Parasal sıkılaştırma, üretim bantlarını yavaşlatmamalı. Politika faizi seviyesi, üretim ve ticarete yönelik bir dizi tedbirle desteklenmeli. Merkez Bankası’nın stratejik yatırımları destekleme mesajını da değerli buluyoruz. İnanıyoruz ki ortaya konulacak öngörülebilir, kolay anlaşılır ve eş güdümlü bir politika seti, reel sektörün de önünü açacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye ekonomisinin geleceğine güvenimiz tamdır”
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun politika faizine ilişkin kararının, finansal istikrarı sağlama yolunda atılmış bir adım olduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Küresel ekonominin çeşitli sancılardan geçtiği, savaş ve salgının etkilerinin devam ettiği ve Yeşil Mutabakat nedeniyle bir dizi dönüşüme hazırlanmamız gereken süreçte, ekonomik istikrarın sağlanması ve büyümenin devamı çok önemli. Bu süreçte yapısal reformların hayata geçirilmesi ve yatırım ortamının korunması amacıyla reel sektörün desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in yönetiminde atılacak adımlarla ülkemizin faiz ve enflasyon kıskacından ilanihaye kurtulacağına ve üretim, istihdam ve ihracata dayalı büyümenin devamının sağlanacağına inanıyoruz. Genç ve dinamik nüfusumuz, gelişmeye açık üretim yapımız ve ihracat hevesimizle Türkiye ekonomisinin geleceğine güvenimiz tamdır.”
“Artışların süreceği mesajının piyasalarda olumlu etkisi olacak”
Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Yıldırım ise uzun süredir ilk kez politika faiz oranının artırılmasının piyasalara verdiği sinyal etkisinin oldukça önemli olduğunu vurguladı.
TCMB Para Politikası Kurulu’nun 27 ay sonra ilk kez politika faizini artırarak bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükselttiğini hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Her ne kadar söz konusu faiz artışı piyasa beklentilerinin altında bir oranda olsa da Merkez Bankası’nın faiz artışı yaparak piyasalara verdiği sinyal etkisinin oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Karar metninde vurgulanan ‘parasal sıkılaştırma sürecinin başlaması’ şeklindeki ifadeden önümüzdeki aylarda faiz artışlarının devam edeceğine ilişkin verilen mesajın da piyasalar üzerinde olumlu etkisi olacağını değerlendiriyoruz. İş dünyası olarak, bir an önce bir yandan fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi, diğer yandan da bankacılık sektörüne yönelik uygulanan regülasyonlar neticesinde durma noktasına gelen kredi kanalının yeniden açılması konusunun önemini bir kere daha vurgulamak istiyoruz.
Önümüzdeki dönemde istihdam, üretim, yatırım ve nihayet ihracatta ihtiyaç duyulan finansmana erişimin sağlanabilmesi için de gerekli adımların vakit geçmeden atılması işletmelerimiz açısından hayati önem taşımaktadır. Bankalarla olan ilişkilerimizde bizleri zorlayan regülasyonların sadeleştirilmesi konusu en az finansmana erişim ve finansman maliyeti kadar önemli bir konudur.”
“Olağanüstü koşullarda atılmış bir adım”
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, faizlerin yüksek seviyelerde seyretmesinin ekonomik aktivite açısından çok istenilen bir durum olmadığını, enflasyonun makul bir orana gerilemesi adına bu artışın yapıldığını belirtti.
Kopuz, “Dolayısıyla bu parasal sıkılaştırma adımını olağanüstü koşullarda atılmış bir adım olarak değerlendiriyor, fiyat istikrarındaki bozulma sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluğu ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Kredilerin maliyetinin artmasının ekonomileri bir noktadan sonra durgunluğa götürdüğünden bahseden Kopuz, şu ifadeleri kullandı:
“Bu noktada bankalar ile ticari krediler arasında bir denge oluşturulmasını finansmana erişim noktasında hayati buluyorum. Bugünkü kararla bazı yerli ve yabancı çevrelerin çok daha yüksek faiz beklentisinin aksine nispeten makul bir oranda bir sıkılaştırma tercih edilmiş görünüyor. Bu artışlar tedrici olarak devam edebilir. Ancak bu süreç sonunda nihai hedefimiz düşük enflasyon, düşük faiz, katma değerli üretim ve ihracatla kaliteli büyüme olmalıdır.”
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın da faiz artışını, “enflasyonu baskılama ve yabancı sermayenin Türkiye’ye çekilmesine yönelik hamle” olarak değerlendirdi.
“Enflasyonla mücadelede finansal istikrar açısından son derece yararlı olacak önemli bir adım”
SAHA İstanbul Yönetim Kurulu’nun açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tam bağımsız ve müreffeh Türkiye hedefi için alınan tüm kararları ve atılan tüm adımları SAHA İstanbul’un sonuna kadar desteklediği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Savunma, havacılık ve uzay sektörlerindeki istikrarlı niteliksel ve niceliksel büyüme, ihracat gelirlerinin rekor artışı, dünya çapında ses getiren yüksek teknoloji projeleri ve nitelikli insan kaynağımızın gelişimi yönünde güçlü Türkiye için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Büyüyen Türkiye’nin adil gelir dağılımına sahip olması ve toplumsal huzura zarar veren enflasyonla mücadelede başarılı olunması bir seçenek değil, vazgeçilemeyecek bir hedeftir. Merkez Bankası’nın ekonomimizi güçlendirmek adına belirlediği para politikasına yönelik aldığı karar, enflasyonla mücadelede finansal istikrar açısından son derece yararlı olacak önemli bir adımdır. Türkiye’nin sanayicileri olarak, bu hedefe ulaşmak için gayret edecek, yatırıma ve istihdama katkı sunarak büyümenin öncüsü olacağız.”
Yakın geçmişte dünyayı esir alan Kovid-19 salgınının, dönemin koşullarını dikkate alan bir süreç yönetimi ile başarılı bir şekilde geride bırakıldığı hatırlatılan açıklamada, “Önümüzdeki dönemde ise şubat ayında yaşadığımız depremler nedeniyle güncel değerlendirmelerin yapılması en önemli gerçeklerimizden biri ve gündem maddesi olmuştur. Reel sektörün ülkemizin büyümesine arzu edilen desteği verebilmesi için yeni ekonomi yönetimimizin desteklenmesi, gerekli adımların kararlılıkla atılması ve sektörleri canlandıracak yeni kararlar alınması da elzem hale gelmiştir. SAHA İstanbul olarak, 26’sı üniversite olan toplam 960 üyemizle devlet kurumlarımızla iş birliği içerisinde yeni dönemde üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.” ifadeleri kullanıldı.