Atom bombalarına maruz kalmış tek ülke olmasına rağmen Japonya’nın TPNW’yi imzalamaya yanaşmaması dikkati çekerken, felaketin mağdurları “hibakuşalar” ülkelerinin anlaşmaya taraf olması gerektiğini savunuyor.
Kyodo ajansına göre Japonya, nükleer tehdit olarak algıladığı Çin ve Kuzey Kore karşısında “ABD’nin nükleer şemsiyesine sığınarak” TPNW’yi imzalamak istemiyor.
ABD ile ikili güvenlik ittifakının önemine değinen siyaset bilimciler, Japonya’nın TPNW gibi “yeni oluşumlara katılmaktansa”, bölgedeki nükleer tehditlere karşı “caydırıcılığını artırması gerektiğini” söylüyor.
BMGK üyelerine karışmıyor
Mart 1970’te yürürlüğe giren, şimdiye kadar 190’dan fazla ülkenin yer aldığı Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT), nükleer silahlar ile ilgili teknolojilerin yayılmasını önlemeyi amaçlarken; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyesi beş ülkenin nükleer silah sahibi olmasına ise karışmıyor.
Ocak 2021’de yürürlüğe giren ve şu ana kadar 80’den fazla ülkenin imzaladığı TPNW ise nükleer silahlara sahip olunması, bunların geliştirilmesi, test edilmesi ve kullanılmasını yasaklıyor.
“Japonya iyi niyet gösterse de”
Hitotsubashi Üniversitesi Uluslararası ve Kamu Politikaları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Nobumasa Akiyama, Japonya’nın TPNW’ye yaklaşımını AA muhabirine değerlendirdi.
TPNW’nin “nükleer tabunun küresel norma dönüşmesiyle” anlam kazandığını kaydeden Nobumasa, ülkesinin Hiroşima ve Nagazaki felaketlerine maruz kalması sebebiyle TPNW’ye “duygusal anlamda sempatik” baktığını söyledi.
Buna karşın Doğu Asya’daki “güvenlik koşullarının” göz önüne alınması gerektiğinin altını çizen Nobumasa, “Yalnız başına Japonya TPNW’ye katılarak nükleer silahsızlanmaya karşı ‘iyi niyet’ gösterse de bu ‘nükleer silahsızlanma gerçekleştirilmiş’ ya da ‘diğer ülkeler de Japonya’yı takip edecek’ anlamına gelmeyecek.” dedi.
Uzun vadede nükleer silahsızlanmanın ülkesi için faydalı olacağına inandığını kaydeden Nobumasa, “Çin ve Kuzey Kore’nin gelişen nükleer kapasite tehditlerini, Japonya’nın frenleyebilmesi zor.” diye konuştu.
ABD’nin “nükleer şemsiyesinin” Japonya için önemine dikkati çeken Nobumasa, “Kısa vadede nükleere bağımlılığı azaltmak, kasıtsız çatışmaları önlemek ve Çin ile Kuzey Kore’nin nükleer silahlarına karşı ABD-Japonya ittifakını korumak gerçekçi görünüyor.” ifadesini kullandı.
İstikrarlı caydırıcılık
Savunma Çalışmaları Ulusal Enstitüsü (NIDS) Savunma Politikaları Bölüm Başkanı Takahaşi Sugio, halihazırda yürürlükte bulunan NPT’nin “işlevselliğinin artırılması” gerektiğini söyledi.
TPNW’nin ise “ihtiyatlı realist” ile “radikal idealist” yaklaşımlar arasındaki bölünmeyi artırdığını dile getiren Takahaşi, “Japonya’nın pozisyonu ‘gerçek dışı vizyonlarla imaj’ oluşturmaktansa, silahsızlanmaya adım adım ve gerçekçi yaklaşımlar sergilemektir.” dedi.
Çin ve Kuzey Kore kaynaklı nükleer tehditlerin ülkesi için “iki ana endişe kaynağı” olduğunu vurgulayan Takahaşi, Doğu Asya bölgesinde “silahsızlanmanın artık elverişli siyasi gündem olmaktan çıktığı” yorumunu yaptı.
Takahaşi, “Doğu Asya’daki potansiyel düşmanlarının güç kullanma olasılığını en aza indirmek için Japonya ‘istikrarlı caydırıcılığını’ güçlendirmeli, bu da ABD ile savunma iş birliğini geliştirmesinden geçiyor.” ifadesini kullandı.
“Proaktif liderlik”
Hiroşima Eyaleti Barışı Teşvik Projesi Uluslararası İş Birliği Direktör Yardımcısı Nişizawa Mariko, “nükleersiz bir dünya” için Japonya hükümetinin TPNW’yi imzalaması gerektiğini söyledi.
Nişizawa, “Japonya, TPNW’ye katılarak nükleer güce sahip ülkeler ile bu güce sahip olmayan ülkeler arasında köprü görevi taşımalıdır.” dedi.
Son yıllarda nükleer silahsızlanma müzakerelerinin ilerlemediğini anımsatan Nişizawa, “Yine de Japonya’nın, TPNW marjında göstereceği proaktif liderliğiyle kademeli olarak ‘nükleersiz dünya’ amacına hizmet etmesi gerekiyor.” dedi.
“Birbirini tamamlayıcı”
Konuya ilişkin Kyodo ajansına konuşan Japonya Atom Bombası ve Hidrojen Bombası Mağdurları Federasyonu (Nihon Hidankyo) Genel Sekreteri Tanaka Terumi de ülkesinin TPNW’de yer almamasını eleştirdi.
76 yıl önce bugün bombalanan Nagazaki’den kurtulan bir “hibakuşa” olan Tanaka, “Japonya hükümetinin TPNW’yi imzalamaması akılsız bir seçim.” değerlendirmesinde bulundu.
Tanaka, Mart 1970’te yürürlüğe giren 190’dan fazla ülkenin katıldığı NPT ile Ocak 2021’de yürürlüğe giren ve 80’den fazla ülkenin imzaladığı TPNW’nin “birbirini tamamlayıcı” iki anlaşma olduğunu anımsattı.