Ekim 2010’da ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği suçları da delillendiren binlerce gizli belgeyi yayımlayan Assange’ın, dün Yüksek Mahkemede başlayan ABD’ye iade davasına ilişkin duruşmalar sona erdi.
İngiliz Yargıç Victoria Sharp, duruşmaların ardından yaptığı açıklamada, Yüksek Mahkemenin Assange’ın ABD’ye iadesine ilişkin kararını daha sonraki bir tarihte vereceğini ve daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulması halinde ilgili taraflarla iletişime geçeceklerini kaydetti.
Duruşmaların ardından mahkeme önünde bekleyen Assange destekçileri, İngiltere Başbakanlık Ofisi 10 Numara’ya doğru yürüdü.
Assange’ın ABD’ye iadesine karşı çıkan göstericiler, Başbakanlık binasının karşısında bir araya gelerek, “Assange’a özgürlük” sloganları attı. Göstericiler, Assange’ın serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Julian Assange’ın eşi Stella Assange, Başbakanlık Ofisi’nin önünde yaptığı konuşmada, “Eğer iade edilirse, hayatını kaybedecek. Öldürülecek. Kendisine suikast planlayan ülke tarafından öldürülecek.” dedi.
Julian Assange duruşmalara katılmadı
Stella Assange ve avukatları, dün ve bugünkü duruşmaya Assange’ın fiziksel olarak katılmadığını ve rahatsızlığı nedeniyle duruşmayı uzaktan da izlemediğini kaydetti.
Assange’ın avukatları, ABD’ye iade davasının siyasi amaçlı olduğunu ve Assange’ın devlet düzeyindeki suçları ifşa ettiği için hedef alındığını savunuyor.
Ayrıca avukatları, Assange’ın ABD’ye iadesi durumunda 175 yıla kadar hapis cezası alabileceğini belirtirken, ABD tarafı ise hapis cezasının 4 ila 6 yıl olabileceğini öne sürüyor.
ABD tarafı, Assange’ı “ABD’nin bilgi kaynaklarını yayımlamakla” suçladı
ABD tarafının avukatları, Assange’ın kovuşturulmasının “hukukun üstünlüğüne ve kanıtlara dayandığını” savundu.
ABD’li avukatlardan Clair Dobbin, Assange’ın “ABD’ye bilgi kaynağı olarak hareket eden kişilerin isimlerini ayrım gözetmeksizin ve bilerek dünyaya yayımladığını” söyledi.
Dobbin, “Onu farklı kılan bu gerçeklerdir, siyasi görüşleri değil.” ifadesini kullandı.
Avustralya Başbakanı Albanese, Assange’ın memleketine dönmesini istiyor
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, İngiltere’de tutuklu bulunan Assange’ın, vatandaşı olduğu Avustralya’ya dönmesinin vaktinin geldiğini belirtmişti.
Konuyla ilgili düşüncelerini ABD ve İngiltere’deki en yüksek makamlara ilettiğini aktaran Albanese, “Açıkça yaptığım gibi, özelden de belirttim. Artık yeter, Julian Assange’ın eve dönmesinin vakti geldi.” ifadesini kullanmıştı.
Başbakan Albanese, davanın lehe sonuçlanması için strateji belirlemek üzere Assange’ın hukuk ekibiyle düzenli görüştüğünü aktarmıştı.
Albanese, hükümet olarak iki ülkeyle de diplomatik yollardan iletişimde olduklarını, bir sonuca ulaşmaya çabaladıklarını vurgulamıştı.
Avustralya Parlamentosu, Assange’ın ülkesine dönmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuştu
Avustralya Parlamentosu da geçen hafta, Assange’ın ülkesine dönmesine izin verilmesi çağrısının yer aldığı karar çıkarmıştı.
Eski Avustralya Başbakan Yardımcısı Barnaby Joyce’un da aralarında bulunduğu 6 politikacı ise Eylül 2023’te Assange’ın ABD’ye iade işlemlerinin durdurulması için Washington’da ABD Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Temsilciler Meclisi ve Senato’da üst düzey görüşmeler yapmıştı.
Assange’ın dava süreci
Assange’ın kurduğu WikiLeaks, 28 Ekim 2010’da ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği suçları da delillendiren 251 bin gizli belgeyi yayımlamıştı.
Assange, Haziran 2012’de sığındığı Ekvador’un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019’da çıkarılarak gözaltına alınmış ve “kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten” tutuklanarak Londra’daki Belmarsh Hapishanesi’ne konulmuştu.
Mahkeme, 50 hafta hapse mahkum edilen Assange’ın iade talebi çerçevesinde cezasını tamamladıktan sonra da tutuklu kalmasına karar vermişti.
Yüksek Mahkeme, 10 Aralık 2021’de Assange’ın ABD’ye iade edilebileceğine hükmetmişti.
Westminster Sulh Ceza Mahkemesinin 20 Nisan 2022’de iadeye hükmetmesiyle dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel, 17 Haziran 2022’de Assange’ın ABD’ye iade edilmesi kararını imzalamıştı.
Assange’ın avukatları da 1 Temmuz 2022’de karara ilişkin Yüksek Mahkemeye itiraz başvurusunda bulunmuştu.