Bu patlamanın birçok nedeni olduğu, bunlardan birinin de İsrail’in Filistin yönetimine vergi fonlarını aktarmayı reddetmesi olduğu ifade ediliyor.
“Batı Şeria’daki işçilerin İsrail’deki iş yerlerine gitmelerinin engellenmesi, İsrail güçlerinin bölgeye yönelik baskın, gözaltı ve suikastlarını artırması, yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırıları ve bölgedeki yerleşim projelerinin hızlandırılması da” Batı Şeria’daki patlamanın öne çıkan nedenleri arasında gösteriliyor.
İsrail Ekonomi ve Sanayi Bakanı Nir Barkat başta olmak üzere İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in yanı sıra koalisyonu oluşturan Likud Partisi’nden bakanların baskısıyla Netanyahu hükümeti Batı Şeria’daki Filistinli işçilerin dönüşü konusunda karar almaktan kaçınıyor.
Gazze Şeridi’ne saldırıların başladığı andan itibaren İsrail, ülkenin çeşitli bölgelerinde çalışan Batı Şeria’daki Filistinli işçilerin dönüşüne izin vermiyor.
Maliye Bakanı Smotrich’in de vergi fonlarının Filistin yönetimine aktarılmasına engel olması nedeniyle Filistin yönetimi, memurların maaşını yerel bankalardan borç almadan ödeyemez hale geldi.
İsrail güçleri, Gazze’ye saldırıların başlamasının ardından işgal altındaki Batı Şeria’daki baskınlarını ve gözaltılarını artırırken, Filistinli makamlar 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da 6 bin 25 Filistinlinin gözaltına alındığını belirtiyor.
Ayrıca İsrail güçlerinin Batı Şeria’daki belde ve kentlere yönelik baskınlarında öldürdüğü Filistinlilerin sayısında da ciddi bir artış yaşanıyor.
Yerleşim birimi inşası konusunda ise İsrailli sivil toplum kuruluşu Peace Now (Barış Şimdi) Hareketi, 7 Ekim’den beri Batı Şeria’da yerleşim birimi faaliyetlerinde daha önce görülmemiş bir “sıçrama” yaşandığını duyurdu.
Haaretz gazetesinin 17 Ocak’taki başyazısında, “Netanyahu, aşırı sağın ilhak, Yahudi üstünlüğü ve savaş arzusuna dayanan hükümetini tehlikeye atmaktansa İsrail’i tehlikeye atmayı tercih ediyor.” ifadeleri kullanıldı.
Yazıda, hükümetin, “suç teşkil eden bir şekilde, İsrail ordusunun iç güvenlik teşkilatı Şin-Bet’in (Şabak) defalarca yaptığı uyarıları yok saymasından çıkarılacak tek sonucun bu olduğuna” dikkat çekildi.
Gazetede, “Güvenlik kurumunun mesajı son derece açık; İsrail’in, Batı Şeria’da süratle kötüleşen ekonomik durumu hafifletmek için bir şey yapması gerekiyor. ABD’liler de aynı şeyi söyledi.” ifadesine yer verildi.
Yazıda ayrıca İsrail hükümetinin “savaşın ortasında da olsa sıkı denetim altında ve sınırlı sayıda Filistinli işçinin İsrail’e girmesine izin vermesi ve Gazze’ye aktarılacak meblağı kesmeden tüm vergi fonlarını Filistin yönetimine teslim etmesi gerektiği” vurgulandı.
Haaretz’deki başyazıda “Batı Şeria’da gerilimin tırmandırılması ve savaşta farklı bir cephenin açılması, önlenmesi gereken bir tehlikedir.” uyarısı yapıldı.
Başyazıda şu ifadelere yer verildi:
“İsrail hükümeti, Filistinlilere yönelik ekonomik bunaltma politikalarıyla, Filistin yönetimine sözlü saldırı ve onu sorumsuz bir şekilde Hamas ile kıyaslamasıyla, daha fazla yerleşimcilerin silahlanmasına izin vermesi ve Filistinlileri topraklarından etmesiyle yangına körükle gitmekten başka bir şey yapmıyor.
Hükümetin içindeki aşırılık yanlısı yerleşimcilerin dayatmalarına ve Batı Şeria’yı 3. İntifada’ya sürüklemesine izin vermemeliyiz.”
İsrailli uzmana göre Batı Şeria’da gerilimin büyük bir patlamaya dönüşmesi yakın
Haaretz gazetesi yazarı İsrailli askeri uzman Amos Harel de yazısında, İsrail’deki tüm güvenlik kurumlarına “vergi gelirlerinin Filistin yönetimine aktarılmaması ve Filistinlilerin İsrail’de çalışmasının engellenmesi nedeniyle Batı Şeria’da gerilimin büyük bir patlamaya dönüşmesinin yakın olduğu” uyarısında bulundu.
İsrail’de yayın yapan Kanal 12’nin 16 Ocak’ta adını açıklamadığı İsrailli güvenlik yetkililerine dayandırdığı haberinde, “Batı Şeria’da patlamanın yaklaştığı” belirtildi.
Haberde, İsrail ordusu ve Şin-Bet’in Netanyahu hükümetinden Filistinli işçilerin İsrail’e dönüşü için bir pilot proje uygulamasını istediği aktarıldı.
Gazze’ye saldırıların başlamasından önce 150 bin Filistinlinin İsrail’de çalıştığı kaydedilen haberde, ilk plana göre günlük 5 bin işçinin İsrail’e geçişine izin verilmesinin öngörüldüğü kaydedildi.
Haberde, “ABD’liler ve Savunma Bakanı Yoav Gallant bunu destekliyor ancak hükümetin bakanları karşı çıkıyor. Bu konuda karar vermesi gereken Başbakan ise iki arada bir derede kaldı.” ifadesi kullanıldı.
Filistin vergi fonları, İsrail’den veya İsrail aracılığıyla Filistin pazarına ithal edilen mallara uygulanan vergi ve harçlar olarak biliniyor.
İsrail, Filistin’in ithal ettiği malların gümrük vergilerini “Filistin yönetimi adına” topluyor ve Filistin’e ortalama aylık 190 milyon dolar ödeme yapıyor. Filistin yönetimi, büyük ölçüde söz konusu vergi fonlarına dayanıyor.
Maliye Bakanı Smotrich, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana geçen süredeki vergi gelirlerinin tamamını Filistin yönetimine devretmeyi reddediyor.
Buna karşı Filistin yönetimi ise Kasım 2023’te İsrail’in Gazze’ye tahsis edilen miktarı keserek yaptığı ödemeyi (yaklaşık 162 milyon dolar) kabul etmedi ve İsrail’e iade etti.
Vergi fonlarının kesilmesi nedeniyle son iki ayda Filistinli memurların maaşlarının ödenmesi ertelendi ve maaşların bir kısmının ödenmesi için yerel bankalardan borç alındı.
İsrail’in, söz konusu vergi fonlarından Filistin yönetimine aylık yaklaşık 190 milyon dolar ödeme yapması gerekiyor ve bunun ortalama 75 milyon doları Gazze Şeridi’ne aktarılıyor.
Gazze’ye aktarılan fonlar, bölgedeki memurların maaşları ile Gazze’deki elektrik santrali yakıtının ödenmesi için kullanılıyordu.
ABD, İsrail’e, 4 Ocak’ta başlıca gelir kaynağı olması nedeniyle söz konusu vergi fonlarının aktarılmasının “Filistin yönetiminin çöküşüne yol açacağı” uyarısında bulunmuştu.