Tartışmalı “yargı reformuna” karşı olan aralarında savaş pilotları, denizaltı subayları ve diğer elit birliklerin de yer aldığı binlerce İsrailli, gönüllü yedek askerlik görevini bırakma kararı aldı.
İsrail’de kadın ve erkekler için 3 yıl zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor. Zorunlu askerliğini tamamlayan İsrailliler, gönüllülük esasına göre uzmanlıklarına göre her yıl düzenli şekilde askeri talime çağrılıyor. Ancak savaş pilotları ve diğer elit birlikler yıl içinde daha sık eğitim ve operasyona katılıyor.
Eski İsrail Ordu İstihbaratı Başkanı Tamir Hayman, Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsünde (INSS) yayımlanan makalesinde, İsrail’de “halkın ordusu diye tanımlanan yapının ciddi tehlike altında olduğunu” ifade etti.
Sorumluluğun, süreci başlattığı için hükümette olduğunu belirten Hayman, “İsrail ordusunun görevlerini yerine getirebilmesi bütün sistemin çalışmasına ve gönüllü askerlere bağlı.” değerlendirmesinde bulundu.
Hayman, orduyu baskı aracı olarak kullanmanın “ölümcül bir silah” olduğunu ve “nükleer silahlarda olduğu gibi sonunda herkesin kaybedeceğini” kaydetti.
“Diktatörlüğe hizmet etmek istemiyoruz”
AA muhabirine konuşan İsrailli yedek askerler, tartışmalı yargı reformunun yasalaşması konusunda hükümetin ısrarına tepki gösterdi.
“Diktatör bir hükümete hizmet etmek istemediklerini” söyleyen yedek askerler, bir savaş durumunda görevlerine geri döneceklerini ancak şu anda orduda gönüllü olmama kararı aldıklarını dile getirdi.
Gönüllü yedek askerlik görevini bırakan doktor Uriel Katz (31), yaklaşık 10 yıl önce zorunlu askerliğini yaptığını ve 10 yıldır da her sene bir aydan uzun süre talimlere katıldığını belirtti.
Katz, “Askerliğimi yaptığım sırada vicdanıma aykırı gelen şeyleri de yapmak zorunda kaldım. İsrail’deki sistemin kendi içinde denge mekanizmaları olduğuna inanarak bunu yaptım ama şimdi bu denge bozuldu.” dedi.
Politik bir kişi olmadığını ancak görevi bırakmanın doğru adım olduğunu kaydeden Katz, “Hükümetin başa çıkamayacağı durumlardan biri bu. İyi vatandaşlar hükümete ‘artık bu devam edemez’ diyor. Bizler demokratik bir ülkeye hizmet etmeyi kabul ettik. Diktatörlüğe hizmet etmeyeceğiz. İleride savaş çıkarsa veya hükümet yargı düzenlemesini rafa kaldırırsa orduya dönebilirim.” diye konuştu.
Paraşütçü Vladimir Schuma (43), yakın zamanda gönüllü yedek askerlik için talimlere katıldığını ancak mevcut hükümetin İsrail’i “diktatörlüğe” taşıdığını söyledi.
Diktatörlükte asker olmanın “yasa dışı eylemleri içereceği” için yedek askerliği bırakma kararı aldığını dile getiren Schuma, “Yedek askerlerin görevi bırakması İsrail’in teyakkuzunu azaltıyorsa bu bizim suçumuz değil, bunu hükümet yapıyor. Ülkeyi 75 yıldır olduğu gibi yönetmek varken bu sürece götürüyor.” şeklinde konuştu.
Schuma, yargı düzenlemesi ile ilgili toplumda artan kutuplaşmaya işaret ederek, şunları söyledi:
“Sadece orduda değil bizler halk olarak kendi aramızda da bölünmüş durumdayız. Artık arkadaşlar, aileler birbirleriyle konuşmuyor. Bu, siyasetin suçu. Netanyahu ve hükümeti yolsuzluğun başında ama Meclisteki 120 milletvekilinden 110’unu suçluyorum. Hiçbiri Netanyahu’ya alternatif üretemediği için suçlular.”
“Hayatımı birinin siyasi ajandası için riske atmayacağım”
Mekanize birliklerde mühendis yedek asker olarak görev yapan Nata Doron (37), “Hükümete artık güvenmiyorum. Orduya üst düzey görev verdiklerinde bunun iyi niyetle değil politik çıkarlara hizmet etmesi için siyasi bir karar olacağını düşünüyorum. Bu benim için kırmızı çizgi. Hayatımı birilerinin siyasi ajandası için riske atmayacağım.” ifadelerini kullandı.
Hükümetin yargı düzenlemesine ilişkin tutumu değişirse veya büyük bir savaş çıkarsa yeniden göreve döneceğini aktaran Doron, “İsrail’de orduda görev yapmak çok önemlidir. Bu herkes için büyük bir adım. Bunun ne anlama geldiğini görmek zaman alacak. Birçok insan bunun son çare olduğunu düşünerek bu adımı atıyor.” diye konuştu.
Kara Kuvvetleri’nde 100 kişilik askeri birliğin komutanı yedek asker Or (41) da en son yaklaşık 40 gün önce eğitime gittiğini ve yargı düzenlemesine ilişkin tartışmanın birliğindeki askerler arasına da sıçradığını söyledi.
Sol görüşlü biri olmadığını belirten Or, “artık hükümetin yargıya müdahalesine dur demek için” gönüllü askerlik görevini bırakma kararı aldığını ifade etti.
Tartışmalı yargı düzenlemesi
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin’in, 5 Ocak’ta duyurduğu “yargı reformu”, Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Başbakan Netanyahu, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini 27 Mart’ta ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Hükümet, muhalefetle müzakerelerinin tıkanmasının ardından yakın zamanda yargı düzenlemesi kapsamında yeniden düğmeye basmıştı.
İsrail’de iktidar koalisyonu Yüksek Mahkeme’nin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak yasa tasarısını 2. ve 3. oylama için pazar günü Meclise sunmayı planlıyor.
Hükümet karşıtı protesto hareketi, iktidarın bu adımına karşı ülke genelinde protestolar ve sivil itaatsizlik eylemlerini artırdı.