İsrail’deki seçimlerde baraj altında kalması beklenen ve büyük bir sürprizle meclise 4 vekil göndermeyi başaran, İsrail vatandaşı Filistinliler tarafından kurulan Filistin 1948 İslami Hareketi’nin güney kanadının siyasi uzantısı “Birleşik Arap Listesi’nin (Ra’am)” lideri Mansur Abbas, partisinin İsrail siyasetinin gidişatını belirleyecek mihenk taşı olduğunu söyledi.
Ra’am, Arap partilerinin İsrail siyasetinde izlediği çekinceli geleneğin aksine ilk defa seçim sonrası oluşan koalisyon hükümeti kurma çalışmalarında, “İsrail vatandaşı Filistinlilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi, kendilerine yapılan haksızlıklara ve ötekileştirilmelerine son verilmesi.” şartıyla herhangi bir başbakan adayına destek vermeye hazır olduğunu belirtiyor.
İsrail’de yapılan seçimlerin ve meclise girerek İsrail siyasetinde adından en çok söz ettiren Ra’am’ın lideri Abbas, ilk röportajını AA ekibine verdi.
Ülkenin kuzeyindeki El-Mağar beldesindeki seçim merkezinde AA ekibini karşılayan Abbas, partisinin izleyeceği siyasete, şartlarına ve İsrail siyasetinden beklentilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Asıl mesleği diş hekimliği olan 47 yaşındaki Filistinli lider Abbas, daha pragmatist bir tavırla Arapların sorunlarına çözüm bulma karşılığında büyük İsrail partileriyle müzakere etmeye hazır olduğunu açık bir şekilde ilan ederek, “çekingen geleneği” bozdu.
Abbas, bu pragmatist tavrını, “Arap partilerin on yıllardır izlediği metodun İsrail vatandaşı Filistinlilere hiçbir menfaat sağlamadığı” gerekçesiyle açıklıyor.
İsrail’de “Kral Atayıcı (Kingmaker)” olarak değerlendirilen ve İsrail’de 5’nci kez seçimlere gidip gidilmemesini belirleyecek olan Abbas’a, Binyamin Netanyahu’nun başını çektiği sağ blok, hükümeti kurmak için ihtiyaç duyarken, muhalif blok da Netanyahu’ya hükümeti kurdurmamak ve alternatif bir hükümet kurmak için gereksinim duyuyor.
Abbas, İsrail siyasetinde çokça adından söz ettirmenin yanı sıra, İsrail’deki Arap liderler tarafından “Netanyahu’yu kurtaracak kişi” olarak kendisine yöneltilen suçlamaları da reddediyor.
Sonuç odaklı hareket edeceklerini ifade eden Abbas, “Biz ne sağ ne sol blokun cebindeyiz. ‘Sağ ile de sol ile de müzakereler yapabiliriz’ dedik. Anlaşabilir miyiz, anlaşamaz mıyız? Bu, ne alabileceğimize dair müzakerelerin sonucuna bağlı bir meseledir.” değerlendirmesini yaptı.
Abbas, İsrail vatandaşı Filistinlilerin haklarının kırmızı çizgileri olduğunu, milli ve medeni haklarından vazgeçmeyeceklerini, bunlar üzerine herhangi bir pazarlığı kabul etmeyeceklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bizim projemiz Netanyahu’nun projesi değil. Arap toplumumuzun, haklarının, statüsünün ve çözülmeyi bekleyen sorunlarının projesidir. Bu, bazı siyasi partiler tarafından yapılan saçmalıklardan tamamen farklı bir mantıktır.”
Abbas, Ra’am’ın beklentilerin aksine seçimlerde kazanabileceğine inandığına dikkati çekerek, “Kazanmamız şahsen benim için bir sürpriz değildi. Çünkü iyi çalışılmış ve hesaplanmış bir adım attık. Bize yönelik dezenformasyon ve iftira kampanyasına ve bazen de ihanetle suçlanmamıza rağmen, sonuç bizim için tamamen netti.” dedi.
Bünyesinde Cephe (Hadaş), Arap Değişim Hareketi (Ta’al) ve Balad (Tecemmu) partilerinin bulunduğu Ortak Arap Listesi Bloku’ndan 6 yıl sonra ayrılan Ra’amın lideri Abbas, blok içerisinde kendisine yönelik çok ciddi bir karalama kampanyası yürütüldüğüne dikkati çekerek, “Arap toplumu sonuca karar verdi ve bize büyük oranda destek sağladı. Böylece İsrail vatandaşı Filistinliler arasında en büyük güç haline geldik.” ifadelerini kullandı.
Abbas, dayatılan politikalara karşı kendi politik ajandalarını uygulamaya devam ettiklerini ve bunun da başarıyı beraberinde getirdiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Siyasi çalışmalarımızın başlangıcında bahsettiğimiz tüm siyasi varsayımlar başarılı ve etkili olduğunu kanıtladı. Şimdi somut bir şekilde İsrail siyasetinde mihenk taşı konumunu elde edebildik. Hükümetin oluşumunu kontrol ettiğimizi söylemek istemiyorum ancak Birleşik Arap Listesi olmaksızın da bir hükümetin kurulamayacağını söyleyebilirim.”
Kritik görüşmeler yapacak
Son günlerde ana muhalefet lideri ve Yeş Atid (Gelecek Var) Partisi Genel Başkanı Yair Lapid ile bir araya gelen Abbas’ın önümüzdeki iki gün içinde başbakan ve Likud Partisi Genel Başkanı Netanyahu ile görüşmesi bekleniyor.
Abbas, politik anlaşmazlık meselesini Arapların kendi içinden İsrail siyasetinin merkezine taşıdığına dikkati çekerek, “Şu anda İsrail toplumunda, İsrail siyasetinde ve İsrail sağında Arapların karar alma ve politika yapımına katıldıklarını kabul etme konusunda büyük bir bölünme var.” tespitini yaptı.
Arap vekillerin eskiden İsrail solunun yedekleri olduğuna işaret ederek, “İsrail politikasının ilkelerinden biri, Arapların İsrail’deki siyasi karar alma dairesinden dışlanması ve marjinalleştirilmesiydi. Arap temsilciler genellikle İsrail solu için yedek güçlerdi.” ifadelerini kullandı.
Abbas, sağa veya sola değil, kendilerine ve siyasette fark yaratma yeteneğine güvendiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Yeni bir siyasi konuma yerleştik ve ‘Biz, kendi adımlarına güvenen, kimliğine, vatansever ve dini sabitlerimize, medeni ve milli haklarımıza ait bağımsız, Arap bir siyasi gücüz ve biz İsrail’de siyasete girmeye, İsrail’de karar ve politikaların şekillenmesinde rol oynamaya hazırız’ dedik.”
Abbas, partisinin İsrail’de hükümeti kuracak sağ veya sol bloktan hangisine destek verme konusunda net bir şey söylemezken, “Birleşik Arap Listesi, her iki bloka da aynı mesafededir ve üçüncü bir bloktur. Ancak ne olursa olsun asla yok sayılmasına ve göz ardı edilmesine izin vermeyecektir.” dedi.
Ra’am’ın talepleri
İsrail’de hükümeti kurma çalışmalarında herhangi bir tarafa destek verme konusunda ise Abbas, taleplerinin başında Arap toplumuna yönelik ötekileştirilmişlik ve dışlanmışlığı sonlandırma olduğuna vurgu yaptı ve “Aynı zamanda Arap toplumunda artan suç oranının düşürülmesi, Arapların evlerinin yıkılması ve konut sorununun çözülmesi de taleplerimiz arasında.” ifadelerini kullandı.
Ayrıca İsrail’in güneyindeki Necef (Negev) Çölü’nde yaşayan Arapların sorunlarının da çözümünün talepleri arasında yer aldığını ifade ederek, “Buna ekonomik ve yaşam yönlerini de ekleyin. Yaşamdaki her konunun entegre bir projeye ihtiyacı var. Yükümüz basit değil, oldukça ağır, ancak adım adım ilerlemek istiyoruz.” diye konuştu.
Abbas, İsrail 19 Temmuz 2018 yürürlüğe giren “Yahudi ulus devlet” yasasının da gündemlerinde olacağını kaydetti.
İsrail’in resmi İstatistik Merkezi’nin verilerine göre, 9 milyonu aşkın ülke nüfusunun yaklaşık 2 milyonu Filistinlilerden oluşuyor ve bu rakam nüfusun yüzde 20’sine tekabül ediyor.