İsrail ordusu, 7 Ekim’den bu yana havadan ve karadan saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi’ne yüzlerce tank ve on binlerce asker gönderdi.
- İsrail ordusunun Gazze’ye saldırıları 41. gününde devam ediyor
Ordunun Gazze’ye girmesiyle İsrail basını ve sosyal medyada, Gazze’nin daha önce işgal edildiği yıllarda yerleşim bölgelerine verilen “Gush Katif” ifadesi kullanılmaya başlandı.
İsrail’in 2005 yılında sona eren işgal yıllarında Gazze Şeridi’nin güneyinden orta kesimlerine kadar uzanan “Gush Katif” bölgesi, uluslararası hukuka aykırı inşa edilen 21 yerleşim yerinden oluşuyordu.
İsrail, tek taraflı bir kararla Gazze Şeridi’nden çekildiği Ağustos 2005’te Gush Katif bölgesindeki yerleşim yerlerinde oturan yaklaşık 8 bin 600 Yahudiyi başka bölgelere tahliye etmişti.
İsrail ordusunun, 41 gün önce başlattığı savaş kapsamında ise abluka altındaki Gazze Şeridi’ne giren askerler, ulaştıkları bölgelerde İsrail bayraklarını diktikleri fotoğraflar paylaşıyor.
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in de aralarında bulunduğu İsrailli yetkililer de “yaşasın İsrail halkı” etiketiyle askerlerin söz konusu fotoğraflarını paylaşmaya başladı.
Ben-Gvir, 11 Kasım Cumartesi günü İsrail’in Kanal 12 televizyonuna yaptığı açıklamalarda, “Şimdi Gazze Şeridi’ni işgal etme çağrısı yapıyorum.” demişti.
Haaretz gazetesinin haberine göre ise aşırı sağcı Likud Parisi’nden Eğitim Bakanı Yoav Kisch, Gazze Şeridi’nde yeniden Yahudi yerleşim birimlerinin inşa edilebileceğine işaret etti.
İsrail Meclisi’ndeki bazı üyelerin Gazze’de Yahudi yerleşim birimlerini yeniden inşa etme yönündeki taleplerine katıldığını ima eden Kisch, “Tabii ki de Gazze Şeridi’nde yerleşim birimlerinin yeniden imarı mümkündür.” ifadesini kullandı.
İsrail’in 7 Ekim’den beri saldırılarını sürdürdüğü abluka altındaki Gazze Şeridi’nde Yahudi yerleşim planları, ordu mensupları dahil birçok kesim tarafından dillendiriliyor.
Gazze’de yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri kurulması söylentileri
İsrail merkezli Haaretz gazetesi için analiz yazan askeri uzman Amos Harel, 13 Kasım’daki analizinde, Gazze’den gelen görüntülerde askerlerin ve komutanların, Gazze Şeridi’nde 2005’ten önce var olan bir Yahudi yerleşim biriminin yeniden kurulmasıyla övünen açıklamalarda bulunduğunu belirtti.
Gush Katif isimli bu yerleşim birimiyle ilgili ne İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ne de Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin işleri yoluna koyabildiğini belirten Harel, “nihayetinde Netanyahu’nun söz konusu yerleşim birimini yeniden kurma gibi bir niyetinin olmadığına dair açıklama yapmak zorunda kaldığını” ifade etti.
Harel, Netanyahu’nun bir basın toplantısında Gush Katif’i yeniden kurmanın “gerçekçi bir hedef olmadığı” yönündeki açıklamasını hatırlatarak, Netanyahu’nun “Gazze’den İsrail’e yönelik bir tehdit kalmaması için silahsızlandırılması ve tam bir güvenlik kontrolünün sağlanması gerektiği” söylemlerini aktardı.
İsrail savaş kabinesi üyesi Benny Gantz’ın da Netanyahu ile aynı basın toplantısında konuştuğunu kaydeden Harel, Gantz’ın “Gazze Şeridi ve çevresinin kontrolüne ilişkin tüm gözlemlerimiz yalnızca güvenlik nedeniyle yapılmalıdır, yaptığımız şey de budur.” dediğini hatırlattı.
Harel, Gazze’ye giden ve geri dönen bazı İsrail askerlerinin yerleşim yerleri hakkında konuşmasının İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari’ye basın toplantılarında da sorulduğunu hatırlattı.
Hagari’nin konuya ilişkin “siyasi söylemin, görevinin bir parçası olmadığı” yanıtını verdiğini belirten Harel, Ordu Sözcüsünün yerleşim birimi söylemlerinde bulunan askerlere, bu tür açıklamaların “savaşta yerinin olmadığının” bildirildiğini yazdı.
Öte yandan, Gazze Şeridi’ne giren askerlerin çektiği ve sosyal medyada yayılan fotoğraf karelerinin birinde ise bir tankın yanında duran 3 askerin, üzerinde “Gush Katif.. geri geldik” yazan pankart taşıdığı görülüyor.
Söz konusu olayın Hagari’nin açıklamalarından önce mi veya sonra mı olduğu bilinmiyor.
Yerleşim tarihi konusunda uzman İsrailli yazar Haggai Huberman da yerleşimcilere ait Kanal 7 internet sitesine yazdığı analizinde, “Gazze Şeridi’ni bölmek amacıyla yerleşim yerlerinin kurulması tam anlamıyla İsrail’in güvenlik anlayışıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Huberman, “Gazze Şeridi’nde yerleşim birimlerinin kurulmasının ana fikrinin, yerleşim birimleri üzerinden Gazze’deki Arapların iletişimini kesmek ve yalnızca güvenlik sebeplerinden bile olsa Gazze Şeridi’nde yerleşim yerlerini yenilemenin mantıklı olduğunu” öne sürdü.
Öte yandan, “Gush Katif’e dönme çağrıları” yalnızca İsrailli askerler ve siyasilerle de sınırlı kalmadı; buna bazı sanatçılar da katıldı.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde yaşayan yerleşimcilerden şarkıcı Hannan ben Ari, İsrail’in güneyindeki bir askeri üstte “Gush Katif’e dönüyoruz” şarkısını söyledi.
Maariv gazetesinde 6 Kasım’da yayınlanan yazısında Miki Levin, şarkıcı Ari’nin askerlerin moralini yükseltme amacıyla bu şarkıyı söylediğini yazdı.
Levin, “Şimdiye kadar siyasi mesajlardan uzak duran ve herkesin sevdiği Ben Ari, sağ ve sol arasında bölünmenin yaşandığı siyasi söylemlerin ortasında ilk kez siyasi haritanın sağında yer aldı.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail halkının yarısına yakını İsrail’in Gazze’de kalması taraftarı
Bu arada Maariv gazetesinin 10 Kasım’da yaptığı ankete göre, Gazze’de yerleşim yerlerinin kurulmasını destekleyenler, İsrail toplumunun yalnızca küçük bir kısmını oluşturmuyor.
Anket sonuçlarına göre, İsrail halkının yüzde 41’i savaşın ardından İsrail güçlerinin Gazze’den ayrılmasını, yüzde 44’ü ise Gazze’de kalmasını destekliyor.
Bu yüzde 44’ün yarısı Gazze Şeridi’nin sadece “İsrail’in askeri ve güvenlik kontrolü altında” tutulmasına, diğer yüzde 22’si de İsrail’in Gazze’de kalmasına destek veriyor.
İsrail’in Gazze’den ayrılmasını isteyen yüzde 41’in yüzde 33’ü savaşın ardından İsrail’in Gazze’den çekilmesini ve kontrolün uluslararası kuruluşlara bırakılmasını desteklerken, yüzde 8’i ise kontrolün Filistin yönetimine devredilmesini istiyor.
Ankete katılanların yüzde 15’i ise yerleşim birimleri de dahil Gazze’de İsrail’in kalıp kalmamasına ilişkin bir tercihte bulunmadı.
ABD, “İsrail’in Gazze’yi işgal etmeyeceğini” söylemişti
Öte yandan, Gazze Şeridi’nde yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri kurulmasına ilişkin söylentiler, ABD yönetiminin İsrail’den Gazze’yi “işgal etmemeye ilişkin aldığı sözlerle” çelişiyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, çatışmaların sona ermesinin ardından Gazze’nin yeniden işgal edilme ve abluka altına alınma girişiminin söz konusu olmadığını söylemişti.
Blinken, daha önce de İsrail’in ABD yönetimine “Gazze’yi yeniden işgal etme niyetinde” olmadığını bildirdiğini dile getirmişti.
Uluslararası hukuka göre, İsrail işgali altındaki bölgelerde kurulan yerleşim birimleri “yasa dışı” olarak kabul ediliyor ve Birleşmiş Milletler, birçok kez söz konusu yerleşim birimlerinin genişletilmesinin insan haklarını ihlal ettiğini ifade etmişti.