İsrail’de hükümetin yargıda yeni düzenlemeler içeren yasa tasarısına tepkiler dinmiyor. Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon, Yüksek Mahkemenin hükümet üzerindeki denetimini azaltacak yasa tasarısını ikinci oylama için bu hafta Meclis Genel Kuruluna getirmeye hazırlanırken ülke genelinde sivil itaatsizlik eylemleri de yeniden başladı.
Söz konusu düzenlemeye karşı siyasetçiler ve sivillerin yanı sıra genelde siyasi anlaşmazlıklardan uzak duran ordu içinden de tepkiler yükseldi.
Son dönemde askeri personelin hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesine karşı protestolara katıldığı görüldü.
İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesinde ısrar etmesi durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıkladı.
İsrail Hava Kuvvetlerinde görevli 106 yedek asker, 15 Temmuz’da yargı düzenlemesini protesto etmek için gönüllü askerlik hizmetlerini sonlandırdıklarını duyurdu. Bunların büyük çoğunluğunun pilot ve seyrüseferci, geri kalan kısmının ise hava trafik kontrolü ve kontrol subayları olduğu aktarıldı.
Aynı şekilde dün İsrail Hava Kuvvetleri harekat karargahında görevli, aralarında general, tümgeneral, albay rütbesinde isimlerin de yer aldığı 161 yedek asker yargı düzenlemesine karşı ordudan ayrıldıklarını duyurdu.
Politikacılardan ise askeri personelin bu tutumuna tepki geldi.
Başbakan Netanyahu ile bazı bakanlar ve yetkililer, ordu saflarında görevli personelin siyasete karışan tutumuna karşı açıklamalarda bulundu.
Netanyahu, ülkede zorunlu askerlik hizmetini reddetme yönündeki çağrılara atıfta bulunarak, “demokrasilerde ordu içindeki bir grubun seçilmiş hükümeti tehdit etmesinin söz konusu olamayacağını” belirtti.
İsrail Başbakanı, “Demokrasilerde, ordu seçilmiş hükümete boyun eğer, askeri yönetimlerde ise hükümet, orduya daha doğrusu ordu içindeki bir gruba tabidir. Demokrasiler ile askeri yönetimler arasındaki temel farklılık budur. Askerlik hizmetine karşı tahrik ve hizmeti reddetmek demokrasiye ve kanuna aykırıdır.” dedi.
“Ordu parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya”
İsrailli askeri uzmanlar, yargı düzenlemesi karşı çıkan askerlerin görevlerini bırakması halinde ordu saflarında yaşanacak eksikliğin tüm ülkeye büyük zararları olacağını düşünüyor.
İsrail ordusunun eski Askeri İstihbarat Dairesi Başkanı Tamir Hayman, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Ordu parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya.” ifadesini kullandı.
Ordunun geleceği için kader tayin edici günler içinde olduklarını söyleyen Hayman, hükümetin hem değişimlerin başlatıcısı olmasından dolayı hem de durumu düzeltme gücü ve yeteneği yalnızca kendi elinde olduğu için bu durumdan sorumlu olduğunu ifade etti.
Hayman, ordunun tüm oluşumlardaki görevlerini yerine getirebilmesinin, pilot ve askerlerden, sahadaki subaylara ve özel birliklere kadar büyük ölçüde gönüllülük modeline bağlı olduğunu belirtti.
Orduyu baskı aracı olarak kullanmayı nükleer silaha benzeten Hayman, sonuçta bundan herkesin büyük zarara uğrayabileceğini kaydetti.
Hayman, “orduyu seven ve ordunun akıbetini düşünen biri olarak tek taraflı yasal düzenlemelere son verme ve tüm taraflarla kapsamlı bir anlaşma sağlama çağrısında bulunduğunu” vurguladı.
“Zararın, zannedilenden daha büyük olacağı netleşti”
Haaretz gazetesinden askeri uzman Amos Harel de Genelkurmay Başkanlığının yargı krizinin ordu birliklerinin iç bütünlüğüne vereceği ani zararlardan endişe ettiğini belirtti.
Harel, gazetedeki analizinde, üst düzey askeri yetkililere göre bu zararın somut olarak görülebildiğini, genel olarak ordunun özelde ise hava kuvvetlerinin operasyonel yeterliliğinin uğrayacağı muhtemel zararların da göz önüne alınması gerektiği yorumunu yaptı.
İsrail ordusunda binlerce yedek askerin, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesinde ısrar etmesi durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini duyurmasını hatırlatan Harel, “Ordu, güçlü siyasi bölünmelerin şimdiden yedek birliklere sızdığını ve buradaki atmosfere, askerler ile farklı bölge komutanları arasındaki ilişkilere zarar verdiğini düşünüyor. Bu konudaki hasar şimdiden hissediliyor.” ifadelerini kullandı.
Son günlerde yedek hizmet taleplerini reddetme olgusunun arttığına dikkati çeken Harel, pek çok birimin yanı sıra askeri sağlık alanında da çok sayıda gönüllünün görev bırakmayı planladığını belirterek, “Zararın, zannedilenden daha büyük olacağı netleşti.” ifadelerine yer verdi.
Hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesi
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin’in 5 Ocak’ta duyurduğu “yargı reformu”, Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Başbakan Netanyahu, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini 27 Mart’ta ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Muhalefetle müzakerelerin tıkanması üzerine yeniden düğmeye basan hükümet, yasa tasarısını 10 Temmuz’da yapılan birinci oylamada Meclisten geçirmişti. Yasanın yürürlüğe girebilmesi için Mecliste yapılacak üç oylamadan da geçmesi gerekiyor.
İsrail medyasına göre, Yüksek Mahkemenin hükümetin aldığı kararları “kamu çıkarına hizmet etmediği, çıkar çatışması doğurduğu” gibi gerekçelerle “mantık dışı olduğunu” belirterek bozma yetkisini ortadan kaldırmayı öngören tasarı, ikinci oylama için bu hafta Meclise getirilecek.