İspanya İslam Toplumu Derneği Başkanı Umar del Pozo, AA muhabirine, Avrupa’da “İslam’ın sadece göçmenlerin dini gibi algılandığı imajının değiştirilmesi gerektiğini” söyledi.
Müslümanlığı seçen İspanyol bir ailenin çocuğu olduğunu belirten Del Pozo, direktörü olduğu Granada Ulu Cami’nde neredeyse her cuma şehadet getirip Müslüman olan bir kişinin bulunduğuna ve Granada’da 3 bine yakın Müslüman İspanyolun yaşadığına dikkati çekti.
“Güçlenmek isterseniz, dış baskılar ve kötülükler geliyor”
“40 yıl önce Allah benim kapımı çaldı.” diyen ve Madrid’den çıkıp geldiği Granada’ya Müslümanlığı seçerek yerleşen Muhammed Jauiriddin de “Günümüzde İslam ile ilgili çok kötü, yanlış bilgiler var. Gazetelerde, televizyonlarda, tüm basın organlarında her zaman İslam karşıtı kampanyalarla karşılaşıyorsun. Bu, çok trajikomik bir şey çünkü çok fazla cahillik var.” dedi.
Franscisco olan İspanyol adını Müslüman olunca değiştiren Muhammed, “Avrupa’da dinler arasında birlikte yaşam her zaman var ama bunun sınırı sizin (Müslümanların) güç sahibi olmamanız. Eğer Müslüman toplumu olarak güçlenmek isterseniz, o zaman birlikte yaşama zarar verebilen, dış baskılar ve kötülükler geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kendisi için İslam’ın bir dinden fazlası olduğunun altını çizen Muhammed, şöyle devam etti:
“İslam, çok daha geniş ve sizi zenginleştiren, tamamlayan bir yaşam sistemi. İslam’ın sonu yok. Arkadaşlarım, eğer İslam ile ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorlarsa, ben anlatıyorum ama kolay değil. Ben her zamanki gibiyim ama tabii ki Müslüman olunca bazı adetlerim, dini yaşamım değişti. Ailem, yeni durumu hemen kabullenemedi. Özel ve iş hayatımda da küçük sorunlar yaşadığım anlar oldu. Madrid’de çalıştığım sinema, tiyatro, gösteri dünyasında iyi bir yerdeydim ama Müslüman olmamı bazı kişiler kabullenemedi. 25 yıldır Granada’da yaşıyorum ve 4 kızım da Müslüman.”
“İslam’ın daha iyi anlatılması gerekir”
Endülüs İslam döneminde (711-1492) İspanya’daki son İslam toprağı olan Granada’da doğup büyüyen ve 39 yıl önce Müslüman olduktan sonra Rosario olan adını Saliha yapan bir başka İspanyol vatandaşı da İslam ile ilgili bazı önyargıları yıkmanın çok zor ve basının yaklaşımının bunda önemli bir etken olduğunu söyledi.
“Granada için büyülü topraklar derler ve geçmişte kralların yaşadığı bu yerde gerçekten çok fazla asalet ve ruh var.” diyen Saliha, Granada’nın birlikte yaşam ve Müslümanlar için çok özel bir yer olmasına karşın İslam’ın daha iyi anlatılması gerektiğini ifade etti.
Saliha, İspanya’da diktatörlük döneminden (1936-1975) sonra özellikle genç nüfusta büyük bir kaygı ve ruhani arayış olduğunu aktararak, “Ben, bu arayış yolunda İslam’ı buldum. Ailenin dışında olan kişilerle paylaşım, dostluk, birlikte yaşam, sosyal adalet, tek bir tanrıya Allah’a inanmak, bunların hepsi beni İslam’a yakınlaştırdı. Arkadaşlarım buna çok şaşırdı ve beni anlamayanlar oldu.” diye konuştu.
Granada’nın yaklaşık 25 kilometre dışında, doğa ile iç içe bir alanda, kendi girişimiyle Vega Cami’ni inşa eden ve çevredeki 500 aileye ibadet, sosyal aktivite imkanı sağlayan Shuaib Sanchez de Granada’daki İspanyol Müslümanların 3. kuşağı olduklarını kaydetti.
1980’li yıllarda Müslüman bir toplumla karşılaşmasının ardından aradığının İslam’da bulunduğunu görüp, Müslüman olduğunu anlatan Sanchez, şunları kaydetti:
“Bu topraklarda yaklaşık 800 yıl Endülüs İslam Devleti var oldu. Sadece Endülüs bölgesinde değil Murcia, Valensiya, Zaragoza, Teruel buralarda da. O yüzden sadece arkeolojik anlamda kalıntılar yok, aynı zamanda sosyal kalıntılar da ve bu günümüzde bile görülüyor. Mesela ben, ilk Müslüman olduğumda abdest alan birini gördüğümde çok şaşırmıştım. Çünkü benim büyük dedem de aynı bu şekilde yıkanıyordu. Çünkü bu gelenek korundu. Ben, seramik ustasıyım. Benim çalışma yerim, malzemelerim tamamen İslam kültüründen günümüze kalanlar.”
“İslam hep ‘göçmen dini’ olarak algılanıyor”
İspanya’nın Avila kentinde yaşayan 64 yaşındaki Miriam Cuenca da İslam için oluşturulan “göçmen dini algısına” dikkati çekti.
Yaklaşık 20 yıl önce Müslüman olduktan sonra Castilla y Leon özerk bölgesindeki İslam Federasyonunun ilk kadın sekreteri olan, aynı zamanda Avila İslam Toplumu Sekreterliği ve İspanya İslam Komisyonu Üyeliği görevlerini de yürüten Cuenca, “İslam ile ilgili bazı yanlış görüşleri değiştirmek gerek. İslam hep ‘göçmen dini’ olarak algılanıyor ve ırkçı söylemlerde (ülkene git) diyorlar. Müslüman İspanyolların olduğunu hiç düşünmüyorlar ya da bu topraklarda 800 yıl İslam devleti egemenliğini olduğunu hatırlamıyorlar. Burada İslam egemenliği, turistik gezi değildi.” diye konuştu.
İstisnalar ve bazı pozitif yaklaşımlar olsa da basının genel anlamda İslam ile ilgili haberlerde “tarafsız olmadığını” vurgulayan Sanchez, “Basın, İslam’a yaklaşımlarında çok kolay spekülasyon yaratıyor.” dedi.
İspanya’da yaklaşık 880 bini İspanyol vatandaşı (büyük çoğunluğu vatandaşlık alan göçmenler) olmak üzere 2,1 milyon Müslüman yaşıyor.