İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasına vefatının 9. yılı nedeniyle şair ve yazar Abdurrahim Karakoç’u rahmetle anarak başladı.
Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa değinen Akşener, bir felaketin yaşandığını, müsilaj adı verilen deniz salyasının deniz yaşamını ve kıyıları tehdit ettiğini belirtti.
Müsilajın ilk olarak 2007 yılında ortaya çıktığını, bugünküne göre çok daha küçük boyuttaki o felaketin ancak iki yılda temizlenebildiğini ifade eden Akşener, Kasım 2020’de yeniden ortaya çıktığında bilim dünyasının ilgili birimleri önlem alınması için uyardığını söyledi.
Akşener, yapılan araştırmalara göre Karadeniz ve Marmara’ya dökülen atıkların yüzde 40 oranında azaltılması durumunda müsilaj sorununun ancak 6 yılda ortadan kalkacağını dile getirdi.
Deniz salyasının Marmara Denizi’ni kurutma ihtimali olduğuna işaret eden Akşener, “Bu sorun yalnızca yerel yönetimlerin yükü değildir. Deniz salyasına karşı Marmara Denizi’ne dökülen atık suların bir kısmının değil, tamamının ileri biyolojik arıtmadan geçmesi gerekir. Bunun için merkezi yönetim olarak hızlı bir şekilde yerel yönetimleri destekleyin.” dedi.
Mevcut arıtma tesislerinin bir an önce ileri biyolojik arıtma tesislerine çevrilmesini, gerekirse kamulaştırmaya gidilmesini isteyen Akşener, önerilerini şöyle sıraladı:
“Vakit kaybetmeden iyi tarım uygulamalarına geçin. Gübre, kimyasal ve ilaç kullanımının azaltılmasını sağlayın. Şehir şebekelerinde yalnızca ön arıtma yapılan suyun, park ve bahçe sulamalarında kullanılarak denize dökülmesini kısıtlayın. Denizlerimizdeki dip hayatına zarar veren trol tipi avcılığa karşı yaptırımları arttırın. Marmara Denizi’ne atık su döken ve nüfusu 5 binden fazla olan yerleşimlerde hızla ileri biyolojik arıtma tesisleri kurun.
Karadeniz’deki kirliliğin daha fazla artmaması, Marmara Denizi’ndeki müsilajın Ege’yi daha fazla etkilememesi için Marmara, Karadeniz ve Ege’yle etkileşimi bulunan ülkelerle Türkiye’nin liderliğini üstlendiği ortak bir platform kurulmasını sağlayın. Deniz salyası, yalnızca ekolojiyi değil ekonomiyi de ciddi şekilde etkileyen bir sorundur. Bu nedenle turizm, balıkçılık, deniz ürünleri üretimi gibi birçok farklı sektöre olan etkilerini bir an önce belirleyin. Bu sektörlere dair gerekli önlemleri süratle alın.”