Nüfusuna oranla dünyada en çok yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı yapılan ülke olan İsrail’de hayat normale dönüyor.
İsrail, nüfusa oranla en fazla Kovid-19 vakası görülen ülkelerin başında geliyor.
Her ne kadar vaka sayısı nüfusa oranla yüksek olsa da İsrail’de aşılama sayesinde Ocak 2021’de 10 bine dayanan günlük vaka sayısı, son günlerde 200’ün altına düşmüş durumda.
Şubatta 85 bine yaklaşan aktif vaka sayısı bugün itibariyle 2 bin 200’e kadar geriledi, durumu ağır olan hasta sayısı da 200’ün altına düştü.
Bu da İsrail’deki hastaneler ve sağlık çalışanlarının üzerindeki baskıyı oldukça azalttı.
16 yaş üstü kişilerin yüzde 81’i aşılandı
İsrail Sağlık Bakanlığının verilerine göre, Pfizer-BioNTech firmalarının ortaklaşa ürettiği Kovid-19 aşısı kullanılan ülkede, 5 milyon 356 bin kişiye ilk doz, 4 milyon 984 bin kişiye de ikinci doz yapıldı.
Bu da İsrail’de 16 yaş üstü kişilerin yüzde 81’ine Kovid-19 aşısının yapıldığı anlamına geliyor.
Aşılama sayesinde salgının etkisinin giderek azaldığı İsrail’de 21 Şubat’tan itibaren Kovid-19 önlemleri gevşetilmeye başlandı.
İsrail’de bu kapsamda, geçen ay itibariyle kafe ve restoranların müşteri kabul etmesine izin verildi, okullarda kademeli olarak yüz yüze eğitime başlandı.
Ülkede normalleşme kapsamında 18 Nisan’dan itibaren ise açık alanlarda maske takma zorunluluğu kaldırıldı ve tüm okullarda yüz yüze eğitime geçildi.
Kapalı alanlarda maske takma zorunluluğu ise devam ediyor.
Tel Aviv’deki manzara aşı sayesinde salgınla mücadelede başarıya ulaşılabileceği ve normalleşmenin mümkün olduğunu gösteriyor.
Vakalardaki düşüş ve salgının etkisinin azalmasının ardından Tel Aviv başta olmak üzere ülke genelindeki tüm işletmeler açıldı.
Salgından en fazla etkilenen işletmelerin başında gelen kafe ve restoranların tamamı müşteri kabul edebiliyor.
Sahiller denize girmek ve vakit geçirmek isteyenlerle dolarken, halk maske zorunluluğunun kalkmasından memnun.
Salgınla birlikte neredeyse unutulan dost ve arkadaşlara sarılma, tokalaşma adeti de İsrail’de yeniden günlük ritüeller arasında girmiş durumda.
Zorunlu olmamasına rağmen, hala sokakta maske takmaya devam edenlerin sayısı da azımsanmayacak derecede fazla.
Salgındaki iyileşmenin ardından işsizlik düştü
Hayatın yavaş yavaş normale dönmesiyle ülkede işsizlik oranı da düşmeye başladı.
İsrail makamlarının verilerine göre, salgın nedeniyle yıl başında yüzde 18’i geçen işsizlik, yüzde 15’e kadar düştü.
Tel Aviv’de restoran işleten Shlomy Salamon, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkede 3. dalganın başladığı Aralık 2020’de yürürlüğe konan ve şubata kadar devam eden gevşetilmiş karantinada işletmesinde 5-6 kişinin çalıştığını bugün ise bu sayının 50’ye yükseldiğini belirtti.
İşlerinde salgının etkili olduğu döneme oranla düzelme olduğunu ve yeni elemanlar istihdam etmek istediğini dile getiren Salamon şöyle devam etti:
“İşletmemizin açılmasından çok mutluyum. Diğer yandan ise bir iş yeri sahibi olarak zor durumdayım çünkü çalışacak kimse yok. İnsanlar 1,5 yıl bu hastalıkla uğraştı. Benim en büyük problemim çalıştıracak kimse bulamamam. Kovid-19’dan önce 100 kişi burada çalışıyordu, şu anda 50 kişi bulunuyor. Hayat normale döndü, umarım virüs yeniden problem olmaz ama yine de iyimserim.”
Filistin’i görmezden geliyor
Kendi vatandaşlarını hızla aşılayan İsrail, işgal ve abluka altında tuttuğu Filistin topraklarında yaşayanları aşı konusunda görmezden geldi.
İşgal altındaki Batı Şeria ile abluka altındaki Gazze Şeridi’nde Kovid-19 salgının etkisi giderek artarken, İsrail, uluslararası baskılara rağmen söz konusu bölgelerde yaşayan Filistinlilere aşı sağlamadı.
İsrail yönetimi şimdiye kadar Filistin Sağlık Bakanlığına sadece 5 bin aşı taahhüdünde bulundu ve bunun 2 binini teslim etti.
Buna ek olarak, yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ve İsrail’de çalışan Batı Şeria’daki 100 binden fazla Filistinli işçiyi aşıladı.