Marmara Bölgesi salı gecesi Balıkesir açıklarında meydana gelen 4.1 büyüklüğündeki depremle sallandı. Kısa süreli paniğe neden olan depremi Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve Prof. Dr. Süleyman Pampal değerlendirdi.
4.1’lik depremi Marmara’nın olağan depremlerinden biri olarak değerlendiren Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Marmara deprem tehlikesinin büyük olduğu deniz. 1912’de Mürefte depremi var 7,3 büyüklüğünde. 17 Ağustos depreminde Körfez çıkışına kadar Batı’dan Doğu’dan kırıldı. Burada Marmara Denizi’nin içinden geçen orta Marmara fayı bölgesinde 7 üstündeki deprem bizi korkutuyor. 250 yıllık tekrarlama süresi dolmak üzere. Kuzey Anadolu’nun kuzey ve güney kolu Marmara’da aktif fay üreten faylar. Gönen, 1964’te 7.0 büyüklüğünde depremdi. Bölge aktif faylarla bürünmüş durumda. Çanakkale civarında 5-6 civarında depremlerle etki yaptı. Kuzey Anadolu fayının kuzey ve güney kolundan kaynaklanacak depremler. Hem İstanbulluları hem Balıkesirlileri tedirgin ediyor” diye konuştu.
‘Bu kırılma Marmara’yı da etkileyecektir’
Prof. Dr. Şükrü Ersoy da “4.1 büyüklüğündeki deprem yer itibarıyla enteresan bir yer. Avşa yakınlarında. Bu depremin olduğu yer bizim asıl deprem beklediğimiz Marmara’nın kuzey koluyla ilgili değil. Marmara Denizi’nden bir tane fay geçiyor ama ana kol olarak, asıl kolları güneyde. Dolayısıyla biz kuzeyde bir deprem beklerken güneyde olma ihtimali var. 4.1 de onu gösteriyor. Bu kırılma Marmara’yı da etkileyecektir. İki tane büyük deprem var ki ikisi de 7’nin üzerinde tarihsel dönem içerisinde. 4.1’lik deprem bir rahatlama sağlamamıştır. Tam aksine bölgenin ne kadar canlı olduğunun göstergesi” ifadelerini kullandı.
‘Buna öncü diyemeyiz’
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Prof. Dr. Naci Görür de, “Marmara’da Harmanlı, Erdek/Balıkesir’de 4,5 deprem oldu (bknz: Şekiller). 4.1, deprem beklediğimiz KAF’ın kuzey kolunda olmadı. Aksine Erdek kuzeyinden geçen normal atım bileşeni olan güney kolu üzerinde oldu. Öncü falan demek, spekülasyon yapmak doğru değil (Sengör, vd 2005, Le Pichon vd)” ifadelerini kullandı.
Bazen bir büyük depremin öncüsü olarak öncü depremler meydana geliyor. İnsanlar öncü depremlere karşı dikkatli olmalı, deprem hazırlığı yapmalı ve sismologların ve yerel otoritelerin uyarılarını takip etmelidir. Peki, Öncü deprem nedir? Öncü deprem belirtileri neler?
Öncü deprem nedir?
Öncü depremler, daha büyük bir depremin yaklaştığını belirten, onun öncüsü olarak kabul edilen depremlerdir. Genellikle ana depremden önce ortaya çıkarlar ve ana depremin enerjisinin serbest bırakılmasından önce gerçekleşirler. Öncü depremler, genellikle daha küçük ve daha düşük şiddette olurlar, ancak ana depremi haber veren önemli bir işarettir.
Öncü depremin belirtileri neler?
Öncü depremler, bazı belirtilerle tanımlanabilir:
Küçük Sarsıntılar: Öncü depremler, genellikle ana depremden önce ortaya çıkan daha küçük sarsıntılarla kendini gösterir. Bu sarsıntılar, insanlar tarafından hafife alınabilir, ancak ciddi bir depremin yaklaştığını işaret edebilirler.
Sık Sık Tekrarlanma: Öncü depremler, sıklıkla aynı bölgede tekrarlanır. Birden fazla sarsıntı, büyük bir depremin yaklaştığını gösterebilir.
Kısa Aralıklar: Öncü depremler, genellikle kısa aralıklarla ortaya çıkar. Sık ve ardışık sarsıntılar, depremin yaklaştığını gösterir.
Öncü deprem ve ana depremin farkı ne?
Öncü depremler, daha büyük bir depremin yaklaştığını belirten önemli bir işaret olsa da, genellikle daha düşük şiddette oldukları için büyük zarara yol açmazlar. Ancak öncü depremler, insanları uyanık tutmak ve hazırlık yapmalarını teşvik etmek için kullanılabilir. Ana deprem, öncü depremleri takip edebilir ve daha büyük bir yıkıma yol açabilir.
Nasıl takip edilir?
Sismologlar, öncü depremleri izlemek ve kaydetmek için gelişmiş sismik ağlar kullanırlar. Bu veriler, deprem riski taşıyan bölgelerde daha iyi hazırlık yapılmasına yardımcı olabilir. İnsanlar öncü depremlere karşı dikkatli olmalı, deprem hazırlığı yapmalı ve sismologların ve yerel otoritelerin uyarılarını takip etmelidir.