İsrail Yüksek Mahkemesi Başyargıcı Esther Hayut ile hakimler Uzi Vogelman ve Isaac Amit’in yöneteceği oturumdan önce yargı düzenlemesi karşıtı onlarca gösterici, İsrail bayraklarıyla Batı Kudüs’teki mahkeme binası önünde toplandı.
Hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesi kapsamında 23 Mart’ta Mecliste onayladığı yasa tasarısı, başbakanın fiziksel veya psikolojik yetersizlik durumları dışında görevden alınmasını engellemeyi ve bu yetkiyi yargıdan alıp hükümet ve Meclise devretmeyi öngörüyor.
Canlı yayınlanan mahkemedeki oturumda İsrail Yüksek Mahkemesi Başyargıcı Esther Hayut, Binyamin Netanyahu’nun partisinden bir milletvekilinin “yasanın Netanyahu için hazırlandığını söylediğine” işaret etti.
Yüksek Mahkeme’nin kararını açıklaması için birden fazla oturum yapması bekleniyor.
Başsavcıdan Yüksek Mahkeme’ye yasanın iptali çağrısı
İsrail medyasındaki haberlere göre Başsavcı Gali Baharav-Miara, Yüksek Mahkeme’ye gönderdiği mektupta “söz konusu yasanın Netanyahu’nun yolsuzluk davaları devam ederken kişisel hukuki durumuna müdahale niteliği taşıdığı ve yasanın iptal edilmesi gerektiği” yönünde görüş bildirdi.
Baharav-Miara, ayrıca yasanın kabul edildiği dönemde “hükümetin yargı düzenlemesini Netanyahu’nun bizzat kendisinin yönettiğini söylemesinin” çıkar çatışması doğurduğunu belirtti.
Başbakan Binyamin Netanyahu, 2020’de yolsuzluk yargılamaları devam ederken başbakan olarak görevde kalabilmesi için Yüksek Mahkeme ile “yolsuzluk davalarını etkileyecek şekilde yasamaya müdahale etmemesi, yargı veya kolluk kuvvetlerinde görev değişiklikleri yapmamasını” öngören anlaşma yapmıştı.
Yüksek Mahkeme’ye itiraz başvuruları, başbakanın görevden alınma şartlarına ilişkin değişikliğin bu anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle yapılmıştı.
İsrail Başsavcısı Baharav-Miara, martta yasa onaylandıktan sonra Netanyahu’nun yolsuzluk davalarına işaret ederek, adalet sistemine müdahale edilmemesini, bunun çıkar çatışması oluşturabileceğini söylemişti.
İsrail’de Yüksek Mahkeme’nin çalışma prensibi
İsrail’de henüz geçerli bir Anayasa bulunmuyor. Ülkede gelecekteki Anayasa’nın taslağı olarak kabul edilen 13 Temel Kanun bulunuyor.
Yüksek Mahkeme, hükümetin aldığı kararları ya da Meclisin çıkardığı kanunları “Temel Kanunlara” aykırı olduğuna hükmederek iptal edebiliyor.
Ancak Yüksek Mahkeme, bugüne kadar Temel Kanunlara ilişkin yapılan yasal değişikliklere dair bir hüküm vermedi.
Hükümet, yargı düzenlemesi kapsamında Meclisten geçen yasaların Temel Kanunlarda bir değişiklik olduğunu ve Yüksek Mahkeme’nin bunu bozma yetkisinin bulunmadığını savunuyor.
Karşıtlarıysa Meclisten geçen yasanın yoğun toplumsal muhalefete rağmen yeterince tartışılmadan ve Mecliste küçük bir çoğunlukla geçirildiği için Temel Kanunlara ilişkin değişiklik öngören yasaların iptal edilmesi gerektiğini savunuyor.
Mahkemenin kararı karşısında hükümetin tutumu tartışılıyor
Başbakan Netanyahu, hükümetin yargı düzenlemesi kapsamında Meclisten geçirdiği kanunları Yüksek Mahkeme’nin iptal etmesi durumunda nasıl hareket edeceklerine ilişkin kesin bir yanıt vermekten kaçınıyor.
Netanyahu, ABD medyasına verdiği röportajlarında, Yüksek Mahkeme’nin Meclisin geçirdiği kanunu iptal etmesi durumunda alacakları tutuma ilişkin, “İsrail’de hükümetler her zaman mahkemelerin verdiği kararlara saygı duymuştur.” demişti.
Yüksek Mahkeme’nin bugüne kadar ülkede Anayasa taslağı olarak kabul edilen “Temel Kanunlara ilişkin bir değişikliği bozmadığına” işaret eden Netanyahu, “Yüksek Mahkeme her zaman kendisini bir Anayasa olarak gördüğü Temel Kanunlar ile yükümlü kabul etmiştir. Biz bu iki prensibin korunması gerektiğine inanıyoruz.” diye konuşmuştu.
İsrail’de iktidar koalisyonundaki bazı bakan ve vekillerse, Yüksek Mahkeme’nin Meclisin çıkardığı kanunları iptal etmesi halinde “seçmen iradesini hiçe sayacağını” savunmuştu.
İsrail’de hükümetin yargı düzenlemesi
İsrail’de hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesi yılbaşından bugüne ülke gündeminin merkezinde kalmaya devam ediyor.
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin’in, 5 Ocak’ta duyurduğu “yargı reformu” Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Başbakan Netanyahu, 27 Mart’ta, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Hükümet, muhalefetle müzakerelerin tıkanmasının ardından yakın zamanda yargı düzenlemesi için yeniden düğmeye basmıştı.
Netanyahu hükümeti, Yüksek Mahkeme’nin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak yasa tasarısını ülke çapında kitlesel protestolar ve yoğun kamuoyu tartışmalarına rağmen 24 Temmuz’da Mecliste muhalefetin boykot ettiği oturumda kabul etmişti.
İsrail’de muhalefet partileri, eski milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşları, Meclisin 24 Temmuz’da geçirdiği “Akla Yatkınlık Yasası”nın iptali için başvurmuştu.
Söz konusu yasa, Yüksek Mahkeme’nin, hükümetin aldığı kararları, “kamu çıkarına hizmet etmediği, akla yatkın olmadığı veya çıkar çatışması doğurduğu” gibi gerekçelerle bozma yetkisini ortadan kaldırıyor.