İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, dünyada önce konteyner ve navlun fiyatlarının yükseldiğini, şimdi de ciddi bir enerji krizi yaşandığını kaydetti. Tüm bu krizlerin, Batılı ekonomilerin tedarik zincirlerinde artık geçici değil, kalıcı bir sorgulamayı gündeme taşıdığını belirten Avdagiç, küresel lojistik maliyetlerdeki artışın Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarına yakın bir konuma sahip olan Türkiye için ciddi bir rekabet avantajı da sağladığını aktardı.
Avdagiç, “Kovid-19 öncesi, bir konteynerin Şanghay’dan Los Angeles’a nakliyesinin maliyeti yaklaşık 1.600 dolardı. Bugün, aynı rotada navlun için ödenecek fatura tutarı, tam 20 bin dolar. O da uygun boş konteyner bulacak kadar şanslıysanız Lojistik uzmanlarına göre, Noel tedariki telaşının ardından yıl sonuna doğru söz konusu rota için fiyatlar bir miktar inebilir. Konteynerde 1.600 dolarlık fiyatlara dönmek ise artık bir hayal. Sonuç itibarıyla artık birçok Avrupalı ve Amerikalı şirket, Çin’de üretimi ya da Çin’den tedarik seçeneğini ciddi şekilde sorguluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Akrep ve yelkovan, hiç olmadığı kadar Türkiye ve Türk özel sektörü lehine dönüyor”
Akrep ve yelkovanın hiç olmadığı kadar Türkiye ve Türk özel sektörü lehine döndüğünü belirten Avdagiç, “Türk reel sektörünün Kovid sonrası dönemin henüz daha başında oldukça başarılı bir çıkış yakalaması son derece memnuniyet verici. Hükümetin, özel sektörün yakaladığı hızlı aksiyonu sürdürülebilir hale getirmek için bugüne kadar aldığı tedbirlere yenilerini ekleyeceğine inancımız tamdır.” ifadelerini kullandı.
Avdagiç, uzmanların emtia, navlun ve son olarak enerji krizinin yarattığı maliyet artışları karşısında Batılı ülkelerin, Çin’den tedarik stratejilerini gözden geçireceğine inandıklarını kaydetti.
Türkiye’nin bu avantajı kalıcı hale dönüştürülebileceğini belirten Avdagiç, bunun izlerinin görülmeye başlandığını vurguladı.
“Çinliler bile yüksek navlun fiyatlarına rağmen Amerikan şirketlerinin hâlâ Çin’den ithalatı nasıl avantajlı bulduklarını soruyorlar.” ifadelerini kullanan Avdagiç, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin son dönemde ABD ve Avrupa pazarına yönelik ihracatında gözlenen yüksek oranlı artışlar, bize göre bu değişimin ayak sesleridir. Konjonktür, küresel tedarik zincirinde güçlü bir ‘hub’ olmaya odaklanması konusunda Türkiye’ye her zamankinden daha güçlü kaçırılmaz bir fırsat sunuyor. Türkiye de bu fırsatı, hem hükümetin yerinde politikalarıyla, hem de sanayicisinin taleplerdeki artışı karşılayacak şekilde şimdiden başladığı yatırım ve pazarlama stratejileriyle lehine çevirecektir, kalıcı hale dönüştürecektir. Bundan zerrece şüphemiz yok.”
“Küresel ekonomide Kovid-19 krizinden geri dönüş yolculuğunda riskler artıyor”
İTO Başkanı Avdagiç, küresel ekonominin, Kovid-19 krizinden geri dönüş yolculuğunda risklerin arttığını ifade etti.
Avdagiç, şu ifadeleri kullandı:
“Uzmanlar ilk olarak, hükümetlerin ve merkez bankalarının bu karmaşık sorunların çözümüne odaklanmış politika setleri oluşturmalarının aciliyetine işaret ediyorlar. Ancak kısa vadeli büyüme için pandeminin kontrol altına alınması büyük önem taşıyor. İkinci olarak, uzun vadeli üretkenliği artırmaya çalışırken, kısa vadeli talebi desteklemek için ince ayara sahip bir maliye politikasının gerekliliği öne çıkıyor. Tamamlayıcı politika setinde üçüncü unsur ise, para politikası. Tümden olmasa da ölçülü bir parasal sıkılaşmanın gerekliliği ortada olmakla birlikte, yükselen enflasyonun kontrol altında tutulması çabaları, ince ayar gerektiren bir sürece işaret ediyor.”
Öncü göstergelerin ABD ve Çin başta olmak üzere dünya genelinde yükselen enflasyonla birlikte, büyüme ivmesinin de zayıfladığı sinyalini verdiğini aktaran Avdagiç, İngiltere’deki ekonomik faaliyette de ivme kaybının şiddetini artırırken, tedarik zinciri aksaklıkların Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’yı da olumsuz etkilediğini belirtti.