Kassam Tugayları basın ofisinin yayımladığı videoda, İsrailli Hişam es-Seyyid’in suni solunum cihazına bağlı olduğu ve serum tedavisi aldığı görüldü.
Böylelikle Hamas, 8 yıldan bu yana ilk defa elinde bulundurduğu İsraillilerin durumuna ilişkin video paylaşmış oldu.
Kassam Tugaylarınca esir alındığı duyurulan İsrailliler
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail’in 2014’te Gazze’ye düzenlediği saldırılar sırasında 2’si asker 4 İsraillinin esir alındığını açıklamıştı. Kassam Tugayları, bu kişilerin durumu hakkında herhangi bir bilgi vermemişti.
İsrail tarafı ise Oron Şaul ve Hadar Goldin isimli askerlerinin savaşta öldüklerini ancak cesetlerinin alıkonulduğunu, biri Etiyopya asıllı (Avera Mengistu) diğeri Arap (Hişam es-Seyyid) olmak üzere 2 vatandaşının da Gazze’de olduğunu ileri sürmüştü.
İsrail Savunma Bakanlığı, daha sonra Gazze savaşında öldüğü duyurulan askerleri Goldin ve Şaul’un durumunu “kayıp ve esir” olarak değiştirmişti.
Katar merkezli Al Jazeera televizyonunda 7 Haziran 2021’de yayımlanan bir programda, kimliğine ilişkin bilgi verilmeyen, Gazze’de Kassam Tugaylarının elinde tutulduğu belirtilen İsrailli askerin ses kaydına yer verilmişti.
Mısır’ın ara buluculuğunda yürütülen müzakereler, İsrail’in Hamas’ın ısrar ettiği gibi müebbet hapis cezasına çarptırılan mahkumları serbest bırakmayı reddetmesi nedeniyle sekteye uğradı.
Uzmanlar, İsrail’in müebbet hapis cezasına çarptırılan mahkumların serbest bırakılması yönündeki hiçbir teklifi kabul etmemesinin, taraflar arasında anlaşmaya varmanın önündeki en büyük engeli teşkil ettiğini belirtiyor.
Müebbet hapis cezasına çarptırılan Filistinliler
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Filistin Esirler Heyeti ile Filistin Esirler Cemiyeti verilerine göre, İsrail tarafından hapis cezasına çarptırılan Filistinli mahkumların sayısı 551’e ulaştı.
İsrail’deki Arap Azınlıkların Hakları Hukuk Merkezi (ADALAH) Müdürü Hassan Cebarin, AA muhabirine yaptığı bir açıklamada, Filistinlilere verilen müebbet hapis cezalarında İsrail’in kasıtlı olarak yıl belirtmediğini, dolayısıyla cezanın “ömür boyu” sürdüğünü söylemişti.
Ancak Haaretz gazetesinde 2018’de yayımlanan bir haberde, Filistinliler için “suç değil, ulusal gerekçelerle” verilen asgari müebbet hapis cezasının 40 yıl olduğuna işaret edilmişti.
Oslo Antlaşması öncesinde tutuklananlar
İsrail’de, Filistin Kurtuluş Örgütü ile 1993’te imzaladığı Oslo Antlaşması’ndan önce tutuklanan 25 Filistinli bulunuyor. Söz konusu kişiler en az 29 yıldır hapis yatıyor.
Bu mahkumlar bir veya birkaç kez müebbet hapis cezasına çarptırılıyor. İsrail, 2014’teki Filistin-İsrail müzakereleri sırasında onları serbest bırakmayı reddetti ve bu da müzakerelerin durmasına neden oldu.
Söz konusu Filistinli mahkumların başında 1983’ten beri hapiste tutulan ve İsrail mahkemelerince müebbet hapis cezasına çarptırılan Kerim Yunus ve kuzeni Mahir Yunus geliyor.
2011’deki esir takası anlaşması
Hamas’ın Mısır aracılığıyla İsrail’le 11 Ekim 2011’de yaptığı esir takası anlaşması çerçevesinde, bir İsrail askeri (Gilad Şalit) karşılığında hapishanelerdeki 1027 Filistinli tutuklu serbest bırakıldı.
Ancak İsrail, 2014’te serbest bırakılan Filistinlilerden 49’unu yeniden tutukladı ve haklarındaki önceki cezaları yeniden verdi.
“İsrail hapishanelerinde en uzun süre kalan siyasi tutuklu” olarak kayıtlara geçen ve ilk olarak 1978’de 19 yaşındayken tutuklanan Nail el-Bergusi, söz konusu esir takasıyla serbest bırakıldıktan sonra 2014’te yeniden tutuklananlar arasında yer aldı.
Hamas, elinde tuttuğu İsrailli mahkumlar hakkında bilgi verme karşılığında yeniden tutuklanan Filistinlilerin serbest bırakılmasını talep ediyor.
İsrail’in uzun yıllardır hapiste tuttuğu Filistinliler
Kassam Tugayı liderlerinden Abdullah el-Bergusi, İsrail tarafından 2003’te gözaltına alındı ve 67 kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Bergusi hakkındaki ceza İsrail makamlarınca verilen en yüksek hapis cezası olarak biliniyor.
İbrahim Hamid (54 müebbet)
Filistinli İbrahim Hamid ise ceza süresi bakımından Bergusi’den sonra ikinci sırada yer alıyor.
İsrail mahkemesi, Ramallah’ın doğusundaki Silvad beldesi sakinlerinden Hamid’e 54 müebbet cezası verdi.
Hasan Selame (48 müebbet, 30 yıl)
Gazze Şeridi’nden Hasan Selame’nin de 48 müebbedi ve 30 yıl hapis cezası bulunuyor.
Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları komutanlarından Selame, onlarca İsraillinin ölümüne yol açan operasyonlar düzenlemekle suçlanıyor.
Abbas es-Seyyid (36 müebbet)
Kassam Tugayları komutanlarından Tulkerem doğumlu Abbas es-Seyyid 2002’de tutuklandı ve 36 müebbet ile 200 yıl hapse mahkum edildi.
Mervan el-Bergusi (5 müebbet)
Fetih Hareketi Merkez Komite üyesi Mervan el-Bergusi’nin ise 5 müebbedi bulunuyor.
İsrail’in 2002’de tutukladığı Bergusi, İsraillilerin ölmesi ve yaralanmasına neden olan saldırılar düzenlemekle suçlanıyor.
Hamas’ın firar eden 6 Filistinlinin serbest bırakılması talebi
Hamas, geçen sene İsrail hapishanesinden firar ettikten sonra yakalanan 6 Filistinlinin de serbest bırakılmasını istiyor.
Hapisten kaçan Fetih Hareketi’nin silahlı kanadı El-Aksa Şehitleri Tugayı üyesi Zekeriya ez-Zubeydi ile Filistin İslami Cihad Hareketi mensubu Muhammed Kasım Arıda, Yakub Mahmud Kadri ve Mahmud Abdullah Arıda, Eyhem Fuad Kemamci ile Munadil Yakub Nufeyat yakalanarak tekrar cezaevine gönderilmişti.
“Yakın zamanda bir esir takası anlaşması olmaz”
AA muhabirine konuşan Ahrar Esir İşleri Araştırmaları Müdürü Fuad Huffeş, “müebbet hapis cezası alan mahkumların Filistin direniş grupları ile İsrail arasında bir anlaşma yapılmasının önündeki en büyük düğüm” olduğunu belirtti.
Hamas’ın, İsrail’in güvenliği için “en tehlikeli” olarak nitelendirdiği isimlerin serbest bırakılmasını talep ettiğini kaydeden Huffeş, “Gilad Şalit benzeri bir esir takası anlaşması” yapmanın kolay olmadığını söyledi.
Filistinli uzman İsmet Mansur da İsrail’in Gilad Şalit anlaşmasından sonra esirler arasında ayrım yaptığını, İsraillileri öldürmekle suçlanan ve müebbet hapis cezası alan kişilerin serbest bırakılmasını önleyen engeller koyduğunu belirtti.
Yakın zamanda bir esir takası anlaşması olmayacağı öngörüsünde bulunan Mansur, İsrail’in Hamas’ın elindeki iki esirin canlı olmadığı kanısında olduğunu ve müzakerelere yanaşmadığını ifade etti.
Mansur, İsrail kamuoyunda da esir takası için hükümete herhangi bir baskı olmadığını dile getirdi.