Türkiye ile İtalya arasında ilki 2008’de İzmir’de, ikincisi 2012’de Roma’da düzenlenen hükümetler arası zirve toplantısının üçüncüsü yarın Ankara’da yapılacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğindeki zirve için İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin, kabinesinden Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese, Savunma Bakanı Lorenzo Guerini, Ekonomik Kalkınma Bakanı Giancarlo Giorgetti ve enerjiden sorumlu Ekolojik Dönüşüm Bakanı Roberto Cingolani ile yarın Ankara’da olması bekleniyor.
3. Türkiye-İtalya Hükümetler Arası Zirve’de, karşılıklı ticaret hacmi 23 milyar doları bulan iki ülke ilişkilerinin siyasi ve ekonomik boyutlarıyla ele alınmasının yanı sıra Ukrayna savaşı, savaşın yol açtığı enerji ve gıda krizi, düzensiz göç ve Libya gibi uluslararası alanlarda öne çıkan konuların görüşülmesi bekleniyor.
G7, Avrupa Birliği Liderler Zirvesi ve NATO Zirvesi’nin hemen akabinde gerçekleşecek Türkiye-İtalya zirvesi öncesinde, iki ülke ilişkilerini yakından takip eden uzman isimler, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Zirve toplantılarının yapılmasına öncülük eden isim: Marsili
İtalya’nın 2004-2010 yıllarında Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan ve o dönem iki ülke arasında zirve toplantılarının başlamasında öncü rol oynayan Carlo Marsili, “Kasım 2008’de İzmir’de ilk İtalyan-Türk hükümetler arası zirvenin düzenleyicisi olduğum için mutluyum. O dönem Silvio Berlusconi hükümeti vardı ve İtalyan hükümetinin yarısı bu zirve için gelmişti.” dedi.
Marsili, o dönem bu zirveyi her yıl devam ettirme arzusu olduğunu ancak bu şekilde gelişmediğini belirterek “Şimdi üçüncüsünün arifesindeyiz. Çok önemli bir zirve. Çünkü Türk-İtalyan ilişkileri hemen hemen her alanda yeniden başlamalı bu zirveyle. Aynı zamanda bu zirve, hemen Madrid’deki NATO Zirvesi sonrasında gerçekleşmesi sebebiyle bir fırsat teşkil ediyor.” diye konuştu.
Türkiye-İtalya ilişkilerinde genel gidişatın iki taraf için de her zaman verimli olduğunun altını çizen Marsili, “Özellikle ekonomi alanında, büyük hedeflere ulaşma amacı vardır ki ikili dış ticaret hacmi 22-23 milyar dolar seviyelerinde şu anda. Bunun hep daha da büyümesinden konuşulur. Bununla beraber Türkiye’de yatırım yapan İtalyan firmaların sayısı artarken, aynı şekilde İtalya’da da Türk girişimcilerin sayısı artmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Libya ve enerji konuları
Emekli Büyükelçi, bunların dışında iki ülkenin birlikte ele alması gereken bazı siyasi konular olduğunu dile getirerek “Libya gibi. Libya’da Türkiye de İtalya da aynı hükümeti, Trablus’u destekliyor, Libya’daki durum son derece belirsiz ve bloke olmuş vaziyette. Bir şekilde bu blokajın kaldırılması gerekecek. Türkiye ve İtalya’nın, bu konuda çok şey yapabileceğine inanıyorum ki Türkiye’nin güçlü bir mevcudiyeti de bulunuyor şu anda.” şeklinde konuştu.
İtalya ve Türkiye’nin çıkarlarının büyük ölçüde Doğu Akdeniz’e odaklandığını dile getiren Marsili, burada enerji sektöründe arama faaliyetlerini düzenlemenin söz konusu olduğunu, burada herkese yer olduğunu, dolayısıyla Türkiye ve İtalya’nın enerji aramada iş birliği yapabileceğini ancak Kıbrıs sorununun bu noktada bir yük olduğunu kaydetti.
Marsili, şöyle devam etti:
“NATO Zirvesi çerçevesinde bulunduğum Madrid’de de açık şekilde söylediğim üzere, Kıbrıs sorunu sadece orada iki ayrı egemen devlet olduğu ilkesinin kabulüyle çözülebilir. Kıbrıs’ın birleşmesine dair her türlü müzakere süreci, iki ayrı egemen varlığın tanınmasından başlamalıdır. Bu şekilde anlaşma olabilir. Ya bu yapılır ya da aksi takdirde, Kıbrıs sorunu AB ile ilişkilerde ve Akdeniz’e dair süreçte her zaman bir yük olmayı sürdürecektir. Bu da ciddi bir hata olur.”
Türkiye ile İtalya ilişkilerinde düğümlenmiş gibi gözüken konuların aslında diğer AB üyelerini içine alan meseleler olduğunu vurgulayan Marsili, şunları kaydetti:
“Çözüm için çalışılmaya devam edilmeli. İkili düzeyde hangi konuda daha çok netice alınabilir? Bu tabii ki Libya olabilir. Libya’da Türkiye’nin büyük çıkarları ve askeri varlığı var ama İtalya için de büyük önem taşıyan bir ülkeden bahsediyoruz. Libya hemen karşımızda, her zaman ayrıcalıklı bir ilişkiye sahip olduğumuz ülke. Savunulması gereken büyük çıkarlar söz konusu. Libya konusunda hem Türkiye’nin hem İtalya’nın benzer politikalar izlediği düşünülürse bu çıkarlar, birlikte değerlendirilebilir, ortak anlaşmalar olabilir.”
İtalyan akademisyen Giannotta
Uzun yıllar Türkiye’de yaşayan ve farklı üniversitelerde öğretim üyesi olarak görev yapan Valeria Giannotta da 10 yıl aradan sonra Türkiye-İtalya zirvesinin düzenlenmesine ilişkin, “Bu zirveyi 10 yıl bekledik ancak bunda bir kasıt olmadığını düşünüyorum çünkü diplomatik, siyasi ve toplum düzeyinde, Türkiye ve İtalya, her zaman çok güçlü ve çok pozitif ikili ilişkilere sahip olageldi.” dedi.
Zirveler arasında bu kadar süre geçmesinin bir nedeninin de İtalyan siyasetinde bu sürede pek çok farklı hükümetin görev yapması dolayısıyla dalgalı bir seyrin ortaya çıkması olduğunu anlatan Giannotta, “Ankara’daki ortam son derece olumlu. İtalyan heyeti, büyük heyecanla bekleniyor. Türkiye ile İtalya arasında çok fazla bir problem olmadığını biliyoruz. Ekonomik ve siyasi açılardan iki ülke de aynı noktada. İki ülke arasında gerçekten bir sürtüşme konusu yok. Genel açıdan Draghi’nin açıklaması sonrasında maalesef geçen yıl yaşanan kriz de aşılmış gibi görünüyor. O da geçmişte kaldı.” diye konuştu.
“Zirvede Libya, Doğu Akdeniz ve enerji sıcak konular”
Zirvede öne çıkacak konuların neler olacağı sorusuna Giannotta, “Libya, Doğu Akdeniz, enerji sıcak konulardan. Bugünlerde tüm Avrupa ülkeleri enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışıyor. Türkiye enerji hub’ı rolü oynuyor. Önemli bir enerji koridoru.” yanıtını verdi.
Giannotta, enerjinin haricinde savunma ve güvenlik konularının da zirvenin gündeminde olacağını belirterek “İtalya ve Türkiye, Akdeniz havzasında aynı tehditlerle karşı karşıya. Göç konusu, terör, insan kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı gibi. Ekonomik düzeyde zaten bir sorun olmadığını biliyoruz. İkili ticaret hacmi 23 milyar doların üzerinde ve ortak hedef bunu 30 milyar dolara çıkartmak. Türkiye’de 1500’den fazla İtalyan şirketi faaliyet gösteriyor ve CESPI’nin anketine göre İtalyan iş insanları son derece memnunlar bu yatırımlardan.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin üçüncü ülkelere yatırım hususunda bir nevi bağlantı koridoru gibi olduğunu anlatan Valeria Giannotta, “Bu hem konumu hem iş hem de çevresi itibarıyla böyle. Dolayısıyla gerçekleşecek bu zirvenin genel havasını son derece pozitif buluyorum. Çok şaşırtıcı bir şeyle karşılaşmayacağız.” ifadelerini kullandı.