Ankara’da 7 kadın, geleneksel yemenileri modern tasarımla birleştirerek doğallığını bozmadan üretmek, yurt içinde ve yurt dışında tanıtımını yapmak ve kadın istihdamına katkı sunmak amacıyla 11 Kasım 2021’de İlknur Ünal öncülüğünde, “Yemenia Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi”ni kurdu.
Altındağ ilçesindeki tarihi Hamamarkası’nda, kooperatif bünyesinde kurulan 6 metrekarelik atölyede, tamamen deri ve doğal malzemeler kullanılarak el işçiliğiyle yapılan yemenilerin yanı sıra çanta, cüzdan, kemer ve kolye gibi ürünler de üretiliyor.
Atölyedeki tasarımlarda, Geleneksel El Sanatları Bölümü mezunu veya deri sanatına gönül vermiş kadınlar çalışıyor.
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri’nde yer alan geleneksel ayakkabıcılık alanında üretim yapan kadınlar, internet üzerinden ve telefonla aldıkları siparişleri, ABD’nin California eyaletindeki San Francisco şehri ile Brezilya’ya da gönderiyor.
Elde ettikleri gelirlerle aile bütçelerine ve yemeni sanatının yaşatılmasına katkı sunan girişimci kadınlar, üretimde yer almak isteyen kadınlara eğitimler vererek, üretim zincirine katılmalarına da imkan sağlıyor.
“Amacımız kadın istihdamını, kültür ve sanat değerleriyle buluşturmak”
Kooperatifin Yönetim Kurulu Başkanı emekli bankacı İlknur Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadın istihdamını, kültür ve sanat değerleriyle buluşturmak amacıyla kooperatifi kurduğunu söyledi.
Yemeninin marka olarak tescillendiğini belirten Ünal, “Yurt dışına da ürün satmaya başladık. ABD’de San Francisco ve Brezilya’ya satışlarımız oldu. Esas olarak deri ayakkabılar üzerine çalışıyoruz. Çünkü bunun yok olmaya yüz tutmuş zanaatlar arasına girdiğini biliyoruz. Kadınlarımız, atölyemizde sosyal bir ortam da bulmuş oluyorlar. Sohbetlerimiz, yemeni markasını nasıl ulusal bir marka olarak dünya pazarlarında tanıtabiliriz ve her geçen gün aslında daha fazla kadını bu zanaatla buluşturmak üzerine oluyor.” dedi.
60 yıllık alaylı bir ustadan yemeni eğitimi
İlknur Ünal, kooperatif üyesi deri işleme zanaatkarı kadınların, Ankara Kalkınma Ajansı’ndan alınan hibe ile işe başladığını ve 60 yıllık alaylı bir ustadan yemeni eğitimi aldığını anlattı.
Zamanla, yemeninin yanı sıra Türk kültürüne ait “bodrum sandaletleri” ve “körüklü çizmeler” gibi ayakkabıların da üretimini yapabilmek için çalıştıklarını belirten Ünal, bu sanatla ilgilenen ve aralarına katılmak isteyen tüm kadınları atölyeye davet etti.
İlknur Ünal, “Her kadınımız ürettiğinin karşılığını bir ’emek listesi’ karşılığında alır. Kadınlara şöyle bir çağrımız var, eğer deri ve ayakkabıyla ilgililerse ya da en azından gelip çalışmalarımızı da görmek ve sohbet etmek istiyorlarsa buyursunlar gelsinler. Onları bekliyoruz. Onlara yemeni ve deri zanaatıyla ilgili her türlü eğitimi vermeye hazırız.” diye konuştu.
Atölyede ürünlerin tasarımına katkı sunan Gazi Üniversitesi El Sanatları Bölümü mezunu Buse Çakır da 3 yıl önce İstanbul’daki bir yemeni projesinde, kooperatif başkanı İlknur Ünal ile yollarının kesiştiğini söyledi. Kooperatif kurulmadan önce düzenlenen yemeni fikir yarışmasında birincilik ödülü aldığını belirten Ünal, “Birincilik ödülüyle kendime çocuklarımın adı olan bir yüzük yaptırdım. Her yüzüğe baktığımda hem çocuklarımı hatırlıyorum hem de onun dışında kendi fikirim ile birincilik ödülü aldığım parayı güzel bir şekilde değerlendirdim.” diye konuştu.
“Kadınlar üretmek için dünyaya gelmiş varlıklardır”
İlahiyat Fakültesi mezunu iki çocuk annesi Zeynep Altıntaş ise el sanatlarıyla ilgilendiğini, hobi kurslarına gittiğini aktardı.
Deri sanatının 7 yıl, yemeninin ise 1 yıl önce hayatına girdiğini söyleyen Altıntaş, “Kadınlar üretmek için dünyaya gelmiş varlıklardır. Tanıdığımız birçok kadın performanslarının ve kendi potansiyellerinin farkında değil. Kadınların ürettikleri şeyi ekonomiye katmak gerekiyor. Burada bu kooperatife de o yüzden geldim. Kazandığım ücreti yine bu sanatı geliştirmeye harcıyorum.” dedi.
“Burası bana çok iyi geldi”
Deri sanatına 7 yıl, yemeni üretimine de 6 ay önce başlayan 4 çocuk annesi Pakize Ağralı, en büyük hayalinin, kendi kazandığı para ile eğitimlerine devam eden çocuklarına cep harçlığı vermek olduğunu belirtti.
Eşinin emekli olduğunu, kendisinin de ailesine ekonomik katkı sağlamaya çalıştığını ifade eden Ağralı, 6 ay önce annesini keybettiğini, atölyenin kendisine psikolojik olarak da iyi geldiğini söyledi.