Panele, Türkiye’nin Bern Büyükelçisi Şebnem İncesu, Zürih Başkonsolosu Fazlı Çorman, Cenevre Başkonsolosu İpek Zeytinoğlu Özkan, İsviçre Türk Toplumu (İTT) Genel Başkanı Suat Şahin, Bern Büyükelçiliği İletişim Müşaviri Bayram Altuğ, uluslararası yetkililer, akademisyenler, gazeteciler ve diğer davetliler katıldı.
Uluslararası kurumlarda reforma duyulan ihtiyacı vurgulayan “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” konulu video gösterimiyle başlayan panel, açılış konuşmalarıyla devam etti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, panele video mesaj yolladı.
Türkiye’nin Bern Büyükelçisi İncesu, burada yaptığı konuşmada, dünyanın değiştiğini, jeopolitik olarak 2025 ve sonrası için kasvetli bir görünüm olduğunu ve Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) küresel risklerle ilgili son raporunda da derinleşen gerginliklere işaret edildiğini bildirdi.
Türkiye’nin temel dış politika hedefinin “barış” olduğunu vurgulayan İncesu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” sözü uyarınca bu duruşun sürdürüldüğünü vurguladı.
İncesu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Daha adil bir dünya mümkün” argümanıyla da barışın sağlanabileceğine işaret ettiğini belirtti.
“Benzeri görülmemiş bir dönüşüm içinde yaşıyoruz”
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Burak Akçapar, panele yolladığı videolu mesajında, dünyadaki kayda değer ilerlemelere rağmen derin eşitsizliklerin sürdüğünü ifade ederek, “Bir dönüşüm ve benzeri görülmemiş bir dönüşüm içinde yaşıyoruz.” dedi.
Birçok bölgenin çatışma içinde sıkıştığını vurgulayan Akçapar, “Mevcut sistem küresel eşitsizlikleri düzeltmiyor, onları derinleştiriyor.” dedi.
Akçapar, BM’nin, barışı, güvenliği ve işbirliğini teşvik etmek gibi asil bir misyonla kurulduğunu, birçok açıdan muhteşem işler başardığını ancak sisteminde reformun elzem olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin hiç kimsenin geride bırakılmadığı adil ve eşitlikçi bir dünya düzenini arayan herkesin yanında olduğunu belirten Akçapar, şöyle konuştu:
“İnsanlığın büyük bir kısmını göz ardı eden bir sistemi sürdürmeyi göze alamayız. BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin tüm dünyayı temsil edebileceği fikri hem modası geçmiş hem de adaletsizdir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın 5’ten büyük olduğunu açıkça ifade etti. Daha adil bir dünya soyut bir ideal değil. Bir zorunluluktur. Daha iyisini yapabiliriz. Bunu başarabiliriz. Bunu inşa etmek bizim gücümüz dahilindedir.”
Panelde, BM’de reform ihtiyacı öne çıktı
Açılış konuşmalarının ardından “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” başlığıyla panel düzenlendi.
Marmara Üniversitesinden akademisyen Gonca Oğuz Gök’ün moderatörlüğünde yapılan panelde konuşan Zürih Başkonsolosu Fazlı Çorman, BM’deki reform tartışmalarının uzun yıllardır devam ettiğini, New York’ta görev yaptığı 2007-2011 yılları arasında bunların bazılarına şahit olduğunu ifade etti.
Çorman, “Reformun, BM’nin barış ve güvenlik zorluklarını ele alan ana organı olan Güvenlik Konseyi ile başlaması gerektiği açıktır. Barış ve güvenliğe yönelik son küresel zorluklar, Güvenlik Konseyi’nin görevini yerine getirmesindeki kusurlarını ortaya koydu. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri, küresel barış ve güvenlikten ziyade Suriye, Ukrayna ve Gazze krizlerinde kendi çıkarlarına öncelik verdikleri için eleştiriliyor. BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin tutumuna ilişkin bu algı, tüm BM’nin güvenilirliğini olumsuz etkiliyor.” dedi.
BM Güvenlik Konseyi’nin birçok acil konuda adım atmaktan kaçındığını söyleyen Çorman, bu durumun Konsey’in eksikliklerini ortaya koyduğunu ve “çalışamaz halde olduğu” izlenimini verdiğini bildirdi.
Bu durumun, BM’nin kuruluş ilkelerine ters olduğunu ve barışçıl bir dünya inşa etme yönündeki ortak çabalara ciddi engel oluşturduğunu ifade eden Çorman, şöyle devam etti:
“Reform tartışmalarını ilerletmek için pragmatik yaklaşım, daha geniş destek toplayabilecek yakınlaşma unsurları üzerinde yapıcı bir şekilde müzakere etmeye odaklanmak önemli olacaktır. BM’nin bu yıl 80’nci yıl dönümünü temiz bir vicdanla kutlayabilmek için üyelerin, reform üzerinde müzakere ederken insanlığın ortak iyiliği için tehlikede olana odaklanmaları gerekir. Müzakere gruplarının ayrıştıkları konuları ortadan kaldırmak kolay bir iş değil. Tüm üyeler vakit geçtikçe kaybedecek çok şey olduğunu ancak reform yapılırsa ‘daha adil bir dünya’ için kazanılacak çok şey olduğunu fark ettiğinde başarabilir.”
BM’de reform kolay değil
BM Cenevre Ofisi’nde 2014’ten bu yana muhabir olarak görev yapan Dina Abi Saad ise dünya genelinde çok fazla kriz ve savaş yaşandığını belirterek, BM sisteminde bir reforma ihtiyaç bulunduğunu ancak bunun kolay olmadığını kaydetti.
Adil ve barış içinde bir dünyaya ulaşmanın kolay olmadığını ancak Türkiye gibi bölgesel etkinliği olan ülkeler başta olmak üzere tüm ülkelerin bunun için mücadele etmesi gerektiğini kaydeden Saad, atılacak bu adımların BM’ye krizlerin yaşandığı ülkelerde çözüm bulması için de yardımcı olacağını söyledi.
Saad, BM Güvenlik Konseyi’nde alınacak kararların sadece 5 daimi üye tarafından reddedilmesinin adil olmadığına işaret ederek, bu tutumun, birçok ülke ve insanın mağdur olmasına yol açtığını kaydetti.
“Ailem, sadece Filistinli oldukları için öldürüldü”
Gazzeli gazeteci ve Cenevre merkezli sivil toplum kuruluşu Avrupa-Akdeniz İnsani Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) İnsan Hakları Gözlemcisi Ahmad Alnaouq da bir gazeteci ve insan hakları aktivisti olmasına rağmen uluslararası sistemin mağduru olduğunu anlattı.
Gazze’de 20’den fazla aile bireyini kaybettiğini ve orada olmadığı için hayatta kalabildiğini kaydeden Alnaouq, İsrail’in Gazze’de yaptıklarının “soykırım” olduğunu ve aile bireylerinin evlerinde öldürüldüğünü söyledi.
Alnaouq, “Babam, kardeşlerim, yeğenlerim ve hepsi bir bombayla öldürüldü. O bomba ABD’de, İngiltere’de ve bazı Avrupa ülkelerinde yapıldı. Onlar, sadece Filistinli oldukları için öldürüldüler.” dedi.
BM Genel Kurulunda İsrail’e karşı onlarca karar çıktığını ancak bunların hiçbir zaman uygulanmadığını söyleyen Alnaouq, BM’nin yaptırım gücü olmamasını eleştirdi.
Alnaouq, “Sadece Filistinli olduğumuz için öldürüldük. Avrupalı olmadığımız için öldürüldük. Bazı insanların diğerlerinden daha değerli olduğu bir uluslararası ayrım görüyoruz.” dedi.
BM Cenevre Ofisi’ne Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) Başkanı Catherine Fiankan-Bokonga ise dünyanın, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi 5 ülkenin yönlendirmesiyle hareket ettiğini ancak bu durumun değişmesi gerektiğini vurguladı.
Gazeteciler açısında da geçen yılın zor geçtiğini dile getiren Fiankan-Bokonga, insanların, Türkiye gibi çok önemli rol oynayan ülkeler olduğunu öğrenmesinin engellenmek istendiğine işaret etti.
“İsviçre artık tarafsız değil”
İsviçreli gazeteci Philipp Gut da İsviçre’nin uluslararası arenadaki önemini kaybettiğini belirterek, “İsviçre artık tarafsız bir ülke değil.” dedi.
Geçen yıl haziranda İsviçre’de Ukrayna Barış Konferansı’nın düzenlendiğini hatırlatan Gut, bu konferansa savaşın bir tarafı olan Rusya’nın davet edilmemesini eleştirdi.
Gut, “Eğer barışa veya ateşkese ulaşmak istiyorsanız, herkesle konuşmalısınız. Savaş durumunda bile olsak konuşmalıyız. İsviçre artık bu tablonun dışında ve tarafsız değil.” dedi.
Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından Türkiye’nin İstanbul’da konferans düzenlediğini ve tarafları davet ettiğini anımsatan Gut, bu tutumundan dolayı Türkiye’yi tebrik etti.
Gut, Batılı, ABD’li ve İsviçreli diplomatların İstanbul’daki konferansta barışın sağlanmasının önüne geçtiğini ve savaşın devam etmesini istediklerini vurguladı.
Öte yandan program kapsamında, Türkiye’nin 100’üncü Yılı Fotoğraf Sergisi de açıldı.
Program, ressam Devrim Erbil’in başarılarını ve hayatını anlatan belgesel gösterimiyle sona erdi.