İsrail ordusunun 18 gün boyunca soykırım ve etnik temizliğe maruz bıraktığı Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine uzanan koridorlar, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Filistinlilerin hedef alındığı bir tuzağa dönüştü.
- İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki ablukası, bombardıman ve açlık tehdidi 20 gündür sürüyor
- İsrail’in 384 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de can kaybı 42 bin 847’ye çıktı
İsrail’in güneye gitmeleri yönündeki tehditlerine boyun eğmeyen Filistinliler, soykırımın başladığı ekim ayından bu yana yiyecek ve su kaynaklarının kesilmesine rağmen Gazze kentine göç etmeyi tercih etti.
Yiyecek ve su kaynaklarının kesilmesi ve uzun yolun zorluğuna rağmen yollara düşen Filistinliler, İsrail’in kendilerini hedef alması tehlikesiyle karşılaştı.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi ve İçişleri Bakanlığı, İsrail ordusunun “güvenli “olduğu iddia edilen koridorlardan güney bölgelerine giden Filistinlilere yönelik yollarda infazlar düzenlediği ve sığındıkları bölgeleri hedef aldığı konusunda defalarca uyarıda bulundu.
Gazze Şeridi’nin güneyi ve orta kesiminde “güvenli” olduğunu iddia ettiği bölgelerde “katliamlar” işlemeye devam eden İsrail ordusu, 6 Ekim’de başta Cibaliya Mülteci Kampı olmak üzere Gazze’nin kuzeyine kara saldırısı başlattı.
Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve “generallerin planı” olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.
11 kişilik ailesiyle 10 kilometre yürüdü
Cibaliya Mülteci Kampı’ndan ailesiyle yerinden edilen Yaser Hamed, 11 kişilik ailesiyle uzun bir yolculuğun ardından Gazze kentine geldi. Hamed, bu yolculukta, yürüyerek 10 kilometrelik bir mesafeyi katettiklerini söyledi.
Yaşananlardan büyük üzüntü duyduğunu anlatan Hamed, “Ailem ve Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki diğer binlerce aile, günlerdir İsrail’in yer değiştirme emirlerini reddetti; ta ki bu emir bize dayatılana ve biz Cibaliya’daki barınma merkezlerinden zorla çıkarılıncaya kadar.” diye konuştu.
Hamed, İsrail ordusunun yerinden edilmiş insanlara güvenlik konusunda yanlış yönlendirdiğini ve onlara bölgeyi terk etmeleri talimatını verdiğini belirterek, duyurunun yapılmasından kısa süre sonra Filistinlilere yönelik top atışları yapıldığına dikkati çekti.
Saldırıda çok sayıda Filistinlinin öldüğünü ve yaralandığını aktaran Hamed, “Şehitler arasında veda edemediğim, son kez kucaklayamadığım, hatta kefenleyip doğru düzgün gömemediğim oğlum Ahmed de vardı.” dedi.
İsrail askerlerinin tehditleri sebebiyle ölülerini arkalarında bırakıp yola çıkmak zorunda kaldıklarını söyleyen Hamed, “Yolda dayanılmaz bir acı hissettim ve ulaştığımız çaresizlik ve yardımsızlık boyutundan dolayı yoğun bir şekilde ağladım.” şeklinde konuştu.
Hamed ayrıca, İsrail ordusunun, yerinden edilen Filistinlileri yürürken top mermileri ve silahlarla defalarca hedef aldığını ifade etti.
“İsrail ordusunun aldatma ve kandırma planı”
Şettat ailesi de yerinden edilmiş insanlarla dolu koridoru hedef alan topçu saldırısı sonucu 3 çocuğunun yaralandığı korkunç bir yerinden edilme yolculuğundan geçtikten sonra Gazze kentinin batısındaki bir sığınağa ulaştı.
Yaralı 3 çocuğun annesi Esmahan Şettat, ordunun güvenli olduğunu iddia ettiği yoldan, sığınağı terk etmeleri emrini verdiğini söyledi.
“Biz bombalamanın olmadığını düşünüp güvenli yolda yürümeye kararlıyken İsrail bizi şaşırttı. Yürüdüğümüz yerden metrelerce uzağa düşen top mermisi sonucu üç oğlum hafif yaralandı.” diye konuşan anne Şettat, yerinden edilmiş çok sayıda kişinin de mermi parçalarından çeşitli yaralanmalara maruz kaldığına işaret etti
Esmahan Şettat, “Bu yol, amacı Filistinlileri her şekilde hedef alarak öldürmek olan İsrail ordusunun sistematik ve açık bir aldatma ve kandırma planıdır. İsrail’in bize karşı işlediği bu suç ne zaman sona erecek bilmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Şettat uluslararası topluma İsrail’in katliamlarını durdurması için baskı yapma çağrısında bulundu.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bini çocuk, 11 bin 378’i kadın olmak üzere 42 bin 847 Filistinli öldü, 100 bin 544 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.