İsrail’de koalisyon hükumeti ortaklarından Başbakan Bennett ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid, dün Meclisi feshederek erken seçime gitme kararı aldıklarını açıkladı.
Kararın gelecek haftaki oturumlarda Meclis tarafından onaylanmasının ardından İsrail, yaklaşık 3,5 yıl içinde beşinci kez genel seçime gitmiş olacak.
Koalisyon ortaklarının anlaşmasına göre erken seçime kadar Dışişleri Bakanı Lapid geçici başbakan olacak.
İsrail Başbakanı Bennett, dün akşam saatlerindeki açıklamasında, Meclisin feshedilmesi kararını, haziran ayında “yerleşimci yasası”nın süresinin dolması ve söz konusu yasayı Meclisten geçirmekte başarısız olunması nedeniyle “ülkenin anayasal kaosa girmesini engellemek” amacıyla aldıklarını belirtti.
Bir takım hukuki görüşmeler yaptığını kaydeden Bennett, 10 gün içerisinde Meclisin feshedilmemesi durumunun İsrail’in güvenliğine ciddi şekilde zarar vereceğini anladığını aktardı.
Yasa, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimcilere ayrıcalık sağlıyor
Söz konusu “yerleşimci yasası”, işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan İsrailli yerleşimcilerin, aynı bölgedeki Filistinlilerin aksine İsrail askeri mahkemeleri yerine sivil mahkemelerde yargılanması, sosyal güvenlik sisteminden faydalanması gibi ayrıcalıkları sağlayan olağanüstü halin düzenli olarak 5 yılda bir uzatılmasını öngörüyor.
Batı Şeria’daki yaklaşık yarım milyon yerleşimciye İsrail’de vatandaşmış muamelesi yapılmasını öngören ve 1967’den bu yana Batı Şeria’da yürürlükte olan yasa, süresinin uzatılmasına ilişkin 7 Haziran’da yapılan oylamada ilk kez Meclisten geçmedi.
İsrail’de muhalefette yer alan sağ görüşlü partiler, Yahudi yerleşimci yasasını destekliyor. Buna rağmen bu partiler, mevcut hükumeti devirme umuduyla son oylamada yasanın süresinin uzatılması aleyhinde oy kullandı. Bu partiler son tahlilde başarılı olmuş gibi görünüyor.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) dünkü haberine göre, Yamina’dan milletvekili Uri Orbach, hükumetin yerleşimci yasasının süresinin uzatılmasında başarısız olması nedeniyle muhalefet tarafından Meclis’in feshedilmesi tasarısının sunulması durumunda lehte oy kullanacağını Başbakan Bennett’e bildirdi, Bennett de Meclisin feshi ile erken seçim kararını bundan sonra aldı.
Ayrıca İsrail Meclisindeki Arap asıllı milletvekilleri Mazin Ganayim ile Gayda Reynavi Zuaybi de baskılara rağmen yasanın uzatılması lehinde oy kullanmayacaklarını duyurdu.
Meclisin bu ay sonundan önce feshedilmesi, söz konusu yasanın otomatik olarak uzatılması ve süresinin olmayacağı anlamına geliyor.
Yasanın Filistinliler üzerindeki etkisi
Yasanın uzatılamaması, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimcilerin İsrail devleti nezdindeki durumunu da doğrudan etkiliyor.
Söz konusu yasanın başka bir yanı daha bulunuyor. Yasa, İsrail’e binlerce Filistinliyi hapishanelerde tutma yetkisi veriyor. Yasanın uzatılamamasıyla Filistinlilerin ya serbest bırakılması ya da Batı Şeria’daki hapishanelere nakledilmesi gerekiyor.
Uygulamada İsrail, Batı Şeria’da iki yasa uyguluyor. Birincisi, yalnızca Filistinlilere uygulanan askeri yasa ve ikincisi ise yerleşimcilerin İsrail’de sivil olarak muamele gördüğü Yahudi yerleşimcilere uygulanan yasa.
– Yahudi yerleşimci yasasının hikayesi
İsrail yasaları ve uluslararası hukuk uzmanı avukat Muhammed Dahla, “İsrail hükumetinin, 1967’de Filistin topraklarının işgalinden sonra sözde Yahudi yerleşimci yasasını çıkardığını” söyledi.
AA muhabirine konuşan Dahla, Yahudi yerleşimci yasasının kanun hükmünde olduğunu ancak geçerlilik süresinin kısa olduğunu ifade etti.
İsrail’in yasanın ve yasayla gelen düzenlemelerin yürürlükte kalması için Knesset’te yasanın geçerlilik süresini uzattığını kaydeden Dahla, 5 yıllık geçici bir süre için uzatılabilir bir yasa olan Yahudi yerleşimci yasasının son uzatmasının haziran sonunda sona erdiğini aktardı.
Dahla şöyle devam etti:
“İsrail, Knesset’te yasalaştırılan bu düzenlemelerle, fiilen işgal altında olan Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşim birimlerinde yaşayan Yahudi yerleşimcilere İsrail’de yaşıyormuş gibi bir statü vermeye çalışıyor.”
Uluslararası hukuka göre ise işgal altındaki Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.
Dahla, “Yerleşimciler kendilerini başka bir ülkede yaşıyormuş gibi hissetmesinler diye işlerini kolaylaştırmak için düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler aynı zamanda İsrail makamlarının yerleşimcilerle ve yerleşim birimlerindeki yaşam koşullarıyla ilgilenmesini de kolaylaştırmak içindi.” dedi.
Söz konusu düzenlemelerin işlenen suçlar, İsrail içindeki polis ile işgal altındaki Filistin topraklarındaki güçler arasındaki ilişkiler gibi yargı ile ilgili işlemleri de kolaylaştırdığına işaret eden Dahla, şunları kaydetti:
“İsrail, ilk günden itibaren bu Filistin topraklarının ayrı bir statüye sahip olmasını değil, onları himaye altında tutmayı, kontrolüne tabi bir toprak haline getirmeyi istedi. Dolayısıyla ayrı olması gereken iki nesne arasındaki bilgi alışverişini kolaylaştırmak istedi. Suç işleyen yerleşimcilerin Yeşil Hat sınırları dışında yani yerleşimlerde veya Batı Şeria’nın herhangi bir bölgesinde yargılanabilmesinin yanı sıra İsrail sivil polisi tarafından soruşturulmaları ve Filistinlilerin yargılandığı İsrail askeri mahkemelerinde değil, İsrail sivil mahkemelerinde yargılanmaları için bu yasaya ihtiyaçları vardı.”
– İsrail’in yasanın süresinin uzatılmasına bakışı
İsrail Adalet Bakanı Gideon Sa’ar, Parlamentoda 2 Haziran’da gerçekleştirilen oturumda, Yahudi yerleşimci yasasının, “Batı Şeria’da ikamet eden yarım milyondan fazla İsrailli Yahudi yerleşimcinin yasal statüsünü belirlemedeki” önemini açıkladı.
Sa’ar, “Yahuda ve Samira’daki (Yahudilerin Batı Şeria’ya verdiği isim) rutin kamu düzenini korumak için yasa hakkında konuşmak ve yasayı sürdürmek çok önemlidir. Batı Şeria, yasa olmadan İsrailli suçluları için bir ormana dönüşecek ve sığınak haline gelecek. Orada (Batı Şeria) yaşayan İsrail vatandaşları en temel haklarını kaybedecek ve anarşi içinde yaşayacaklardır.” ifadelerini kullandı.
“Yasanın bir kısmının vergiler ve ikamet ile de ilgili olduğuna” dikkati çeken Dahla, “İsrail, işgal altındaki Batı Şeria topraklarında iki hukuk sistemi oluşturdu. Bunlardan biri Filistinliler için geçerli ve askeri emirleri, mahkemeleri, hapishaneleri kapsıyor.” dedi.
Dahla, yasanın ikinci kısmının ise Yahudi yerleşimcilere uygulandığını, İsrail medeni kanunu, sivil yargı ve sivil mahkemeleri kapsadığını dile getirdi.
İsrail’deki binlerce Filistinli tutuklunun akıbeti ne olacak?
Ancak, İsrail hapishanelerdeki binlerce Filistinli tutukluyla ilgili acil durum düzenlemelerinin başka bir yönü daha var.
Knesset’e göre Yahudi yerleşimci yasası, İsrail’deki yetkililere İsrail’de ceza ve tutuklama yetkisi tanıyor ve bölgedeki askeri yetkililer tarafından bu ceza ve uygulamalar dayatılıyor. Söz konusu yasa Batı Şeria’da ikamet edenler hakkında İsrail’in dayattığı talimatların ve cezaların uygulanması imkanını tanıyor.
Dahla, İsrail Adalet Bakanının Knesset’de yaptığı konuşmada yönelttiği, “1 Temmuz’da ilkokul ve anaokulu öğrencileri yaz tatiline çıkacak, Bugün İsrail sınırları içinde bulunan cezaevlerinde kalan yaklaşık 3 bin 500 mahkumu da onlarla birlikte serbest mi bırakacak?” soruyu da yorumlayarak şunları kaydetti:
“İsrail bu düzenlemeyle Filistinlileri İsrail’de bulunan cezaevlerinde tutma hakkını kendisine vermek istedi. Bu yasa olmasaydı oradaki Filistinlilerin tutuklanması İsrail açısından bile yasa dışı olurdu. Bu mahkumların yeşil hat içinde tutuklanması için bu yasaya ihtiyaç duyuyorlardı.”
Yerleşimci yasasının uzatılmaması durumunda İsrail hapishanelerindeki yaklaşık 3 bin 500 Filistinli tutuklunun işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan askeri hapishanelere nakledilmesi gerektiğini kaydeden Dahla, “Bu hapishanelerin yeterli kapasitesinin bulunmadığını biliyoruz ve bu onların salıverilmesine yol açabilir.” dedi.
Yerleşimci yasasının süresi uzatılmazsa ne olacak?
Söz konusu yasanın süresi uzatılmazsa Yahudi yerleşimcilerin askeri mahkeme ve ona bağlı makamlarca kovuşturmaya tabi tutulacağını kaydeden Dahla, bu durumda Yahudi yerleşimcilerin cezalarını Batı Şeria’daki askeri hapishanelerde çekeceklerini belirtti.
Yasanın uzatılmaması durumunda ayrıca İsrail polisi ile Batı Şeria’daki askeri makamlar (İsrail) arasındaki bilgi, soruşturma ve ifade alışverişinde yaşanacak zorluklara dikkat çeken Dahla, “Bir İsrail vatandaşının Batı Şeria’ya kaçması durumunda tutuklanması mümkün olmayacak ve Batı Şeria’da bir suç işlemesi durumunda İsrail polisinin onu tutuklayıp kovuşturma yapması zorlaşacak.” ifadelerini kullandı.