İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Memnuniyetle öğreniyoruz ki bugün Türkiye’deki çırak ve kalfa sayısı 4 kat artarak 750 bine doğru tırmanıyor. Reel sektörün ihtiyaçlarının karşılanması, öğrencilerimizin teori ve pratiği birleştirmeleri bakımından çok önemli bir yola girildiğini görüyoruz.” ifadesini kullandı.
İTO’nun eylül ayı olağan meclis toplantısındaki konuşan Avdagiç, katsayı uygulamasının kaldırılması sonrasında mesleki eğitimi özendirmek için ciddi teşvik çalışmaları yapıldığını belirtti.
Bunun sonuçlarının nihayet alındığını aktaran Avdagiç, “Memnuniyetle öğreniyoruz ki bugün Türkiye’deki çırak ve kalfa sayısı 4 kat artarak 750 bine doğru tırmanıyor. Reel sektörün ihtiyaçlarının karşılanması, öğrencilerimizin teori ve pratiği birleştirmeleri bakımından çok önemli bir yola girildiğini görüyoruz. Mesleki eğitime yönelik olarak Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Dijital İstihdam Eşleştirme Platformu Yazılımı Projesi gibi projeler hem iş dünyasının hem de eğitim tarafının derdine derman buluyor. Bu tür çalışmalar çok önemli çünkü sanayileşmemizin hedefine ulaşması, gerçekten çağını yakalayan bir ülke olmamız, müreffeh Türkiye hayalinin gerçekleşmesi ancak mesleki eğitimle mümkün olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Liman Han, İTO yönetiminin, odamızın 140’ncı altın yılına ‘altın bir hediye’dir”
Şekib Avdagiç, bugün gurur dolu bir gün yaşadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Milli Eğitim Bakanımız Sayın Prof. Dr. Mahmut Özer ile birlikte, Taş Han’dan sonra hizmete aldığımız ikinci restorasyon projemiz olan Liman Han’ın açılışını yaptık. Liman Han’ın bizim için iki önemli farklılığı var. Birincisi, dönemimizde başlayıp açılışını yaptığımız ilk projemiz. İkincisi, Hünkar Kasrı ile birlikte numunelik restorasyonlarımızdan biri. Liman Han, İTO yönetiminin, odamızın 140’ıncı altın yılına ‘altın bir hediye’dir. Liman Han, İTO’nun üzerine kurulduğu üç temel ilkenin, ‘ticaretin, kültürün ve eğitimin’ simgesidir. Çünkü biz Liman Han’da bu üç ilkeyi yaşatacak birimleri faaliyete soktuk. Uzun soluklu projelere imza atıyoruz.”
İTO’nun iştiraklerinin de 20’nci dönemde altın yıllarını yaşadığını aktaran Avdagiç, şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’mizde müzmin kiracı sorununu çözdük. Arsa tapusuna sahip, Avrupa’nın en modern salonları arasındaki 11 fuar alanımızı ‘resmen’ tapulandırdık. Teknopark İstanbul ise Türkiye’nin gururu oldu. 2019’da Teknopark İstanbul 3’üncü etabının temelini attık. 2020’de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla, 2’nci etap binalarımızın resmi açılış törenini gerçekleştirdik. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’miz, son 4 yıl içinde kartopu gibi büyüyerek, Türkiye’nin ve bölgemizin en iddialı girişimcilik merkezi oldu. TUGEV ve ICVB ile birlikte ise İstanbul’u dünya turizminin yanı sıra kongre ve toplantı turizminde ilk 10 ülkesinden biri yapacak projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz.”
“Türkiye ekonomisi hızlı bir büyüme içinde”
Şekib Avdagiç, 2021’de başta gelişmiş ekonomiler olmak üzere çok sayıda ülkenin, daralmaya tepki olarak kapsamlı teşvik paketleri uygulamaya koyduğunu belirterek, “Ancak bu parasal genişlemenin geri çekilmesinde yavaş kalınması, küresel çapta tırmanışa geçen enflasyonu besleyici bir işleve dönüştü. Türkiye ekonomisi, salgın şartlarında dünyanın geneline göre daha olumlu bir performansı sergiledi.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ekonomisinin daha fazla üretim yoluyla dünya ekonomisindeki payını artıracak potansiyel ülkeler içinde ilk sıraya yerleştiğini aktaran Avdagiç, “Bu, Türk özel sektörünün gayreti ve hükümetin desteğiyle gerçekleşti. Türkiye ekonomisi hızlı bir büyüme içindedir. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,5, ikinci çeyreğinde de yüzde 7,6 gibi oldukça yüksek bir büyüme performansı ortaya koyduk. Türkiye, üretim ve ihracat altyapısı ile gücü bakımından yüksek bir potansiyele sahip olduğunu, özellikle pandemi döneminde net bir şekilde ortaya koydu. İhracatımız, 2021 yılında yüzde 33 artışla 200 milyar dolar sınırını aşıp 225,2 milyar dolara ulaştı.” ifadelerini kullandı.
İTO Başkanı Avdagiç, küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin arttığı bir dönemde açıklanan 2023-2025 Orta Vadeli Programı’nın önümüzdeki dönemin temel politikaları hakkında ipuçları verdiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Orta Vadeli Program’ın temel amacı, iş dünyasının amaçlarıyla birebir örtüşmektedir. İnanıyoruz ki temel hedefler ile buna yönelik politikalar da birbiri ile uyum içinde olacaktır. Bu çerçevede makro değişkenler arasındaki korelasyon yakından izlenmeli, gelişmelere karşı hızla tepki verme/önlem almaya devam edilmelidir. Bu noktada hükümetin yüksek enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı tutumunu önemsiyoruz. Düşük enflasyon, kalkınma ve toplumsal refahın anahtarıdır. Bu yöndeki kararlı tutumun sürdürülmesi, fiyat istikrarını bir an önce sağlayacak tedbirlerin uygulanmaya devam edilmesi, beklentilerimiz arasında.”