İsrail askeri savcılığının, Sde Teiman gözaltı merkezinin bulunduğu askeri üste 9 askeri gözaltına almak için gitmesi, burada askerlerin yüzleri tıbbi maskeli askeri polise direnmesi görüntüleri sosyal medyada hızla yayıldı.
İsrail’deki sağcı ve aşırı sağcı siyasetçiler, askerlerin işkence suçlamasıyla gözaltına alınmasına şiddetle karşı çıkarak üst üste açıklama yapmaya başladı.
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile Maliye Bakanı Bezalel Smotrich gözaltına alınan askerlere destek olmak için askeri üste toplanma çağrısı yaptı.
Filistinlilere karşı zorla göç ettirme, şiddet ve nefret suçları nedeniyle ABD ve AB’nin yaptırım listesindeki aşırı sağcı fanatik Lehava hareketi de taraftarlarına Sde Teiman’a gitme çağrısı yaptı. Üssün önünde başlayan gösteriye, aşırı sağcı bakan ve milletvekilleri de katıldı.
Kalabalığın askeri üssün demir kapısını tutmaya çalışan askerleri zorlayarak içeri girdiği görüldü.
Göstericilerin, askeri üssün içine doğru koşuşturduğu askerlerin bazılarını engellemeye çalıştığı anlar ile arbede ve kargaşa görüntüleri sosyal medyaya yansıdı. Silahlı ve üniformalı bazı yedek askerler de üsse düzenlenen baskına katıldı.
Aşırı sağcı gruplar üsten çıkartıldıktan sonra da buradaki gözaltı merkezinin bulunduğu kapıda da akşam saatlerinde gösterilere devam etti.
İsrail’de bir gün içinde iki defa tekrar eden aşırı sağcı gruplar ve askerlerin katıldığı manzara siyasette ve medyada soğuk duş etkisi yaptı. Askeriyede isyan ve kalkışma olarak değerlendirilen görüntüler askeri darbeye benzetildi.
Sde Teiman’da askerlerin gözaltına alınması tartışılırken askeri üsse düzenlenen baskın ve buradaki kaos görüntüsü krizi derinleştirdi.
İsrailliler, Hizbullah’ın sorumluluğu reddettiği, Golan Tepeleri’ndeki Mecdel Şems’te 12 kişinin öldüğü saldırıya cevap olarak Lübnan’a muhtemel bir askeri saldırıyı beklerken kendilerini, aşırı sağcı grupların, Sde Teiman askeri üssünün kapısını zorlayarak içeri girdiği, aynı gün benzer manzaranın yakınındaki askeri mahkemede yaşandığı daha önce benzeri görülmemiş sahnelerle karşı karşıya buldu.
Son kanattaki İşçi Partisi lideri ve eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Yair Golan, X hesabından yaptığı paylaşımda, yaşananları bir “darbe girişimi” olarak nitelendirdi.
Golan, “İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet, polis komutanlarının, Knesset üyelerinin ve bakanların dün gerçekleştirilen darbe girişimine ne ölçüde dahil olduğu konusunda bir soruşturma başlatmalı.” dedi.
İsrail ordusunun üst düzey yetkililerinin, bu sabah, Güney Polis Bölgesi’nin dünkü baskın esnasında Sde Teiman’a 3 saat boyunca polis takviyesi göndermekten kaçındığını doğruladığını belirten Golan, “Bu, üst düzey yetkililerin ciddi bir ihmali veya sabotajıdır.” ifadelerini kullandı.
İsrail İşçi Partisi lideri Golan, şunları kaydetti:
“Bu, bizzat Ulusal Güvenlik Bakanı’nın (Itamar Ben-Gvir) makamına kadar varabilecek temel bir soruşturmadır ve içinde bulunduğumuz acil durum göz önüne alındığında, bu soruşturmanın hızla yürütülmesi ve sonuçlarının birkaç gün içerisinde yayınlanması gerekmektedir. Askeri üssün ve yakınlardaki askeri mahkemenin girişinde polisin kasıtlı olarak bulunmaması bir tesadüf değildir.”
Golan, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’ın başkanlık ettiği hükümeti, “orduda bir isyana ve kaosa hazırlanmakla” suçladı.
“İsyana öncülük etme girişimi”
İsrail gazetesi Haaretz”in askeri analisti Amos Harel de Golan gibi Ben-Gvir hükümetine benzer suçlamalarda bulundu.
Harel, gazetedeki köşesinde, “Sde Teiman’da tanık olduğumuz şey, bir milis isyanına liderlik etme girişimidir. Aşırı sağ, savaşın başından beri böyle bir fırsatı bekliyordu. Belki şimdi bu fırsat gelmiştir.” ifadesini kullandı.
Harel, “Aşırı sağ, İsrail ordusuna, Batı Şeria’da istediğini yapabilme iznini verirken askerlerin ve yerleşimcilerin eylemlerinin iç ve dış denetimini önlemeye çalışıyor.” dedi.
İsrail ordusunun aşırı sağın etkisi altına girmesinin risklerini değerlendiren Harel, “İsrail ordusunun aşırı sağcı gruplara teslim edilmesinin, orduyu içeriden yok edip geriye kalan disiplinin ve ahlaki değerlerin aşınmasına yol açacağını” savundu.
Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve İsrail Ordusu Askeri Savcısı Yifat Tomer-Yerushalmi’nin, aşırı sağın orduya yönelik oluşturduğu tehdidin geç farkına vardığını belirten Harel, “Artık, bununla yüzleşmekten başka çareleri yok.” değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Binyamin Netanyahu, dün yaşanan olaylar sonrasında itidal çağrısında bulunurken, iki üsse yapılan saldırıların sorumlularına karşı önlem alınması konusunda harekete geçmedi.
“Netanyahu koalisyon ortaklarının etkisinde”
İsrail muhalefeti ise Netanyahu’nun koalisyon ortakları olan Yahudi Gücü Partisi lideri ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile Dini Siyonizm Partisi lideri ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in etkisinde olduğunu belirtiyor.
İsrail’de muhalefet lideri Yair Lapid, yine X hesabından, yaşananları, “Biz cehennemin kenarında değiliz, bizzat cehennemin içindeyiz. Bütün kırmızı çizgiler aşıldı.” sözleriyle yorumladı.
“Askeri üsleri işgal eden şiddet yanlısı militanlara Knesset (İsrail meclisi) üyelerinin ve bakanların katılması, İsrail devletine bir mesaj vermektedir.” ifadelerini kullanan Lapid, aşırı sağcılar için “Demokrasiden bıktılar, hukukun üstünlüğünden bıktılar.” değerlendirmesinde bulundu.
Haaretz de başyazısında, “Netanyahu’nun İsrail’deki aşırı sağ üzerindeki kontrolünü kaybettiği” vurgusunda bulundu.
Yazıda, “Sde Teiman askeri gözaltı merkezinde ve ardından Beit Lid askeri mahkemesinde yaşanan olaylar, İsrail’in Binyamin Netanyahu yönetiminde ileri düzeyde parçalanmanın canlı ve doğrudan örneğini oluşturuyor. Netanyahu hükümeti, aşırı sağın kontrolünü kaybetti. Rüzgar eken fırtına biçer ve eğer (aşırı sağ) durdurulmazlarsa, İsrail sonsuza kadar dağılır.” uyarısı yapıldı.
Siyasette askerlerin gözaltına alınması tartışması
Sde Teiman askeri üssünde İsrail askerlerinin gözaltına alınması İsrail Meclisi’nde de gündeme geldi.
Meclis komisyonunda Başbakan Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud Milletvekili Hanoch Milwidsky, burada yaptığı konuşmasında Sde Teiman’daki askerlerin gözaltına alınmasına ilişkin girişim sona erene kadar tüm koalisyon üyesi milletvekillerine oturumları terk etme çağrısı yaptı.
Filistin asıllı İsrail Milletvekili Ahmed Tıybi’nin Likud temsilcisine “bir kişinin rektumuna sopa sokulmasının doğru olup olmadığını” sorduğu dikkati çekti.
İsrailli Milletvekili Milwidsky, “Her şey meşru. Gazze’den çıkarılan bir teröristse yapılan her şey meşru.” ifadesini kullandı. Meclis’teki bu manzara sosyal medyada da yoğun biçimde paylaşıldı.
Savunma Bakanı’ndan baskına katılan vekillerin cezalandırılması talebi
Savunma Bakanı Yoav Gallant, Netanyahu’ya gönderdiği resmi yazıyla, ulusal güvenliğe tehdit oluşturacak şekilde İsrailli siyasetçilerin, askeri üslere baskına katılması, İsrail ordusu komutanları hakkında “ağır ifadeler kullanmasının incelenmesi gerektiğini” belirtti.
İsrail polisinin olaylara müdahale etmekte gecikmesinin İsrail askerlerinin operasyonel faaliyetlerini bırakıp baskınları önlemeye çalışmasına yol açtığını aktaran Gallant, Başbakan’dan “isyanlara katılan koalisyon üyesi milletvekillerine karşı sert biçimde harekete geçmesini” istedi.
Gallant, ülkede kolluk kuvvetlerinden sorumlu Yahudi Gücü Partisi lideri Ulusal Güvenlik Bakanı aşırı sağcı Itamar Ben Gvir’in “partisinin de başını çektiği olaylara polisin gelmesini engellediği ya da geciktirdiğinin tespit edilmesi için derhal bir soruşturma açılmasını” talep etti.
Ben-Gvir ise bugün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Netanyahu’dan “Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın Gazze Şeridi çevresindeki 7 Ekim saldırılarından önceden haberi olup olmadığı, İsrail askerlerinin gözaltına alınıp alınmayacağından bilgisinin olup olmadığının soruşturulmasını” istedi.
Askerler hakim karşısına çıkıyor
İsrail ordusu, Gazze’ye gidecek 3 tabur askerin askeri mahkemenin bulunduğu üssü korumak için görevlendirildiğini duyurdu.
Filistinliye cinsel işkence etmekle suçlanan 9 askerin bugün hakim karşısına çıkması bekleniyor. İsrail basınındaki haberlere göre, askerlerin gözaltı süresinin uzatılması gündemde.
İsrail’in güneyinde yer alan ve alıkonan Gazzelilerin tutulduğu Sde Teiman gözaltı merkezi sık sık işkencelerle gündeme geliyor.
New York Times gazetesinde geçen ay çıkan haberde, Sde Teiman gözaltı merkezinde alıkonan Gazzelilerin etrafı açık bir alanda gözleri bağlı olarak günde 18 saate kadar elleri kelepçeli şekilde yerde sessiz şekilde oturtulduğu belirtilmişti.
Haberde, gözaltı merkezine getirilen Filistinli tutukluların burada 3 aya kadar kaldığı ve sorgulama süreçlerinde birçok kişinin insanlık dışı muameleye ve işkenceye maruz kaldığı kaydedilmişti.
Burada tutulan ve daha sonra serbest bırakılan bazı Gazzeliler, Sde Teima’da maruz kaldıkları işkenceleri dile getirmişti.