İsrailli eski diplomat ve yazar Alon Pinkas, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Tel Aviv’e gerçekleştirdiği son ziyaretinin, Washginton’un İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yla “derin anlaşmazlık içinde olduğunu ve ona güvenmediğini” gün yüzüne çıkardığını belirtti.
İsrail’in eski New York Başkonsolosu Pinkas, Haaretz gazetesi için kaleme aldığı makalesinde, ABD’nin artık İsrail’e verdiği temel ve derin destekler ile Netanyahu’ya olan güvensizliği arasında bir denge bulma yolunu aradığını kaydetti.
ABD’de “sabrın tükenmeye” başladığını savunan Pinkas, Blinken’ın İsrail’e yaptığı son ziyarette Netanyahu ile Washington arasındaki anlaşmazlıklar ile güvensizliğin arttığının bir kez daha görüldüğünü ifade etti.
İsrailli analist Pinkas, ABD Kongresi’nde İsrail’i destekleyen ancak isimlerini açıklamayan 2 üyenin “ABD yönetimi kaçınılmaz bir kararın eşiğindedir. Başka seçenek yok, esnekliğe yer yok. (ABD Başkanı Joe) Biden, İsrail’e sınırsız büyük destekleri için siyasi bedel ödüyor. Kendisinin sabrı ve hoşgörüsü sınırın son noktasına ulaştı.” değerlendirmesinde bulunduğunu aktardı.
Blinken’ın 7 Ekim 2023’ten bu yana ülkeye yaptığı ziyaretlerde, İsrail ile ABD arasındaki derin görüş ayrılığının genişlediğinin ortaya çıktığını dile getiren Pinkas, şunları kaydetti:
“Bunun ilk işareti Blinken’ın açıklamasındaki talebinde görüldü. Blinken, İsrailliler 7 Ekim’de en korkunç şekilde insanlıktan çıkarıldı. Ancak bu, başkalarını insanlıktan çıkarma izni olamaz. Gazze’deki halkın ezici çoğunluğunun 7 Ekim saldırılarıyla hiçbir ilgisi yoktu dedi. Dolayısıyla Blinken, İsrail’in Gazze’de 26 bin kişinin ölümüne yol açan zararlara daha fazla izin vermeyeceklerini belirtiyor.”
ABD Başkanı Biden’ın 2 hafta önce İsrail’in Gazze’ye saldırılarını “rastgele” olarak nitelendirdiğine dikkati çeken Pinkas, dolayısıyla Washington’da, “İsrail’in ABD’den yaklaşık 3 ay boyunca aldığı destekle halihazırda sürdürdüğü askeri hamleyle kendisini bitirdiği” yönünde bir kanaat oluştuğuna dikkati çekti.
Blinken’ın 7-8 Şubat tarihlerindeki ziyareti sırasında bir “ilke imza atarak”, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile görüşme talebinde bulunduğuna vurgu yapan Pinkas, ABD’lilerin Halevi’yi “güvenilir” gördüğünü ifade etti.
Blinken’ın Halevi ile görüşme talebini, Netanyahu’ya olan güvenin kalmadığının göstergesi olarak yorumlayan Pinkas, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“ABD’liler, Netanyahu’nun yaşadığı siyasi sorunların farkındalar ancak görüldüğü kadarıyla manevra yapacak zamanları kalmadı. Anlaşmazlıkları zaman dilimine göre sınıflandırılabilir: Kısa vadede esir değişimi ve onunla birlikte gerçekleşecek ateşkes konusunun yanı sıra İsrail’in Gazze’deki askeri varlığı.”
Pinkas, Netanyahu’nun siyasi birtakım gerekçelerle “savaşı” uzatmaktan yana olduğu gibi esir değişiminde Hamas’ın şartlarını kabul etmesinin zor göründüğünü ve ABD’nin de bunun farkında olduğunu ifade etti.
Orta vadede ABD ile İsrail arasındaki anlaşmazlığın ise “savaştan sonra Gazze’nin kimler tarafından yönetileceği” konusu olduğunu belirten Pinkas, ABD’nin bugüne kadar bununla ilgili İsrail’den siyasi bir plan işitmediğini aktardı.
İsrail’in ABD’den gelen her öneriyi reddettiği veya ciddiye almadığına işaret eden Pinkas, ABD yönetiminin, Netanyahu’nun “Gazze’de tam zafer” ve “Gazze’nin Hamasistan veya Fetihistan olmasına izin vermeyeceğim” şeklindeki sloganlarına toleransının günden güne zayıfladığını savundu.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 12 bini çocuk, 8 bin 190’ı kadın olmak üzere 27 bin 947 Filistinli öldürüldü, 67 bin 459 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.