Daniele, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararı ve Avrupa ülkelerinin tepkilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Filistin yönetiminin UCM ile ilişkisinin 2015’te Mahkeme’nin yargı yetkisini kabul etmesiyle başladığını hatırlatan Daniele, “Bu noktaya gelmek çok uzun zaman aldı.” dedi.
Kararı “olumlu” değerlendirdiğini söyleyen Daniele, öte yandan UCM’nin Filistinlilere karşı işlendiği belirtilen suçları ele alma konusundaki yavaşlığını şu sözlerle eleştirdi:
“İsrail suçlarını çevreleyen geleneksel istisnacılık ve cezasızlık göz önüne alındığında bu büyük bir değişim. Ancak aynı zamanda UCM’nin daha hızlı ve daha çabuk harekete geçmesiyle tüm bu trajedi önlenebilirdi çünkü Gazze soykırımı felaketinin temel bileşenlerinden biri uluslararası suçların devlet politikaları olarak normalleşmesine izin veren ısrarlı bir cezasızlıktı.”
“Kitlesel zulümlerin kurbanı nüfusu bir tür ‘yeni normal’ olarak görmektedirler”
UCM’ye taraf 124 devletin söz konusu tutuklama kararını yerine getirmekle yükümlü olduğunu aktaran Daniele, Fransa’nın Netanyahu’ya “ayrıcalık tanıyacağı” yönündeki açıklamalarına atıfta bulunarak bu yükümlülüğün topraklarına giren tüm şüphelileri kapsadığının altını çizdi.
Daniele, hukuki sonuçların ötesinde bu kararın önemli ahlaki ve siyasi sonuçlar doğurması gerektiği ancak bunun Batılı hükümetlerin uluslararası hukuka yaklaşımlarındaki “çifte standart” nedeniyle gerçekleşemediği değerlendirmesinde bulundu.
İtalyan hukukçu, “Batılı hükümetler, Gazze’de sivillere karşı işlenen muhtemel suçları normalmiş gibi kabul ediyor. Bu da sömürgeci üstünlüğün Batı siyasetindeki yankısının ne kadar uzun ve köklü olduğunu göstermektedir. Yüzlerce yıllık sömürgecilikten sonra bir kez daha, kitlesel zulümlerin kurbanı olan bütün nüfusu bir tür ‘yeni normal’ olarak görmektedirler. Her ne kadar sözlerle acıların sona erdiğini görmek istediklerini beyan etseler de gerçekte yaptıkları budur.” diye konuştu.
“Tarihin yargısı daha acımasız ve güçlü olacak”
ABD Başkanı Joe Biden ve diğer Batılı yetkililerin, UCM’nin “demokratik devletlerin liderleri ile devlet dışı aktörlerin liderleri arasında hesap verebilirlik açısından eşdeğerlik kurmasını reddeden” açıklamalarına atıfta bulunan Daniele, bu bakış açışını “Batı’nın ahlaki iflası” olarak nitelendirdi.
Daniele, “Bu, Batı’nın ahlaki iflasının ve hatta cehaletinin en kaygı verici ve endişe verici ifadelerinden biridir çünkü bu hükümet yetkilileri, savaş suçları hukukunun statülerine ve savaşın siyasi amaçlarına bakılmaksızın dünyadaki herhangi bir silahlı çatışmanın tüm tarafları için eşit şekilde geçerli olduğunu görmezden geliyor gibi görünüyor. Bunlar masumların, silahsız sivillerin yaşamının kutsallığını koruyan temel kurallardır ve bu kuralları görmezden gelmek ve savaş suçları işlemek, demokratik değerlerin çürümesinin kendiliğinden bir göstergesidir.” diye konuştu.
Batı dış politikasında demokratik değerlerin daha da gerilemesini eleştiren Daniele, Batılı devletlerin adeta “kabilecilik” anlayışıyla hareket ederek ve “yabancı ve kurumsal güçlerin” çıkarları lehine uluslararası hukuku ve kanun önünde eşitliği ihlal ettiğini söyledi.
Daniele, mevcut uluslararası hukuki ve siyasi başarısızlıklara ortak olanların “tarih önünde yargılanacağını” dile getirerek, “Tarihin yargısı, herhangi bir uluslararası hukuk mahkemesi tarafından verilebilecek herhangi bir hükümden daha acımasız ve güçlü olacaktır.” ifadesini kullandı.