‘İşgal Altındaki Bölgelerdeki İsrailli İnsan Hakları Bilgi Merkezi’ (B’tselem), İsrail askerlerinin, Batı Şeria’nın Tubas kentine düzenlediği baskında vurulan Sevafte’nin (58) ölümü hakkında yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
İsrailli sivil toplum kuruluşuna (STK) göre, araştırma, İsrail ordusunun, “hiç kimse için bir tehlike oluşturmayan Salah Sevafte’yi (58) vurarak öldürdüğünü” ortaya koydu.
Olayın meydana gelişi
Araştırmaya göre olay şu şekilde gelişti:
19 Ağustos 2022 Cuma sabahı erken saatlerde İsrail birlikleri Batı Şeria’nın Tubas kasabasına girdi. Bölgedeki Filistinli gençlerden bazıları askerlere taş atarken, İsrail askerleriyle bazı gençler arasında silahlı çatışma yaşandı.
Sabah 05:00 civarında, altı asker beldenin ana caddesindeki bir ofis binasına girdi ve üçüncü katta pozisyon aldı. Kısa bir süre sonra, penceredeki askerlerle yakındaki bir ara sokaktaki Filistinliler birbirlerine ateş açtılar.
Sabah namazı saat 05.20’de bittiğinde, ibadet edenler, binadan yaklaşık 200 metre uzakta bulunan camiden çıkmaya başladılar. Bunlardan biri, ofis binasının karşısındaki kaldırımda evine yürüyen Salah Sevafte idi. Namazdan çıkanlar dağılırken, birkaç askeri cip geldi ve binanın yanına park etti.
Güvenlik kamerası görüntüleri ve olay yerinde kaydedilen amatör videolar, Sevafte’nin sabah 05.30 sıralarında ana cadde boyunca hızlı adımlarla evine doğru yürüdüğünü gösterdi. Sevafte, ofis binasının yaklaşık 100 metre güneyinde bulunan Sirac adlı fırın dükkanının kapısına geldiği sırada binada saklanan askerler tarafından başından vurularak yere yığıldı. Bir dakikadan kısa bir süre sonra, yakındaki bir ambulans gelerek Sevafte’yi hastaneye kaldırdı.
İsrail’in iddiaları çürütüldü
İsrail ordusu, diğer çoğu benzer olayda olduğu hemen Sevafte’nin “Filistinli militanlar tarafından vurulmuş olma ihtimalinin yüksek olduğunu” iddia etti.
Ancak B’Tselem’in soruşturması, “silahlı Filistinlilerin Sirac fırınının kuzeybatısında bulunduğunu ve Sevafte’nin vurulduğu noktayı doğrudan gören bir ateş hattında olmadıklarını” ortaya çıkardı.
Ayrıca B’Tselem tarafından yaptırılan patolojik muayenede, “merminin Sevafte’nin kafasına İsrail askerlerin kullandığı ofis binasına bakan sağ taraftan girdiği” tespit edildi.
İsrail ordusunun öne sürdüğü ve “beldede faaliyet gösteren İsrail keskin nişancılarının Sevafte vurulmadan önce mevzilerini terk ettiği ve araçlarının o vurulmadan önce çoktan yola çıktığına” yönelik iddia da çürütüldü.
Video görüntülerinden açıkça görüldüğü üzere, askeri araçlar Sevafte’nin ambulansla götürülmesinden yaklaşık iki dakika sonra olay yerinden ayrıldı.
Tanık ifadelerine de yer verilen açıklamada, Sirac fırınında çalışan Zekeriya adlı kişi, “Salah’ı iyi tanırdım. Her sabah camiye giderken fırına uğrardı. Dönüşte bize de uğrayıp kahve içerdi. O sadece sabah namazından sonra eve giden yaşlı bir adamdı. Onu neden öldürdüklerini anlamıyorum.” diye konuştu.
Olay sırasında cep telefonu ile çatışmayı kayda alan bir taksici de silah atışlarının yoğunlukla İsrail askerlerinin bulunduğu ofis binasından geldiğini kaydetti.
İsrail’in tekrar eden inkar politikası
B’Tselem, Aljazeera muhabiri Şirin Ebu Akile 11 Mayıs 2022’de öldürüldüğünde de İsrail ordusunun suçu silahlı Filistinlilere yükleyerek, gazetecinin öldürülmesiyle ilgili sorumluluğunu hemen reddettiğini hatırlattı.
İsrailli insan hakları kuruluşu, “İsrail, olaydan birkaç hafta sonra, gönülsüzce ve ABD’nin baskısı altında da olsa, Ebu Akile’nin ‘büyük olasılıkla’ İsrail’in açtığı ateş sonucu öldürülmüş olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.” ifadelerine yer verdi.
İsrailli STK, üç ay sonra İsrail ordusunun, “gerçeklerle çelişerek ve herhangi bir kanıt sunmadan, Sevafte’nin öldürülmesinin sorumluluğunu açıkça reddederek bir kez daha aynı tepkiyi verdiğini” vurguladı.