Akesson, Aftonbladet gazetesine yaptığı açıklamada, AB’nin sürekli genişleyen gücünün, Alman, Polonyalı veya Fransız politikacıların, “pratikte hangi arabayı satın alacağına, benzinin ne kadar pahalı olması gerektiğine ve mülkünde hangi ağacı kesebileceğinize karar vermesi” anlamına geldiğini söyledi.
Jimmie Akesson, AB ile ilişkilerin yeniden düzenlenmesi, birliğin yasalarından daha fazla muafiyet istenmesi gerektiğini ve üyeliklerini ciddi bir şekilde yeniden değerlendirmek için iyi nedenleri olduğunu kaydetti.
Aşırı sağcı liderin açıklamaları, İsveç’te Swexit söylentilerine neden olurken Akesson, Birleşik Krallık’ta 2016’da Brexit ile olduğu gibi AB’den referandumla ayrılma çağrısında ise bulunmadı.
Parlamentodaki hassas denge SD’nin elini güçlendiriyor
İsveç’te 11 Eylül 2022’de yapılan genel seçim sonucuna göre, sağ blok partiler yüzde 49,6, azınlık hükümeti ile iktidardaki sol blok partiler ise yüzde 48,9 oy aldı.
Buna göre, 349 sandalyeli parlamentoda sağ blok partileri 176, sol blok partileri 173 sandalye kazandı.
Oyunu yüzde 20,5’e yükselterek, ülkenin ikinci büyük partisi konumuna gelen SD, kendisini hükümette istemeyen partilerin kurduğu koalisyonun dışında kalsa da dışardan destek verme karşılığında kendisine karşı bir bağımlılık oluşturmayı başardı. Bunun karşılığında mecliste 4 komite başkanlığı elde etti.
Zira Ilımlı Muhafazakar Parti, Liberal Parti ve Hristiyan Demokrat Partisi’nin oluşturduğu koalisyon hükümeti meclisteki çoğunluğu yalnızca 3 sandalyeyle sağlayabiliyor.
Göteborg Üniversitesi tarafından mart ayında yapılan bir ankete göre, İsveçliler, yüzde 68 ile AB’ye en olumlu yaklaşan milletler arasında yer alıyor.
Ülke geçen yıl NATO’ya katılmak için Finlandiya ile başvuruda bulunmuştu. Finlandiya’nın NATO başvurusu kabul edilmişti.