İtalya Başbakanı Mario Draghi, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yeni varyantı Omicron’un, mutasyon riskini önlemek için bulaşmayı engellemenin önemini gösterdiğini, bu nedenle aşıyı herkese ulaştırmadan korunamayacaklarını söyledi.
Brüksel’de yarın başlayacak Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi öncesinde İtalyan parlamentosunun alt kanadı Temsilciler Meclisine hitap eden Draghi, söz konusu zirvede, liderlerle Kovid-19 salgını, enerji fiyatları, AB’nin ortak savunması, göç konusu, Belarus ve Ukrayna ile ilişkileri görüşeceklerinin bilgisini verdi.
Draghi, Kovid-19’un Omicron varyantının şimdiye kadar var olanlar arasında en bulaşıcısı olduğunu ifade ederek, İtalya’da vaka görülme sıklığının düşük olsa da artış eğiliminde olduğunu belirterek vatandaşların salgın tedbirlerine uymaya devam etmesini istedi.
Başbakan Draghi, yaklaşan Noel Yortusu’nu hazırlıklı ve güvenle karşılamaları gerektiğini ifade etti.
Salgındaki acil durum nedeniyle olağanüstü hali 31 Mart 2022’ye kadar uzattıklarını aktaran Draghi, aşı sayesinde ülkede geçen yıla nazaran hem günlük ölüm sayıları hem de vaka sayılarının ciddi ölçüde düştüğüne dikkati çekti.
Draghi, “Omicron varyantının ortaya çıkışı, tehlikeli mutasyon riskini önlemek için bulaşmayı engellenmenin önemini gösteriyor. Aşıyı herkese ulaştırana dek gerçek anlamda korunmayacağız. Zengin ülkeler ve ilaç şirketleri, yoksul ülkelere ücretsiz aşı dağıtımı ya da düşük maliyetli aşı için taahhütte bulundular. Bu sözleri, büyük kararlılıkla yerine getirmeliyiz.” dedi.
Kovid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) kapsamında AB’nin yoksul ülkelere 134 milyon doz verdiğini, İtalya’nın da 48 milyon 250 bin doz tahsis edip 15 milyon doz sağladığını dile getiren Draghi, teslimatları hızlandırmaları ve lojistik sorunları aşmaları gerektiğini vurguladı.
Draghi, İtalya hükümeti olarak üye devletlerin Afrika için yerel aşı üretimini hızlandırmaya yönelik önlem paketini onaylamasını da umduklarını kaydetti.
Enerji maliyetlerindeki artış
Draghi, liderlerin gündeminde yer alacak diğer konulardan olan enerji maliyetlerindeki artışın, küresel ekonomik toparlanma ve arzdaki darboğazlarla bağlantılı olduğunu kaydetti.
Başbakan Draghi, hükümet olarak önceliklerinin hane halkı ve iş yeri bilançolarını ciddi ölçüde etkileme riski taşıyan enerji fiyatlarının sınırlandırılması olacağını belirterek “Özellikle bu artışlardan etkilenen zayıf kesimleri korumak istiyoruz. Hazirandan bu yana hükümet, 4 milyar avrodan fazla kaynak ayırdı: Haziranda 1,2 milyar ve eylülde 3 milyar avrodan fazla. Gelecek yıl için 3,8 milyar daha harcamayı planladık. Eğer fiyat eğilimi istikrara kavuşmazsa daha fazla kaynak eklemeye hazırız.” diye konuştu.
Draghi, İtalya’nın enerji fiyatları sorununa Avrupa düzeyinde yapısal çözüm bulunması için uğraştığını söyledi.
Dış politikada öne çıkan konular
Draghi, İtalya’ya yıl başından bu yana Orta Akdeniz’deki göç rotasından 60 bini aşkın düzensiz göçmen geldiğine dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“İtalya, bu konuda ortak, destekleyici, insani ve güvenli bir yönetim talep etmeye devam edecek. AB üye devletlerinin insani yardım koridorlarını teşvik etmesi esastır. Bu konuda net bir AB taahhüdü gerekiyor. Yasal göç kanallarını güçlendirmemiz gerekiyor çünkü bunlar toplumumuz için bir tehdit değil, bir kaynağı temsil ediyor. Aynı zamanda AB, geri kabul anlaşmalarını müzakere etmek, uygulamak, gönüllü geri dönüşleri hızlandırmak için daha fazlasını yapmalıdır.”
Draghi, Belarus ile AB arasındaki gerginliğe de değinerek “Dış politikada Avrupa Konseyinin, göçmenlerin Belarus rejimi tarafından sömürülmesine karşı net bir duruş sergilemesini bekliyoruz. Göçmenlerin siyasi maksatla kasıtlı kullanılması kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
Avrupa Konseyinin, Rusya’nın Ukrayna ile olan gerginliğini azaltması için acilen harekete geçmesini istemesi gerektiğini belirten İtalya Başbakanı, “Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteğimizi oy birliğiyle yeniden göstermemiz gerekiyor. ABD Başkanı (Joe) Biden, buna bir yanıt geliştirmek için NATO çerçevesinde İtalya ve diğer Avrupa ülkeleriyle istişarede bulundu. Bu yanıt, Donbas’taki anlaşmazlığı çözmenin tek yolunun diplomasi olduğu anlayışından başlamalıdır. Barışçıl çözüm, 2015 Minsk Anlaşmalarını uygulanmasından ayrı tutulamaz.” değerlendirmesini yaptı.