İsrail Yüksek Mahkemesi, Filistinli 4 ailenin temyiz başvurusunu kabul ederek işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde bulunan evlerinden zorla çıkarılmalarına ilişkin kararı bozdu.
Filistinli 4 ailenin, Yahudi yerleşimciler lehine evlerinden zorla tahliye edilmelerine ilişkin daha önce verilen mahkeme kararına yaptığı temyiz başvurusunu kabul eden Yüksek Mahkeme, söz konusu ailelerin evlerinde kalmaya devam etmelerine ve ortak bir sandığa cüzi miktarda kira yatırmalarına hükmetti.
Evlerin mülkiyet hakkına yönelik durum
Filistinli ailelerin avukatı Sami İrşid, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin daha önce verilen tahliye kararına ilişkin temyiz başvurusunu kabul ederek “evlerin mülkiyet hakkına yönelik durumun kesinleşmediğine ve bu şartlarda önceki kararların davanın tarafları açısından bağlayıcılık taşımadığına” hükmettiğini belirtti.
Evlerin mülkiyeti hakkındaki durum kesinleşene kadar Filistinli ailelerin, Yahudi yerleşimcilerin kontrolünün dışında ortak bir sandığa cüzi miktarda kira ödeyeceğini kaydeden İrşid, yerleşimci grubun ancak mülkiyet haklarının kesinleşmesi durumunda bu kirayı tahsil edebileceği bilgisini paylaştı.
İrşid, mahkemenin verdiği bu karar uyarınca Filistinli ailelerin bu süre içinde evlerinde istedikleri tamir ve bakımı yapabileceğini, kiralarını ödedikleri müddetçe evlerinden çıkarılamayacağını ifade etti.
Filistinli diğer aileler için emsal teşkil edebilecek
İsrail Yüksek Mahkemesi’nin söz konusu evlerin mülkiyetinin belirlenmesine ilişkin ise kesin bir zaman limiti koymadığı aktarıldı.
İsrail basınındaki haberlere göre, Yüksek Mahkeme’nin 4 aile hakkında verdiği karar, Şeyh Cerrah bölgesinde evlerinden çıkarılma tehdidi altındaki 30 kadar Filistinli aile için de emsal teşkil edebilecek.
Dosya yeniden İsrail Adalet Bakanlığında
Filistinlilerin iskan sorunları ve İsrail’in yasa dışı yerleşim politikalarını izleyen hak örgütü Ir Amim Dış İlişkiler Direktörü Amy Cohen, Yüksek Mahkeme’nin Filistinlilerin sadece evlerinden çıkarılmasını engellemekle kalmadığını aynı zamanda bu evler üzerindeki haklarını ispatlamaları için de imkan tanıdığını ancak bunun kalıcı bir çözüm sunmadığını söyledi.
Mahkemenin, “bir yerde bu mülklerle ilgili sahipliğin henüz kesin karara varılmadığına hükmettiğini” aktaran Cohen, söz konusu evlere ilişkin mülkiyet dosyasının İsrail Adalet Bakanlığındaki tapu anlaşmazlıklarına bakan birimce inceleneceğini belirtti.
Şeyh Cerrah Mahallesi, yerleşimci grupların hedefinde
İsrail, 1950’de çıkardığı “Gaiplik Yasası”yla 1948’deki savaştan kaçarak evlerini terk eden Filistinlilerin mülklerini istimlak etmişti. İsrail topraklarındaki evlerinden kaçan Filistinliler de Doğu Kudüs’teki evlere yerleştirilmişti.
İsrail’in Doğu Kudüs’ü 1967’de işgal etmesinden sonra 1970’de çıkardığı “Yasal ve İdari İşler Yasası” ile İsraillilere 1948 öncesindeki mülkleri üzerinde yeniden hak iddia etmesinin önünü açmıştı.
Hak örgütlerine göre, Yahudi yerleşimci gruplar, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde önceden mülkü bulunan İsrailli ailelere ulaşıp, yargı süreçleriyle ilgili avukatlık ücretlerini de karşılayarak, bu mülkleri İsrailli ailelerden satın almıştı.
Yerleşimci gruplar, daha sonra İsrail yargısına başvurarak çoğu üç kuşaktır bu evlerde yaşayan Filistinli aileler hakkında zorla evlerinden çıkarılmaları kararları aldırmıştı.
Üç dinin kutsal mekanlarına ev sahipliği yapan Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesi yakınlarındaki Şeyh Cerrah Mahallesi, uzun zamandır Yahudi yerleşimci grupların hedefinde.
Burada yaşayan Filistinlilerin tehcir edilme çabası, Mayıs 2021’de Filistin coğrafyasında geniş tepkiyle karşılanmış, İsrail’in Gazze’ye askeri saldırısıyla sonuçlanmış ve dünyanın gündemine gelmişti.