İsrail’de 1 Kasım’da yapılan genel seçimden zaferle çıkan Likud lideri Binyamin Netanyahu, koalisyon pazarlıklarında sona yaklaşırken aşırı sağcıların yeni hükümette “ekonomi, emniyet, işgal altındaki Filistin topraklarındaki sivil yönetim” başlıklarında yetki elde etmesi, ülke içinde ve dışında kaygıyla takip ediliyor.
Yeni Meclis’te Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud Partisi 32, aşırı sağcı müttefikleri Dini Siyonizm, Yahudilik Gücü ve Noam’ın listesi 14, Ultra Ortodoks partiler; Şas 11 ve Birleşik Tevrat Yahudilik 7 milletvekiliyle yer alıyor.
Ülkede en uzun süre görev yapan eski Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yaklaşık 1,5 aya yayılan koalisyon müzakerelerini tamamlaması için süre 20 Aralık’ta doluyor. Kulislerde, koalisyon anlaşmalarının tamamlanması için Netanyahu’nun ek süre isteyebileceği ifade ediliyor.
Netanyahu’nun aşırı sağ partilere verdiği yetkileri genişletilmiş bakanlıklar, Ultra Ortodoks partilerin talepleri ve İsrail’de yargıya yeni düzenlemelerle müdahale sinyalleri, ülke içinde olduğu gibi yurt dışında da endişeye yol açtı.
Kritik önem taşıyan Savunma Bakanlığına, orduda üst düzey komutanlık yapmış Likud’dan Yoav Gallant’ın; adalet, dışişleri gibi önemli bakanlıklara da Likud’dan isimlerin getirileceği bekleniyor.
Aşırı sağcı Smotrich’e “Batı Şeria’nın anahtarı”
İsrail siyasetinde ırkçı ve ayrımcı söylemleri, yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerine desteğiyle tanınan Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich, koalisyon görüşmelerinde Netanyahu ile Maliye Bakanlığı için anlaştı.
Smotrich’in İsrail ordusuna bağlı Sivil İşleri İdaresi ve Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Biriminde (COGAT) söz sahibi olma talebi de karşılandı. İsrail ordusuna bağlı bu iki birim, işgal altındaki Batı Şeria’da yasa dışı Yahudi yerleşim yerleri, Filistinlilerin inşa, çalışma ve seyahat izinlerinden sorumlu.
Smotrich, işgal altındaki Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerinin genişletilmesi, İsrail nezdinde de yasa dışı kabul edilen gecekondu yerleşim yerlerine yasal statü verilmesi, Filistinli nüfusa yönelik ayrımcı ve “şahin” tavrıyla tanınıyor.
Yerel basında, Smotrich gibi tartışmalı bir figüre, Batı Şeria gibi hassas bir bölgede geniş yetkiler verilmesinin “güvenlik durumunun kötüleşmesi ve uluslararası eleştirinin şiddetlenmesine” yol açabileceğine işaret ediliyor.
Polisten sorumlu Itamar Ben-Gvir
İsrail seçimlerinde tahrik edici eylemleri ve ırkçı söylemleri nedeniyle yakından izlenen diğer isim de Yahudi Gücü Partisi Lideri Itamar Ben-Gvir. Güvenlik güçlerinden sorumlu Ulusal Güvenlik Bakanlığı için Netanyahu ile anlaşan Ben-Gvir’in polis üzerindeki yetkileri de genişletilecek.
Ben-Gvir ayrıca İsrail ordusuna bağlı kolluk gücü “Sınır Polisi” konusunda da söz sahibi olacak. Bu nedenle, işgal altındaki Batı Şeria’da da görev yapan bu kolluk kuvvetinde İsrail ordusu ve bakanlık arasında yetki çatışması doğacağı değerlendiriliyor.
İsrail Polis Şefi Kobi Şabtai, Meclis’te Ulusal Güvenlik Bakanlığının polis üzerindeki yetkilerinin artırılacağı yasa tasarısının görüşüldüğü komitede yaptığı konuşmada, söz konusu yasanın “sonuçlarını hafife almanın zor olduğunu” ve yeni durumun “sadece polisin faaliyetleri için değil aynı zamanda kamu önündeki güvenirliği karşısında dramatik sonuçları olacağı” uyarısı yaptı.
Ben-Gvir’in işgal altındaki Doğu Kudüs’teki Mescid-i Aksa çevresindeki polisin ve Batı Şeria’daki güvenlik güçlerinin faaliyetlerinde belirleyici olmasının bölgedeki gerilimi ve şiddeti tırmandırmasından endişe ediliyor.
LGBT karşıtı Moaz Partisi’ne “Yahudi kimliği” dosyası
Netanyahu’nun koalisyon görüşmelerinde ittifak ettiği diğer aşırı sağcı parti Noam, seçim kampanyasında LGBT karşıtı politikalarla öne çıktı. Netanyahu, Noam Lideri Avi Moaz ile “Yahudi kimliğinden sorumlu Başbakan Yardımcılığı” için anlaştı.
Ultra Ortodoks Yahudilik inancını benimseyen Moaz’ın aldığı bu rolün ardından İsrail’e Yahudi göçünde söz sahibi olması bekleniyor.
Mevcut yasalara göre, dünya genelinden annesi babası Yahudi olmadığı halde, büyük baba ya da annesi Yahudi bir kişi, İsrail’e kesin göç ve vatandaşlık hakkı elde edebiliyor.
Özellikle Ukrayna’daki savaşın doğurduğu atmosferde Rusya ve Ukrayna’dan İsrail’e göçün artması öngörülürken, Moaz’ın bu uygulamaları değiştirmek isteyeceği yönündeki haberlere, muhalefetten ve uluslararası Yahudi örgütlerinden eleştiriler yükseliyor.
Ultra Ortodoks partiler, eğitimde söz sahibi
Netanyahu’nun kabinesinde gözlerin çevrildiği Ultra Ortodoks partiler, Şas ve Birleşik Tevrat Yahudilik. Şas Partisi Lideri Aryeh Deri, koalisyonun ilk iki yılında İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yapacak. Şas partisinden isimler Dini İşler Bakanlığı, Çalışma Bakanlığını üstlenirken Eğitim Bakanlığında da üst düzey rol alacak.
Netanyahu’nun diğer Ultra Ortodoks koalisyon ortağı Birleşik Tevrat Partisi, İnşaat ve İskan Bakanlığı, Kudüs İşleri Bakanlığı, İsrail Meclisi Mali Komitesi Başkanlığı görevinin verileceği aktarıldı.
Netanyahu’dan “İsrail Yahudilik yasalarına göre yönetilmeyecek” teminatı
Netanyahu’nun kabinesinde yer alacak Bezalel Smotrich, Yahudiler için kutsal Şabat (cumartesi) gününde “futbol maçlarının yasaklanmasına” ilişkin yasa teklifinde bulunacağını açıklamıştı.
Bunun yanı sıra Ultra Ortodoks Birleşik Tevrat Partisi de Yahudilik inancına aykırı olduğu gerekçesiyle, Şabat’ta elektrik üretilmesinin engellenmesi, kadın-erkek ayrı kumsalların artırılması taleplerini sunduğu basına yansımıştı.
Muhalefet ve sivil toplumdan gelen tepkiler üzerine Netanyahu, İsrail’de “dini statükonun devam edeceği ve İsrail’in Yahudilik yasalarına göre yönetilmeyeceği” açıklaması yaptı.
İsrail’in stratejik müttefiği ABD’den eleştiriler
İsrail’in stratejik müttefiği ABD yönetimi, Smotrich ve Yahudi Gücü lideri Itamar Ben Gvir’in Filistinlilerin tahliyesi ve evlerinin yıkılmasıyla ilgili taleplerine karşı olduğunu açıklamıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, başkent Washington’da İsrail yanlısı insan hakları örgütü J Street’in 4 Aralık’taki yıllık konferansında yaptığı konuşmada, (Yahudi) Yerleşimlerinin genişletilmesi, Batı Şeria’nın ilhak edilmesi, kutsal mekanların tarihi statükolarının bozulması, evlerin yok edilmesi, tahliye edilmesi, şiddete teşvik de dahil iki devletli çözümü baltalayacak bütün eylemlere karşı çıkacağız.” ifadesini kullandı.
Washington’da gerek senatörler, gerekse diğer kurumlardan yetkililer de İsrail’de göreve gelecek hükümetteki “aşırı görüşlü” isimlere karşı çekincelerini sıkça dile getirdi.
Yahudi diasporası da endişeli
ABD’deki önemli Yahudi kuruluşlarından İnkar ve İftiraya Karşı Birlik (Anti-Defamation League-ADL) adlı sivil toplum kuruluşu, seçimlerin ardından yaptığı açıklamada, yeni hükümette “ırkçı, Arap karşıtı ve diğer nefret söylemi” benimseyen Smotrich ve Ben-Gvir gibi isimlerin yer almasından endişe edildiğini duyurdu. Açıklamada, aşırı sağcı isimlerin hükümete katılmasının İsrail’in kuruluş prensiplerine, duruşuna ve “en güçlü destekçilerine” karşı bir adım olacağı aktarıldı.
Anti-Defamation League’in eski Ulusal Direktörü Abraham Foxman, Jerusalem Post gazetesine verdiği röportajda, bugüne kadar İsrail’e desteğinin kayıtsız şartsız olduğunu anımsatarak, “İsrail’e olan desteğimin şartlara bağlı olduğunu söyleyeceğimi asla düşünmezdim. İsrail açık bir demokrasi olmayı bırakırsa, onu destekleyemem.” ifadesini kullandı.
Fikirlerinin Yahudi diasporasının genelinin görüşleriyle örtüştüğünün altını çizen Foxman, “Netanyahu, İsrail’deki demokrasinin doğasını değiştirirse, ABD’deki ve özellikle Amerikan Yahudi toplumundaki İsrail’e desteğin kimyasını bozacak.” görüşünü paylaştı.