İsrail Bölgesel Dış Politika Enstitüsü (Mitvim) Politika Analisti ve İsrail’in eski Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Büyükelçisi Michael Harari, Avrupa’nın Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle enerjide sıkıntılar yaşadığını belirterek, “İsrail, Mısır ve AB arasındaki iyi niyet anlaşması kısıtlı miktarı içeriyor. Bu konu, Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmelerle çatışan bir anlaşma değil. Daha önce iki ülke hükümetleri arasında yaşananlar geçmişte kaldı. Artık nerede anlaşıyoruz, anlaşamıyoruz, çıkarlarımız neler gibi sorulara yanıt aramalıyız.” dedi.
Harari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’den doğal gazın Mısır’a gönderileceğini ve burada sıvılaştırılarak LNG formunda Avrupa’ya gönderileceğini söyledi.
Söz konusu iyi niyet anlaşması kapsamında Avrupa’ya ulaşacak gazın kısıtlı bir miktar olduğuna değinen Harari, “Türkiye ile İsrail arasındaki görüşmelerle çatışan bir anlaşma değil. Daha önce iki ülke hükümetleri arasında yaşananlar geçmişte kaldı. Artık nerede anlaşıyoruz, anlaşamıyoruz, çıkarlarımız neler? gibi sorulara yanıt aramalıyız.” diye konuştu.
Harari, Türkiye ile İsrail arasında yapılacak olası bir anlaşmanın uzun vadeli değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Avrupa’nın doğal gaz talebi artıyor. İsrail daha fazla gaz göndermenin yollarını bulacak ve daha fazla gaz keşfetmeye çalışacak. Türkiye ile görüşmeleri etkilemeyecek olan bu anlaşma da bölgede daha fazla çalışma yapılmasına yol açacaktır. Şunu da eklemek gerekir ki Avrupa burada Rusya’ya olan gaz ve petrol bağımlılığını azaltmak için politik bir mesaj da gönderiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu 3’lü anlaşmanın Türkiye ile olan görüşmelerle hiçbir şekilde çelişmediğini ifade eden Harari, şunları kaydetti:
“Türkiye ile İsrail’in son aylarda attığı adımlar çok derece önemli ve iyi. İki taraf da birlikte çalışmanın gerekliliğini anlamalı. Bu konuda 10 yıl kaybettik. İki ülkenin hükümetleri sorunları tanımlamalı ve nasıl çözüleceğini bulmalı. Benim görüşüm iki taraf da doğru şekilde adımlar atıyor. Umutlu muyum? Evet umutluyum. Gerçekçi ve pozitif olmalıyız. Ancak öyle olursak ilerleme gerçekleşebilir.”