İsviçre’deki Tages-Anzeiger gazetesine konuşan böbrek hastalıkları uzmanı Valerie Luyckx, depremlerden etkilenen Türkiye’deki uzmanlar ve afet bölgesinde bulunan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ekipleriyle sürekli temasta olduğunu ifade etti.
Yerel acil servis görevlilerinin bu koşullar altında mümkün olan her şeyi yaptığına dikkati çeken Luyckx, bazı çalışanların hızlı şekilde işlerine dönebilmek için sahadaki araçlarda uyuduklarını kaydetti.
“Kurtarma ekipleri inanılmaz işler başardı.” ifadesini kullanan Luyckx, Türkiye’de bu tür felaketlere karşı uzun yıllardır yapılan hazırlıklar sayesinde çok fazla insanın acil tıbbi bakım alabildiğini belirtti.
Luyckx, Türkiye’nin bölgeye hızlı şekilde yardım gönderdiğini ifade etti.
“Böbreklerdeki hasarı en aza indirmek için hızlı hareket edilmesi gerekiyor”
Bu çok şiddetli depremlerde en yaygın yaralanmaların kırık kemikler, kanama ve organlarda olduğunu ve büyük hasarlara yol açtığını belirten Zürih Üniversite Hastanesi Nefroloji Bölümü Kıdemli Doktoru Thomas Müller, “Kaslar, enkazda ezilirse daha sonra böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir.” uyarısında bulundu.
Sadece Türkiye’de iki bin depremzedenin böbrekleri için ezilme teşhisi konulduğuna dikkati çeken Müller, tedavide geç kalınması ya da hiç tedavi edilmemesi durumunda bunun ölümcül sonuçlarının olabileceği uyarısında bulundu.
Müller, böbreklerdeki hasarı en aza indirmek amacıyla çok hızlı hareket edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Böbreklerdeki hasarın ciddiyetine bağlı olarak, toksinlerin vücuttan atılabilmesi için acilen kapsamlı ‘kan yıkamaya’ ihtiyaç duyulur. Bir afet bölgesinde genellikle aynı anda çok sayıda diyaliz makinesine ihtiyaç duyulur. Bir başka komplikasyon da büyük bir deprem bölgesinde altyapının da birçok yerde ciddi şekilde hasar görmüş olmasıdır, bu nedenle örneğin cihazlar için bazen suyun önceden arıtılması gerekir.” ifadelerini kullandı.