Jeopolitik riskler, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bir ikilemde kalmasına neden olurken, parasal sıkılaşma konusundaki planlarını da suya düşürdü.
ECB’nin yarın faiz kararını açıklayacağı toplantı, özellikle jeopolitik risklerin de gündeme gelmesiyle yatırımcıların odak noktasında bulunuyor.
ECB’nin geçen ayki toplantısında ECB Başkanı Christine Lagarde, enflasyonun ECB’nin enflasyon hedefine daha da yaklaştığını belirterek, para politikası kurulu üyelerinin tamamının enflasyon konusunda endişeli olmaya başladıklarını ifade etmişti.
Lagarde’ın açıklamalarıyla tahvil piyasalarında ECB’nin, yıl sonuna kadar toplam 40 baz puan faiz artışı yapacağı öngörülürken, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla ECB’nin bu yıl 2 faiz artışı yapacağına yönelik beklentiler bire düştü.
Jeopolitik risklerin artmasıyla enflasyon ve ekonomik büyümeye yönelik kaygılar artarken, “stagflasyon” tartışmaları da alevlendi.
Analistler, ECB’nin uyumlu bir para politikası uygulamasa da tedbirli bir yaklaşım sergileyebileceğini ifade etti.
“Büyüme zarar görebilir”
ING Group Başekonomisti Peter Vanden Houte, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın Avro Bölgesi ekonomisi üzerinde “stagflasyon” etkisine sahip olduğunu belirterek, bunun ECB için çok zor bir durum olduğunu söyledi.
Büyümenin zarar görebileceğini ifade eden Houte, aynı zamanda yüksek enerji fiyatları nedeniyle enflasyonun daha fazla artış göstereceği öngörüsünde bulundu.
Houte, yeni orta vadeli projeksiyonların Avro Bölgesi’nde enflasyonun aylık bazda yüzde 2 seviyelerine çıkabileceğini göstereceğini, bundan dolayı ECB’nin aşırı uyumlu bir para politikasına ihtiyacı olmadığını aktardı.
ECB’nin para politikasında fazla sıkılaşmaya gitmeden parasal teşviklerin bir kısmını ortadan kaldırmayı tercih edebileceğini belirten Houte, bu bağlamda parasal genişlemenin üçüncü çeyrekte durdurulabileceğini ve ilk faiz artışının 4. çeyrekte olabileceğini söyledi.
Houte, yüksek derecedeki belirsizlikler sonucu ECB’nin güçlü vaatlerde bulunmayabileceğini, aksine temkinli bir dil kullanabileceğini ifade etti.
ECB Başkanı Lagarde’ın “gerektiğinde ekonomiyi desteklemek için tüm seçeneklerin açık tutulacağını” vurgulayabileceğini aktaran Houte, “Rusya-Ukrayna savaşı olmasaydı Banka, parasal sıkılaşmaya dair bir karar açıklayabilirdi.” ifadesini kullandı.
Houte, ECB’nin belirsizliklerden dolayı “bekle-gör” tutumu sergileyebileceğini söyledi.
“Savaş, ECB’nin içinde bulunduğu ikilemi daha şiddetli hale getirdi”
Rabobank ECB ve Avro Bölgesi Makro Strateji Başkanı Elwin de Groot da Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın, ECB’nin içinde bulunduğu ikilemi daha şiddetli hale getirdiğini belirtti.
Genişlemeci para politikasından kademeli bir çıkışın ECB için hala uygun göründüğünü ifade eden Groot, ECB’nin, bu savaş ortamında politika değişikliği yapma konusunda isteksiz olabileceğini söyledi.
Groot, Banka’nın, yükselen enflasyon, değer kaybeden avro ve enerji fiyatları nedeniyle parasal sıkılaşmayı daha uzun süre ertelemeyebileceğini kaydetti.
ECB için iletişimin çözüm olacağını ifade eden Groot, Banka’nın, politikasında değişikliğe gitmeden bu toplantıya bazı “şahin” notlar ekleyebileceğini bildirdi.
Bankanın Varlık Satın Alma Programı (APP) kapsamında, varlık alımlarının ikinci çeyrekte aylık 40 milyar avro olarak devam edebileceğini aktaran Groot, ECB’nin, faiz artırımından hemen önce varlık alımlarının sona ereceğine dair yönlendirmesini bırakabileceğini söyledi.
– “Önümüzdeki birkaç ay görünüm kasvetli”
Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding ise önümüzdeki birkaç ay ECB için görünümün kasvetli olduğunu ifade etti.
Savaşın şiddeti ve yaptırımlar arttıkça enflasyonun tahmin edilenden daha fazla yükselebileceğini, büyümenin öngörülenden daha olumsuz etkilenebileceğini belirten Schmieding, ECB’nin ilk faiz artışının ne zaman olacağı konusunda bir yönlendirmesinin olmayabileceğini söyledi.
Schmieding, piyasaların da “Avro Bölgesi’ndeki bankacılık sisteminin Putin şokuna karşı ne kadar dayanıklı olduğunu” sorguladığını kaydetti.