İstanbul’da tarihi keşif: 130 yıllık gizli tünelin sırrı ortaya çıktı

İstanbul’un tarihi mekanlarından biri olan Rumeli Han, İstiklal Caddesi üzerinde 1894 yılında inşa edilmiş bir yapıdır. Son zamanlarda gerçekleştirilen restore çalışmaları sırasında, binanın altında gizlenmiş bir tünelin varlığı keşfedildi.

Beyoğlu ilçesinde İstiklal Caddesi’nin üzerinde bulunan Rumeli Han, altındaki gizli tünelin gün yüzüne çıkmasıyla gündemde. 1894 yılında Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından inşa ettirilen bina, tarih severlerin ilgi odağı haline geldi. Tünel, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 14 Temmuz 1978 tarih ve 10538 sayılı kararıyla korunması gereken eski eser olarak tescil edildi.

Rumeli Han’ın tarihi

Aynı caddede 2 han daha yaptıran Sultan 2. Abdülhamid’in başmabeyincisi Sarıcazade Ragıp Paşa, yaptırdığı üç hana Osmanlı İmparatorluğun’nun yayıldığı, üç kıtanın ismini verdi. Rumeli Han’ın mimari özellikleri arasında neoklasik ve eklektik tarz bulunmaktadır.

Yapının genel karakteristiği neoklasik üslup olmasına karşın, cadde tarafındaki ana giriş kapısı eklektik tarzda. Barok ve ampir süslemeler yoğun olarak kullanılmış.

İlk zamanlarda bisikletçi, halıcı gibi esnafın bulunduğu pasajda, 1895’te Jean Cezar Reboul’un sonradan ismi “Rebul” olan eczanesi açılır. Ünlü Abdullah Efendi Lokantası, 1915’ten 1960’lara kadar burada hizmet verir. 1990’lardan sonra tiyatro ve konser salonları, sanatçı atölyeleri ve kafelerin açıldığı han, Ragıp Efendi’nin yaptırdığı diğer iki han olan Anadolu Han ve Afrika Han ile bağlantılı.

Tünel ne için kullanılıyordu?

Restorasyon süreci sırasında ortaya çıkan gizli tünel, binanın altında bulunan diğer hanlarla bağlantılı olduğuna inanılıyor. Rivayete göre, tünel geçmişte soylu ve zengin kişilerin halk arasına karışmadan geçiş yapmak için kullandığı bir geçiş yoluydu.

Rumeli Han hakkında bilgi veren restorasyon projesinde görevli Baki Coşkun, “Rumeli Han’ın içerisindeyiz. Burası 1894 yılında Sarıcazade Ragıp Paşa tarafından yaptırılıyor. Kendisi Osmanlı Sarayı’nda ‘Mabeyinci Başı’ yani ‘Sarayın Sözcüsü’dür. Aynı zamanda dönemin önde gelen tüccarlarından birisidir. Burayı yaptırırken, burasıyla beraber 2 tane daha han yaptırıyor. Bunlar; Afrika Han, Anadolu Han Asya kıtasını ve Rumeli Han ise Avrupa kıtasını simgeliyor. Osmanlı’nın yayıldığı her kıta için kendisi birer han yaptırmış. Bu hanlara da kıtaların ismini vermiş. Ömrü vefa etseydi, Avustralya ve Amerika kıtalarını da yaptıracağına dair bir rivayet var” dedi ve ekledi:

“Rumeli Han önemli. Çünkü, Osmanlı’nın ve Türkiye’nin tarihinde birçok önemli olaya sahne olmuş. Zamanın sanatçılarının ve siyasilerinin bir nevi buluşma noktasıymış. Bina yapılmadan önce tünelin odun depoları olarak kullanıldığına dair belgeler var. Ondan önce de muhtemelen farklı amaçla bir bina vardı. Burası atıl kalınca depoya çevrildi. Ragıp Paşa da burayı satın alarak üzerine bu gördüğümüz hanı inşa ettirdi. Binanın mahzen kısmının oturumu 1400 metrekaredir. Çeşitli odacıklardan oluşmaktadır. Burada gördüğümüz ana koridorun diğer hanlarla birleştiğine dair bir rivayet var. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış tam olarak bilemiyoruz. Bulunduğumuz alan yeni keşfedildi. Burası toprak ve çöp doluydu. Bina çok uzun süre bakımsız kalmıştı. Biz bu çöpü temizledik.Temelini sağlama almak için hafriyata başladık. Çöpü çıkardıkça burası ortaya çıktı. Buranın restorasyonunu 5 sene evvel tamamladık. Beyoğlu’nun da yapısına uygun olarak kültür – sanat aktivitelerinde kullanmayı düşünüyoruz. Sergilerde ve konserlerde ağırlıklı olarak kullanmayı düşünüyoruz.”

Sputnik Türkiye.