Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye düzenlediği ve 151’inci gününe varan saldırılara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.
İsrail ordusunun 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde “savunmasız Filistin halkına, sivillere, çocuklara ve kadınlara” yönelik 2 bin 675 katliam gerçekleştirdiği belirtildi.
Gazze Şeridi’nde 151 gündür düzenlenen saldırılarda 13 bin 430 çocuk ve 8 bin 900 kadının öldürüldüğü kaydedildi.
Saldırıların beş ayı geride bırakarak altıncı aya girdiğine işaret edilen açıklamada, yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 7 bin kişinin halen enkaz altında veya kayıp olduğu belirtilirken, hastanelere getirilen ölü sayısının 30 bin 534, yaralı sayısının ise 71 bin 920 olduğu bildirildi.
Sağlık sektörünü de hedef alan İsrail’in, Gazze’de 364 sağlık çalışanı ve 48 sivil savunma görevlisini öldürdüğü aktarıldı.
Gazze’de 132 gazetecinin İsrail saldırılarında öldürüldüğüne dikkati çekildi.
Abluka altındaki bölgede Filistinlilerin maruz bırakıldığı kıtlığa işaret edilen açıklamada, un, pirinç ve tahılın yanı sıra halkın yemek zorunda kaldığı hayvan yemlerinin de tükenmesinin ardından özellikle Kuzey Gazze ve Gazze’de kıtlığın daha da kötü bir hal aldığı uyarısında bulunuldu.
İsrail’in zorla aç bırakma politikası ve yardımların hedef alınması
İsrail’in gıda ve yardım malzemesi girişini engellediği, hatta bölgeye ulaşmaya çalışan yardım araçlarını hedef alarak çocuklarına ve ailelerine yiyecek arayan onlarca kişinin ölümüne yol açtığı ifade edilen açıklamada, aç bırakma politikası; sivillere, çocuklara ve kadınlara yönelik baskılar; gıda, su ve ilaç güvensizliği sonucu bu iki vilayette hayatını kaybeden 700 binden fazla kişinin sorumluluğunun İsrail ile başta ABD ve uluslararası toplum olmak üzere müttefiklerini sorumlu tuttuğu vurgulandı.
İnsani yardımın havadan ulaştırılmasının en iyi yollardan biri olmadığı kaydedilen açıklamada, “tüm dünyanın da bildiği gibi” kara yoluyla günde 1000 yardım tırının Gazze Şeridi’nin kuzeyi başta olmak üzere tüm bölgeye ulaştırılmasının en kesin çözüm yolu olduğu ifade edildi.
İsrail ordusunun, yaşanılan kıtlığın gölgesinde dağıtılan yardım malzemesi ve unu almak isteyen binlerce kişiye yönelik katliamlar gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, İsrail’in Gazze’de un almak için bekleyenleri hedef aldığı saldırıda 116 kişinin öldürüldüğü; 700’den fazla kişinin yaralandığı, ayrıca Deyr Belah’ta Kuveytli bir hayır kurumuna ait yardım aracının vurulması sonucu 8 kişinin öldürüldüğü; yine Gazze’deki Kuveyt Kavşağındaki saldırıda onlarca kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı bildirildi.
İsrail’in ayrıca Filistinlilere karşı uluslararası hukuku ihlal eden 19 savaş suçu işlediği, bunların aynı zamanda Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılar sırasında işlediği soykırım suçunun unsurlarını da oluşturduğu aktarıldı.
Birleşmiş Milletler’in, Gazze’nin kuzeyine yardım malzemelerinin teslimini durdurma kararının şaşkınlıkla karşılandığı kaydedilen açıklamada, bu kararın 700 bin insanın ölüme terk edilmesi ve insani koşulların katlanarak ağırlaştırılması anlamına geldiği ifade edildi.
İsrail’in Nasır ve Emel hastanelerini tank ve insansız hava aracıyla yıktığı, sağlık personeline ve yerlerinden edilerek hastaneye sığınanlara ateş açtığı, çok sayıda Filistinliyi öldürerek hastaneyi toplu mezara ve kışlaya çevirdiği kaydedilen açıklamada bunun da açık şekilde bir savaş suçu olduğu, benzerlerinin bölgedeki 32 hastaneye de uygulandığı aktarıldı.
Yerinden edilmiş 2 milyon insanın hâlâ yüzlerce barınma merkezinde çetin, zor ve trajik bir hayat yaşadığı kaydedilen açıklamada, yerinden edilenlerin yiyecek, su ve ilaç bulamadığı, yerinden edilmenin zorlu koşulları ve uluslararası kuruluşların mültecilere ve yerinden edilenlere tahsis ettiği hizmetlerin yokluğu nedeniyle 700 binden fazlasının bulaşıcı hastalıklara yakalandığı belirtildi.
Saldırılar altıncı ayına girerken İsrail’in 1000’den fazla okulu, üniversiteyi, eğitim kurumunu, camiyi, kiliseyi ve hastaneyi hedef alarak yıktığı ifade edilen açıklamada,
İsrail’in Filistin tarihini ve coğrafyasını haritadan silmek amacıyla yaklaşık 200 arkeolojik ve miras alanını yok ettiği ifade edilen açıklamada, ilk belirlemelere göre Gazze Şeridi’ndeki soykırım savaşının doğrudan verdiği zararın 15 milyar doları aştığı, dolaylı zararların ise bunun çok üzerinde olduğuna işaret edildi.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü soykırımdan ABD ve BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum da sorumlu
Açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik sürdürdüğü soykırım savaşından ve bu savaşın durdurulamamasından “işgalcilerin ortağı” ABD yönetiminin yanı sıra BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum da sorumlu tutuldu.
Ofisin açıklamasında, dünyanın tüm ülkelerine, tüm uluslararası kuruluşlara, tüm Arap ve İslam ülkelerine, Gazze Şeridi’nde sivillere, çocuklara ve kadınlara karşı yürüttüğü soykırım savaşını durdurması için İsrail’e baskı yapmaları ve işlediği korkunç suçlardan dolayı İsrail’i kınamaları ve tüm uluslararası mahkemelerde takipçisi olmaları çağrısında bulunuldu.
Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatına, Refah Sınır Kapısının kalıcı olarak ve derhal açılması, her gün 24 saat boyunca kısıtlama olmaksızın açık bir insani koridor haline getirilmesi ve yüzbinlerce ton yardımın mülteciye ulaştırılması için azami çaba göstermeleri çağrısı yapılan açıklamada, Gazze’deki 11 bin yaralının tedavi için yurt dışına gönderilmesi ve Gazze Şeridi’ndeki hayati tesislerin yeniden çalıştırılması için Refah Sınır Kapısından yakıt girdirilmesi talep edildi.
Tüm insani yardım ve uluslararası kuruluşlarına Gazze şehri ve kuzeyindeki çalışmalarına yeniden dönmeleri ve özellikle insani durumun kötüleşmesi ve çatışmaların derinleşmesiyle birlikte bu iki kentteki tüm vatandaşlara yardım, un, gıda dağıtmaları çağrısı yapılan açıklamada, diğer kentlerdeki çalışmaların güçlendirilmesi ve tüm vatandaşlara gıda sağlanması istendi.
Açıklamada, Körfez İşbirliği Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ve dünyanın tüm ülkelerine Gazze Şeridi’nin yeniden inşasına çözüm bulmak için derhal ve acilen bir araya gelmeleri çağrısında bulunuldu.