İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere yönelik soykırım savaşı birinci yılına girerken, kamuoyu yoklamaları da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun eski popülaritesini yeniden kazandığını hatta rakiplerini geride bıraktığını gösteriyor. Bu durum da İsraillilerin çoğunluğunun Gazze’deki soykırımı desteklediğini doğruluyor.
Gazze Şeridi’ndeki savaş birinci yılını doldurdu ve İsrail, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te gerçekleştirdiği “Aksa Tufanı” saldırısına yanıt iddiasıyla bölgede yaşayan yaklaşık 2,3 milyon savunmasız sivil Filistin halkına karşı başlattığı “soykırım” savaşını sürdürüyor.
Mevcut İsrail hükümetinin ulaştığı benzeri görülmemiş düzeydeki radikalliği tüm dikkatleri üzerine çekerken İsrail toplumunun, Gazze’de devam eden soykırımla ilişkisi ise göz ardı ediliyor.
Çok sayıda anket, İsraillilerin çoğunluğunun, siyasi ve ideolojik yönelimleri ne olursa olsun, Gazze’deki soykırımı desteklediğini gösteriyor.
Netanyahu’nun insanlık suçlarına halk desteği
İsrail’in Maariv gazetesinin 13 Eylül 2024 tarihli anketine göre, Aksa Tufanı ve İsrail’deki istihbarat ve askeri başarısızlıktan sonra, 74 yaşındaki Başbakan Netanyahu’nun popülaritesi çöktü ancak zamanla popülaritesini yeniden kazandı ve hatta rakiplerini dramatik bir şekilde geride bıraktı.
Buna göre İsraillilerin yüzde 41’i Netanyahu’nun hükümete başkanlık etmek için en uygun kişi olduğuna inanırken, yüzde 40’a göre ise muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz en uygun kişi.
Aynı anket İsraillilerin yüzde 47’sinin Netanyahu’yu hükümete başkanlık etmek için en uygun kişi olarak gördüğünü ortaya koyarken, ana muhalefet lideri Yair Lapid’i başbakan olarak görmek isteyenlerin oranı yüzde 34’te kalıyor.
Bu sonuçlar, daha önceki kamuoyu yoklamalarının sonuçlarına kıyasla Netanyahu’nun popülaritesinin yükseldiğini ve Gazze’de soykırımın devamına yönelik örtülü desteğin arttığını gösteriyor.
İsrail’in Kanal 12 televizyonunun 13 Temmuz tarihli anketine göre, İsraillilerin yüzde 70’i Netanyahu’nun görevden alınmasını desteklerken, yüzde 44’ü derhal istifasını talep ediyordu.
Yine, 12 Nisan’da yapılan bir başka anket, İsraillilerin yüzde 47’sinin Gantz’ı başbakanlık için en uygun aday olarak gördüğünü, Netanyahu’yu destekleyenlerin oranının yüzde 35 olduğunu ortaya koyuyordu.
Aynı şekilde, 4 Ocak 2024’te yapılan bir ankete göre Netanyahu’ya destek oranı yalnızca yüzde 15’te kalmış, İsraillilerin büyük çoğunluğu Netanyahu’nun istifasını istemişti.
Buradan bakıldığında, Netanyahu’nun popülaritesinin 7 Ekim’i takip eden ilk haftalarda çökmeye başladığı ancak Gazze’deki soykırımı sürdürdükçe kaybettiği popülaritesini yeniden kazandığı ve pozisyonunu korumaya devam ettiği görülüyor.
Filistin resmi ve sivil kurumların verilerine göre, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana Batı Şeria’da gözaltına aldığı, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Filistinlilerin sayısı 11 bini 100’ü aşmış durumda.
Buna karşın Gazze Şeridi’nde 101 İsrailli esirin kaldığı tahmin edilirken, Hamas, bunlardan onlarcasının İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki rastgele hava saldırısında öldüğünü duyurmuştu.
Netanyahu, Philadelphi Koridoru ile Gazze Şeridi’ni kuzey ve güneye ayıran Netzarim Koridoru’nun işgalinin devam etmesi konusunda ısrar ederek Hamas’la bir esir takası ve ateşkes anlaşması yapılmasını engelliyor.
İsrail’in soykırımı kabul etmesi
Haaretz gazetesi yazarı Gideon Levy, 14 Ocak’taki makalesine “Bu bir soykırım değilse nedir?” ifadesiyle başlık atmış ve İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşını sorgulamıştı.
Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı dava sürecinde Levy, İsrail’in sözleriyle eylemleri arasındaki çelişkiyi, “Gazze’de hiçbir ayrım gözetilmeksizin, kontrolsüz ve hayal edilemez bir şekilde gerçekleşen kitlesel öldürme” sözleriyle eleştirmiş ve yasaların değişimiyle bile değiştirilemeyen bir soykırım yaptığını vurgulamıştı.
Levy, “UAD kendisine yönelik suçlamayı düşürürse İsrail rahat bir nefes alacak, sanki Lahey bunun soykırım olmadığını söyleseydi vicdanımız rahatlayacak ve bu dünyadaki en ahlaklı ülke biz olacağız!” ifadelerini kullanmıştı.
İsrailli yazar B. Michael, UAD’deki bir oturumun ardından 14 Ocak’ta Haaretz’de yayımlanan makalesinde, “İsrail savunma ekibinin mahkeme önünde muazzam düzeyde yalan söylediğinden” söz etmişti.
Michael, “Yalan makinesini Lahey’deki avukatımıza bağlamış olsaydık, elektrik şebekesi çökerdi.” ifadeleriyle İsrail heyetini kınamıştı.
UAD’nin oturumu öncesi İsrailli yazar Jeremy Sharon da 10 Ocak’ta Times of Israel gazetesinde yayımlanan makalesinde, İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırım suçlamasıyla kendisini sanık sandalyesinde bulacağını aktarmıştı.
Sharon, “(Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben Gvir ve (Maliye Bakanı Bezalel) Smotrich gibi İsrailli Bakanların Gazze’deki Filistinlilerle ilgili yaptığı çok sayıda kışkırtıcı açıklamanın, Güney Afrika’nın İsrail’in soykırım yapma niyetinde olduğu yönündeki tutumunu güçlendirdiğini belirtmişti.
Devam eden soykırım
İsrail’in Gazze Şeridi’nde soykırım yaptığını belirten ifadeler kapsamında, Uluslararası Af Örgütü, 5 Eylül 2024’te İsrail askerlerinin Gazze’deki sivillerin evlerini ve tesislerini haksız yere tahrip ettiğini raporladı.
Bu bağlamda örgütün raporunda, Ekim 2023 ile Mayıs 2024 arasındaki dönemde İsrail askerlerinin sosyal medyada paylaştığı videolara dikkat çekildi.
Yayınlanan görüntülerde, arka planda sivil binalar yıkılırken İsrail askerlerinin fotoğraf çektirdiği, yaşayan veya ölen arkadaşları için kadeh kaldırdığı, yıkımı kutladığı görülüyor.
İsrail Dışişleri Bakanlığı genellikle “soykırım” suçlamalarına, bunların “bazıları tarafından desteklenen asılsız suçlamalar” olduğunu ve aralarında Güney Afrika’nın da bulunduğu ülkelerin İsrail’i “şeytanlaştırmaya” ve meşruiyetini ortadan kaldırmaya çalıştıklarını iddia ederek yanıt veriyor.
Güney Afrika, 29 Aralık’ta UAD’ye, Cezalandırılabilir Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesi’nin bazı maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail’in soruşturulması yönünde talepte bulunmuştu.
Mahkeme duruşmaları devam ederken Güney Afrika, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarının derhal askıya alınmasını ve Gazze Şeridi’nde yaşayanların gıda, su ve insani yardıma erişiminin sağlanmasını talep etmişti.
Ancak İsrail, Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırımı sürdürüyor ve yeterli insani yardım sağlanmasına yönelik mahkeme kararlarını veya uluslararası çağrıları dikkate almıyor.
Tel Aviv aynı zamanda Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Kerim Han’ın, Gazze’deki savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlardaki sorumlulukları nedeniyle Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında iki tutuklama emri çıkarma talebine de itiraz ediyor.
ABD destekli savaşta Gazze’deki kayıpların artmasıyla birlikte popülaritesi artan Netanyahu, hem muhalefetin hem savaşı kınayan uluslararası kamuoyunun baskıları karşısında pozisyonunu korumaya devam ediyor.