Tartışmalı düzenlemenin muhalefetin boykot ettiği oturumda kabul edilmesinin ardından gösterilerin odak noktası Batı Kudüs’teki İsrail Meclisi çevresi oldu.
- İsrail Tabipler Birliği, hükümetin yargı düzenlemesini protesto amacıyla greve gitti
- İsrail’de yargı düzenlemesinin onaylanmasının ardından bazı gazetelerin ilk sayfası siyah basıldı
- İsrail’in güneyinde yargı düzenlemesi karşıtı ve destekçisi gruplar karşılaşınca havaya ateş açıldı
- İsrailli doktorlar, “yargı düzenlemesini” protesto amacıyla yarın greve gidecek
- İsrail’de yargı düzenlemesinin onaylanmasının ardından kitlesel protestolar sürüyor
AA muhabirine konuşan protestoculardan Evitar Rubin, “sokakta bağırmanın” faydasının olmadığını, “iktidarı huzursuz edecek” sivil itaatsizlik eylemlerine daha fazla başvurulması gerektiğini söyledi.
Zorunlu askerlik görevini Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki işgal nedeniyle reddettiğini belirten Rubin, “İsrail’de demokratik ve liberal yönetimin sadece Yahudilere sağlanması gerektiğine inanan bir grup var. Bu kişiler 1948 toprakları içinde ya da Yeşil Hat’ın ötesinde Filistinlilere ne yapıldığını umursamıyor.” dedi.
Koalisyon hükümetindeki Yahudi yerleşimci yanlısı aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi siyasilere dikkati çeken Rubin, İsrail’de bugün yaşananların arkasında bu isimler olduğunu ifade etti.
Aşırı sağcıların Yüksek Mahkemenin yetkilerini kısıtlayarak Filistinliler için daha katı kanunlar çıkarmaya çalıştığını dile getiren Rubin, şu değerlendirmede bulundu:
“İsrail asla bir demokrasi olmadı. Ne 1948’te etnik temizlik yapılırken, ne 1967’de (Filistin toprakları) işgal edilirken, ne de şimdi Yahudi yerleşimciler Filistin beldelerine toplu saldırılar düzenlerken bu mümkün. Burada kimse bunu umursamıyor. Bu çok ikiyüzlüce.”
Rubin ayrıca hükümetin yargı düzenlemesine karşı yedek askerlerin gönüllü ordu hizmetini bırakmasının “işgal nedeniyle ordu görevini bırakmaya” dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Savunma Bakanı’nın daha cesur olmasını beklerdik”
Hükümetin yargı düzenlemesine karşı çıkan yedek askerlerin oluşturduğu “Silah Arkadaşları” grubunun kurucularından Oren Schvil, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı düzenlemeye destek verdiği için “korkak” olarak nitelendirdi.
Schvil, “İsrail’in güvenliğinden, savunmasından ve emniyetinden sorumlu Gallant’ın daha cesur olmasını beklerdik. Çıkıp, ‘Bu kadarı yeter’ demesini isterdik. Görevini hak etmiyor.” diye konuştu.
Hükümetin yargı düzenlemesine ilişkin planının “demokrasiyi ortadan kaldırmak” olduğunu savunan Schvil, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin yerinde olmak istemeyeceğini kaydetti. Schvil, “Genelkurmay Başkanı Halevi’nin hükümet ve kamuoyuna ordusunun durumuna ilişkin bilgi vermesi gerekiyor. Yasanın Mecliste onaylanmasının ardından orduda görevi bırakacağını açıklayan yedek askerlerin sayısı giderek artıyor.” dedi.
“Sokaklarda kalmaya devam edeceğiz”
Sosyal hizmet uzmanı Michel Shalev de yasa tasarısının Mecliste onaylanmasına karşın protestolarına devam edeceklerini vurguladı.
İsrailli kadın, “Hükümet vatandaşların şimdi sessiz kalacağını düşünüyorsa yanıldıklarını göstereceğiz. Yüksek Mahkeme yeniden güç kazanana kadar sokaklarda kalmaya devam edeceğiz. Yargıçların mahkemede karar alırken özgür olmaları gerekiyor.” diye konuştu.
Shalev, hükümetin ülkedeki büyük şirketlerin greve gitmesiyle geri adım atabileceğini belirtti.
Shalev’in eşi de benzer görüşleri paylaştı. İsrailli doktor Amit Shalev, hükümet düşene ve yeniden seçimlere gidene kadar protestoların devam etmesi gerektiğini söyledi.
Netanyahu hükümetinin “sokaktaki tepkiye kayıtsız kalacağı” değerlendirmesinde bulunan Shalev, çözümün koalisyon içindeki bazı isimlerin sokağın tepkisine kulak vermesi, hükümeti düşürmesi ve yeniden seçime gidilmesiyle gelebileceğini kaydetti.
Bölge ülkeleriyle bir savaş çıkması halinde İsrail ordusundaki askerlerin görevlerine geri döneceğini düşünen Shalev, kısa vadede ülke güvenliği açısından tehlike görmediğini ifade etti.
Tartışmalı yargı düzenlemesi
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin’in, 5 Ocak’ta duyurduğu “yargı reformu” Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Başbakan Binyamin Netanyahu, 27 Mart’ta, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Hükümet, muhalefetle müzakerelerin tıkanmasının ardından yakın zamanda yargı düzenlemesi için yeniden düğmeye basmıştı.
İsrail Meclisi, hükümetin yargı paketi kapsamında Yüksek Mahkemenin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak yasa tasarısını dün muhalefetin boykot ettiği oturumda onaylamıştı.
“Akla yatkınlık” adıyla anılan yasa tasarısı, Yüksek Mahkemenin, hükümetin aldığı kararları, “kamu çıkarına hizmet etmediği, akla yatkın olmadığı veya çıkar çatışması doğurduğu” gibi gerekçelerle bozma yetkisini ortadan kaldırıyor.
Yargı protestosu orduya sıçradı
İsrail’de kadın ve erkekler için 3 yıl zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor. Zorunlu askerliğini tamamlayan İsrailliler, gönüllülük esasına göre uzmanlıklarına göre her yıl düzenli şekilde askeri talime çağrılıyor ancak savaş pilotları ve diğer elit birlikler yıl içinde daha sık eğitim ve operasyona katılıyor.
İsrail’deki zorunlu askerliği reddedenler içinse hapis cezasına varan yaptırımlar uygulanıyor.
Orduda görevli aralarında savaş pilotlarının da yer aldığı 10 bin kadar yedek asker hükümetin yargı düzenlemesine karşı gönüllü askerlik hizmetinden ayrılacaklarını duyurdu.
İsrail Savunma Bakanı Yaov Gallant’ın ordudaki kopuşun giderilmesi adına muhalefetle uzlaşılması için girişimde bulunduğu bildirilmişti. Meclis Genel Kurulunda yasa oylanmadan önce Gallant, Netanyahu ve yargı paketinin “mimarı” Adalet Bakanı Yariv Levin’in hararetli biçimde tartıştığı görüntüler kameralara yansımıştı.