Aynı zamanda İsrail vatandaşı olan ve Filistinlileri temsil eden Yüksek Arap Takip Komitesi (YATK) bünyesindeki Özgürlükler Komisyonunun başkanlığını da yürüten Şeyh Hatib’in 14 Mayıs’tan itibaren süregelen gözaltı hali 20 Haziran’da son buldu.
Şeyh Hatib’in oğlu Muaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada babasının mayıstan bu yana gözaltı süresinin tekrar tekrar uzatılmasının ardından bir dizi kısıtlamayla serbest bırakıldığını belirtti.
Babasının “45 gün boyunca köyü Kefr Kanna’ya gitmemesi, 15’ten daha fazla kişiyle bir araya gelmemesi, namazlarını camide kılmaması, cuma hutbesi vermemesi, basına konuşmaması, sosyal medyada paylaşım yapmaması” şartıyla serbest bırakıldığını hatırlatan Muaz, babasına uygulanan yasakların onu susturma ve etkisini zayıflatma amacı taşıdığını dile getirdi.
Muaz, babasının şu anda Kefr Kanna yakınlarındaki El-Aziz Köyü’nde kaldığını ve ev hapsinde olmadığını belirtti.
Şeyh Hatib, serbest bırakıldığı pazar gününden bu yana geçmiş olsun dilekleri için gelen Filistinlileri kabul ediyor.
Filistinli yöneticilere yönelik siyasi bir takibat
Şeyh Hatib’in avukatı Ömer Hamayise ise müvekkilinin durumunu, “İsrail tarafından 2015’te yasaklanan İslami Hareket başta olmak üzere İsrail vatandaşı Filistinli yöneticilere yönelik yürütülen siyasi takip zincirinin bir halkası.” olarak değerlendirdi.
1948 İslami Hareketi’nin yasaklı kuzey kanadının lideri Şeyh Raid Salah’ın da gözaltına alındığı ve şu anda tutuklu bulunduğunu hatırlatan Hamayise, İsrail makamlarının Filistinli diğer liderleri de takip ettiğini, İslami Hareket’e bağlı 30’dan fazla kurumu kapattığını belirtti.
Hamayise, “Bu takip, İsrail makamlarının ılımlı İslam’ın öne çıkması olarak kabul edilen sesin yükselmesini istemediğinin kanıtı.” dedi.
“Kısıtlamalar 3 ay devam edecek”
Avukat Hamayise, Nasıra bölgesi Merkez Mahkemesinin kararına göre Şeyh Hatib hakkında uygulanan kısıtlamaların 3 ay devam edeceğini söyledi.
Hamayise, Nasıra bölgesi Merkez Mahkemesi’nin 4 Temmuz’da Şeyh Hatib’in müvekkillerine yönelik iddiaları yanıtlamak için savunma komitesini dinlemek üzere bir duruşma düzenleyeceğini aktardı.
Merkez Mahkemesi yargıcının, savcılığın Şeyh Hatib’e Hamas’la bağlantısı olduğu suçlamalarına ilişkin bir kanıt bulunmadığını belirttiğini ifade eden Hamayise, Şeyh Hatib’in ayrıca şiddete teşvik suçlamalarına ilişkin de bir delil olmadığını vurguladı.
Hamayise, Şeyh Hatib’e yöneltilen suçlamaların “tehlikeli” olmaya başladığına işaret ederek, “Duruşmanın zaman alacağını düşünüyorum. Şeyh Hatib’e getirilen kısıtlamaların ise uzun sürmeyeceğini umuyorum.” diye konuştu.
“Serbest bırakılması ırkçı politika karşısında önemli bir başarı”
Adalet İnsan Hakları Merkezi Müdürü ve Şeyh Hatib’in Savunma Komisyonu Başkanı avukat Hasan Cebbarin yaptığı yazılı açıklamada, “İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet’in ne pahasına olursa olsun Şeyh Hatib’i parmaklıklar ardına koyma girişimlerine rağmen serbest bırakılması kararını Şin Bet’in ırkçı politikası karşında önemli bir başarı olarak görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Cebbarin, getirilen kısıtlamalar karşısında ciddi çekinceleri olduğunu bununla birlikte gözaltının uzatılmasının hukuka aykırı olduğuna ilişkin itirazlarının çoğunun mahkeme tarafından kabul edildiğini aktardı.
Şeyh Hatib’e yöneltilen suçlamaların suç ile yakından veya uzaktan ilgisi olmayan dini içerikli üç yayına dayandığına dikkati çeken Cebbarin, bunun, herhangi bir fiili veya hukuki delile dayanmayan, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi hakkındaki Arap ve Filistin anlatılarını yargılamaya çalışan siyasi bir kovuşturma olduğunu ifade etti.
Şeyh Hatib’in gözaltına alınması
Şeyh Hatib, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları ve Kudüs’teki ihlallerine tepki olarak patlak veren protestoların arttığı dönemde, 14 Mayıs’ta İsrail’in kuzeyinde bulunan Kefr Kanna’daki evinden gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alındıktan bir gün sonra mahkemeye çıkarılan Hatib’in gözaltı süresi farklı tarihlerde, çeşitli gerekçelerle uzatılmıştı.
İsrail Başsavcılığı Hatib’e 1948 İslami Hareketine işaretle “yasaklı örgüte üyelik ve şiddete teşvik” suçlamalarında bulunmuştu.
Söz konusu suçlamalar, Şeyh Hatib ve savunma komisyonu tarafından reddedilmişti.
İsrail polisi, İsrail’e bağlı Filistin kentlerindeki protestolarla bağlantılı olarak 2 binden fazla Filistinliyi gözaltında almıştı.