İslami Cihad Hareketi’nin liderlerinden Hindi, İsrail’le normalleşmeye karşı Arap halklarına güveniyor

İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi merkezli İslami Cihad Hareketi’nin Siyasi Büro Üyesi Muhammed el-Hindi, bölgedeki normalleşme adımları, Filistin yönetiminin İsrail ile ilişkileri ve İsrail cezaevlerindeki Filistinli tutukluların durumuna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Arap ülkelerinin “kendilerine koruma sağlayacağına” inandıkları için Tel Aviv yönetimiyle normalleşmeye başvurduğunu ifade eden Hindi, “Onlara son savaşta (Gazze’deki Mayıs 2021 saldırıları) İsrail’in kendini bile koruyamayacağını göstermiş olduk. İsrail, hegemonyasını dayatmak için müttefikleri de dahil olmak üzere bölge ülkelerinin zayıf olması konusunda her zaman isteklidir.” dedi.

İsrail’in güçlü bir ortağın varlığını kabul etmeyeceğini ve ona koruma sağlamayacağını, aksine bu ülkelere müdahalede bulunacağını savunan Hindi, İsrail ile normalleşme sürecine karşı mücadelenin “Filistin içinde birlik olunmasını” gerektirdiğini vurguladı.

Hindi, Körfez devletlerinin İsrail ile ittifakının, onlara askeri, ekonomik veya refah düzeyinde herhangi bir hizmet sunmayacağına dikkati çekerek, “Arap halklarının reddetmesi karşısında normalleşmenin bir geleceği yok. Normalleşme ile mücadelede Filistin’in birliği esastır. Filistin halkı direnişte birleşir ve sebatı güçlendirirse normalleşme değersiz ve marjinal bir hale gelir.” ifadelerini kullandı.

Barış süreci bitti

Filistin yönetimi ile İsrail arasında çözüme ulaşmaya yönelik siyasi sürecin “bittiğini” belirten Hindi, “halka bir devletin kurulması ile ilgili herhangi bir projenin sunulmadığını” vurguladı.

Bu bağlamdaki tüm konuşmaların “İsrail tarafından zaman kazanmak, Batı Şeria’da daha fazla araziye el koymak ve Kudüs’teki Yahudileştirme projelerini sürdürmek için istismar edildiğini” kaydeden Hindi, Filistin yönetimini “tüm Filistinlileri birleştirmeye, bir referans, vizyon, strateji ve ulusal alternatifler oluşturmaya” çağırdı.

Hindi, “Biz ona (Filistin yönetimine) direnişin siperine girmesini söylemiyoruz, bunun yerine asgari program üzerinde anlaşmaya ya da anlaşmazlığımızı yöneten ulusal bir merciye gitmeye çağırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

İslami Cihad yetkilisi ayrıca “Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) yeniden inşası ve mücadele programının yeniden değerlendirilmesi” çağrısında bulundu.

İsrail hapishanesindeki Filistinli tutuklular

Hindi, İsrail’in Filistinli tutukluların Gilboa Hapishanesi’nden kaçması karşısındaki başarısızlığını son zamanlarda İslami Cihad Hareketi mensubu tutuklulara baskı yaparak örtbas etmeye çalıştığını ifade etti.

Yüksek güvenlikli Gilboa Hapishanesini ABD’nin Guantanamo Hapishanesine benzeten Hindi, Filistinli tutukluların ilkel araçlar ve parmaklarını kullanarak hapishane dışına uzanan bir tünel kazmayı ve buradan kaçmayı başardığını söyledi.

Hindi, Filistinli 6 tutuklunun hapishaneden firar edebilmesini “İsrail için küresel bir skandal” şeklinde değerlendirdi.

İsrail hapishanelerindeki İslami Cihad mensubu 250 tutuklunun, firar olayının ardından Hareket mensuplarına uygulanan cezai işlemlerin sürmesine tepki olarak 13 Ekim’de başlattığı ve yaklaşık on gün sonra varılan anlaşmayla sonlandırılan açlık grevine de değinen Hindi, bu eylemi, “minimum seviyede de olsa tutukluların haklarını elde etme mücadelesi” olarak nitelendirdi.

Hindi, açlık grevinin sadece İslami Cihad’ın değil tüm grup ve fraksiyonlarıyla İsrail hapishanelerindeki Filistin Esirler Hareketinin programı olduğunu kaydetti.

İsrail’i Filistinli tutuklulardan herhangi birini hedef alması konusunda uyaran Hindi, halka, Filistinli tutuklulara destek faaliyetlerine devam etmeleri çağrısında bulundu.

“Kudüs’ün durumu kritik”

Muhammed el-Hindi, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın geleceğinin abluka altındaki Gazze Şeridi’nde değil de işgal altındaki Batı Şeria merkezinde olacağı görüşünü dile getirdi.

Hindi, “Kudüs’ün durumu kritik. İsrail, Kudüs ve Batı Şeria’da kendi gündemini dayatmak için bazı Arap yöneticilerin Tel Aviv’le normalleşme durumundan ve ABD’nin bölgeden çekilmesinden yararlanıyor. Topraklara el koyma ve Yahudileştirme süreci tırmanıyor. Bununa birlikte İsrail yargısı da Filistinli aileleri, Kudüs’teki Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki evlerinden zorla çıkarmak ve tahliye etmek için harekete geçmeye başladı.” ifadelerini kullandı.

İslami Cihad Hareketi Siyasi Büro Üyesi Hindi, Batı Şeria’daki Filistinlileri, İsrail’in saldırıları ve ihlallerini reddederek “büyük bir intifadayı ateşlemeye” çağırdı.

İsrail geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas yönetimleriyle ilişkileri normalleştirmeye yönelik anlaşmalar imzalamıştı.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.