İsrail’in Filistin’e ait sulardaki bölgelere ilişkin Aralık 2022’de düzenlediği ihalenin sonuçlarını saldırılarını artırdığı günlerden 29 Ekim 2023’te açıklaması, yasa dışı bir oldubittiyi dikkatlerden kaçırma çabası olarak yorumlandı.
Söz konusu ihale kapsamında, İsrail yönetimi uluslararası hukuka göre Filistin deniz alanları olarak kabul edilen bölgelerde doğal gaz aramak üzere altı İsrailli ve uluslararası şirkete lisans verdi.
İnsan hakları örgütlerine göre durum “yasa dışı”
İsrail’deki Arap Azınlık Haklarını Koruma Hukuk Merkezi “Adalah” 5 Şubat’ta İsrail Enerji Bakanlığına mektup göndererek Filistin’in deniz sınırlarına giren bölgede verilen doğal gaz arama ruhsatlarının iptal edilmesini talep etti.
Adalah’ın ardından Al Mezan, Al-Haq ve Filistin İnsan Hakları Merkezi tarafından da lisans sahibi şirketlere bu bölgelerde herhangi bir faaliyette bulunmamaları için uyarılar gönderildi.
Adalah tarafından yapılan açıklamada ise şunlar kaydedildi:
“İsrail, Gazze Şeridi’nde işgalci güçtür ve Filistin’in deniz alanları üzerinde tam etkin kontrol uygulamaktadır. İhalenin düzenlenmesi ve akabinde bu alanda arama yapılması için ruhsat verilmesi, uluslararası insancıl hukukun ve uluslararası teamül hukukunun ihlalini teşkil etmektedir. İsrail iç hukukuna uygun olarak düzenlenen ihaleler, doğal kaynakların yönetimi ve işletilmesi bağlamında İsrail iç hukukunu bölgeye uygulamak suretiyle yürürlükteki uluslararası insancıl hukuk normlarının yerine geçmeyi amaçladığından, Filistin’in hak iddia ettiği deniz alanlarının fiilen ve hukuken ilhakı anlamına gelmektedir.”
Açıklamada, yürürlükteki uluslararası hukuk uyarınca İsrail’in, Lahey Tüzüğü’nün 55’inci maddesinde atıfta bulunulan intifa hakkı kuralları uyarınca, işgal altındaki toprakların yenilenemeyen sınırlı kaynaklarını ticari kazanç ve işgalci güç yararına kullanmasının yasak olduğu vurgulanarak, “İşgal altındaki topraklarda fiili bir idari otorite olarak İsrail, işgal altındaki nüfusun yararına olmayan ticari amaçlar için doğal kaynakları tüketemez.” ifadesi kullanıldı.
Gazze kıyılarındaki G, E ve H sahaları tartışmalı
Filistin İnsan Hakları Merkezi tarafından yapılan açıklamada da ihalenin çok geniş bir alanı kapsadığı ancak haritada gösterilen G, E ve H sahalarının tartışmalı olduğu belirtildi.
Tartışmalı olmayan alanda yer alan I sahasında da SOCAR, NewMed Energy ve bp şirketleri arama ihalesini kazandı.
Merkezin açıklamasında, “G Bölgesi ile ilgili olarak İsrail Bakanlığı ihaleyi kazanan şirketleri çoktan açıkladı: Eni (İtalya), Dana Petroleum (İngiltere, Güney Kore Ulusal Petrol Şirketi’nin bir yan kuruluşu) ve Ratio Petroleum (İsrailli bir şirket). G Bölgesinin yüzde 62’si, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Filistin tarafından 2019’da ilan edilen deniz sınırları içerisinde yer almaktadır. H ve E Bölgelerine gelince, ihale sonuçları henüz açıklanmamıştır ve bu alanların bir kısmı Filistin’in deniz alanları içerisinde yer almaktadır.” ifadeleri yer aldı.
İsrail, uyması gereken tüm uluslararası hukuk çerçevesini çiğniyor
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Adalah’ın Hukuk ile Arazi ve Planlama Hakları Birimi Direktörü Avukat Dr. Suhad Bishara, İsrail’in Gazze’ye komşu denizdeki yataklarının uluslararası hukuka göre yasa dışı olduğunu belirtti.
Bishara, İsrail’in yasa dışı adımlar attığının altını çizerek, “Temel olarak İsrail, uyması gereken tüm uluslararası hukuk çerçevelerini askıya almaya ve bunun yerine kendi ulusal hukukunu uygulamaya karar vermiştir. İsrail tarafından verilen ruhsatlar da dahil olmak üzere bu eylemler, uluslararası hukuk, uluslararası insancıl hukuk ve deniz yasaları uyarınca yasa dışıdır.” diye konuştu.
Adalah olarak bu ruhsatlardan sorumlu İsrail Enerji Bakanlığına başvurduklarını anımsatan Bishara, “Onlardan ruhsatlarını iptal etmelerini ve Filistin’in bölgede, münhasır ekonomik bölgesi olarak ilan ettiği alanlarda yeni ruhsatlar vermekten kaçınmalarını istedik.” ifadesini kullandı.
“Filistin’in güçsüzlüğünden dolayı bunları yapıyorlar”
Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı ve Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı da İsrail’in Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile 2010’da deniz yetki sınırlandırma anlaşması yaptığını ve bu anlaşmada uluslararası hukuka göre Filistin’e düşmesi gereken alanın verilmediğini anlattı.
Yaycı, Filistin’in 2019’da BM’ye bildirdiğinden çok daha fazla alana sahip olması gerektiğini belirterek, “Filistin aslında kendisine verilen alanı bildiriyor. Bu durum bilgisizliğin hak kaybına nasıl yol açtığını göstermesi açısından önemli. Verilen küçücük üçgenle de görüyoruz ki İsrail aslında 1947’den itibaren Filistin’in yüzde 85’ini işgal etmekle kalmamış denizin de yüzde 80’ini işgal etmiştir.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazzelilerin tek gelir kaynağı olan balıkçılığa dahi müsaade etmediğine dikkati çeken Yaycı, İsrail’in Gazze kıyı şeridinden herhangi bir ulaşıma da izin vermediğini vurguladı.
Yaycı, “Daha da enteresanı bugüne kadar İsrail’in orada petrol gaz arama ve balıkçılık yapılmasına müsaade etmemesinin ve ablukaya almasının arkasındaki en önemli hedeflerden bir tanesinin ‘Gazze’yi işgal edeceğim o zaman kullanacağım’ olduğu anlaşılmıştır.” dedi.
Filistin’in bölgede savunmasız olduğunun altını çizen Yaycı, “Burada çatışma yok Filistin’in hakkının yenmesi var. Ama mesela Türkiye, Doğu Akdeniz’de kendi ilan ettiği yetki alanlarında sondaja müsaade etmiyor. Askeri tedbir uyguluyor ve engelliyor. O bölgelerde ruhsatlandırma yapamıyorlar. Filistin’in güçsüzlüğünden dolayı bunları yapıyorlar.” diye konuştu.
Gaz aranacak bölgeler
Adalah, Al Mezan, Al-Haq ve Filistin İnsan Hakları Merkezi tarafından paylaşılan bilgiye göre, İsrail Enerji Bakanlığı, uluslararası hukuka göre Filistin deniz alanları olarak kabul edilen bölgelerde doğal gaz aramak üzere altı İsrailli ve uluslararası şirkete lisans verdiğini duyurdu.
Bu şirketler arasında Eni (İtalyan devlet şirketi), Dana Petroleum (Güney Kore Ulusal Petrol Şirketi’nin bir yan kuruluşu) ve Ratio Petroleum (İsrailli bir şirket) bulunuyor.
Ruhsatlar, İsrail Enerji ve Altyapı Bakanlığı’nın Aralık 2022’de başlattığı Dördüncü Açık Deniz Teklif Turu’nun ardından verildi.
İsrail’in Gazze kıyılarına bitişik bir deniz alanı olan G Bölgesi için gaz arama ruhsatları verdiği bu bölgenin yüzde 62’si Filistin’in de taraf olduğu 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) hükümleri uyarınca 2019’da Filistin tarafından ilan edilen deniz sınırları içerisinde yer alıyor.
İsrail’in ihale açtığı diğer iki bölgeden H’nin yüzde 73’ü E sahasının da yüzde 5’i Filistin’in ilan ettiği deniz sınırları içerisinde yer alıyor.
İsrail tarafından atılan bu adımların uluslararası hukukun yerleşik ilkeleriyle doğrudan çeliştiği ifade ediliyor.
Filistin’in deniz yetki ilanına itirazlar
Filistin’in 24 Eylül 2019’da deniz sınırlarını BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında ilan etmesinin ardından 31 Aralık 2019’da Mısır tarafından BM’ye yapılan bildirimde, “Mısır Hükümeti, Filistin tarafından yapılan deklarasyonda belirtilen deniz alanlarının dış sınırlarını tanımlayan noktaları reddetmekte ve tanımamaktadır. Bu sınır, Mısır’ın Akdeniz’deki doğu deniz sınırı ile çakışmaktadır.” ifadesine yer vermişti.
Ardından 14 Ocak 2020’de İsrail de Filistin’in duyurduğu sınırları tanımadığını BM’ye bildirerek itirazda bulunmuştu.
Son olarak Filistin tarafından 12 ve 27 Nisan 2022 tarihlerinde BM’ye yapılan bildirimde, ülkeye ait deniz alanlarında izinsiz denizcilik faaliyetlerine ilişkin nota iletilmişti.