Prof. Dr. Başaran, yaptığı yazılı açıklamada, kalça kırıklarının günümüzde halk sağlığı sorunu olarak nitelendirildiğini ifade ederek, ileri yaşlarda en sık hastaneye yatış nedenlerinden birinin de bu durum olduğunu vurguladı.
Kemik erimesine bağlı kalça kırığı vakalarının dünya genelinde ciddi oranda arttığına dikkati çeken Başaran, tökezlemek gibi en ufak travmada bile kalça kemiğinin kırılabildiğini ifade etti.
Prof. Dr. Başaran, kalça kırıklarının her geçen yıl daha da artığına dikkati çekerek, “1990-2000 yılları arası dünyada yıllık kalça kırığı sayısının 1,3 milyon olduğunu görüyoruz. 2050’de ise bu oranın 6,3 milyona çıkması bekleniyor. Kadınların fizyolojik olarak bazı özelliklerinden dolayı menopoz sonrası östrojen eksikliğine bağlı kemiklerinde zayıflama oluyor. Aynı zamanda, kadınların kemikleri erkeklere göre daha narin ve ince olduğu için kırık gelişme riski daha fazla.” bilgisini verdi.
İlacı düzenli egzersiz yapmak
Kalça kırıklarının yaşlılıkta bazı şeyleri ihmal etmekten kaynaklandığını vurgulayarak, bunlardan en önemlisinin düzenli egzersiz yapmamak olduğunu, kasların zayıf olmasının düşme riskini artırdığını kaydetti.
Dengeli beslenmemek, D vitamini eksikliğine karşı takviye almamak, kalsiyum ve proteinden zengin besinleri tüketmemenin de risk oluşturduğunun altını çizen Başaran, “Yaşlılığın getirdiği çeşitli hastalıklar var. Bunlar denge bozukluklarına neden olabiliyor ve ilaç kullanımı artıyor. Bu ilaçlara bağlı ani tansiyon, şeker düşmeleri olabiliyor. Bu da düşme riskini artırıyor. Önerimiz insanların evini düşmeyecek şekilde dizayn etmesi. Örneğin koridorları ve yürüme alanlarını açması, banyolardaki ıslak zeminlerde kaymaz paspaslar kullanması gibi. Kronik hastalığı olanların doktor kontrollerini ihmal etmemesi hayati öneme sahip.” ifadelerini kullandı.
“Kalça kırıklarına artık multidisipliner yaklaşıyoruz”
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Başaran, eskiden kalça kırıkları nedeniyle hastaların hayatını kaybetme riskinin daha fazla olduğunu ancak bugün tıptaki gelişmelerle tedavide yüz güldürücü sonuçlar alındığını belirtti.
Özellikle Türkiye’de son zamanlarda bu konuda önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Başaran, şöyle devam etti:
“Kalça kırıklarına artık multidisipliner yaklaşıyoruz. Hastayı dahiliye, geriatri, kardiyoloji, göğüs hastalıkları branşlarıyla değerlendirip, hızlıca ameliyat etmeye çalışıyoruz. Bu değerlendirme hastada ek problemlerin önüne geçiyor. Ayrıca ameliyatta kullanılan implantların gelişmesi de bize yardımcı oluyor. Hastaları erken ayağa kaldırabiliyor, erken mobilize edebiliyoruz. Bu nedenle ölüm oranları düştü. Kırıklarda hastalara ilk 24 saatte müdahale önemli. Ancak bazen hastaların kan sulandırıcı ilaç kullanması, ileri kalp yetmezliği bulunması gibi durumlarda ameliyatı erteleyebiliyoruz. Bu durumlarda hastanın genel durumunu daha çok önemsiyoruz. Bu durumlar dışında mümkün olduğu kadar ilk 24 saatte ameliyata almaya çalışıyoruz. Ameliyat sonrası iyi bir rehabilitasyonla da bu hastalar tekrar ayaklanıyor.”
Prof. Dr. Başaran, ameliyat sonrası hastaların sağlıklı beslenmesinin, iyi bakım almasının ve hızlı rehabilite edilmesinin önemine değinerek, araştırmaların iyi geçen ameliyat sonrası bakım alan hastalarda ölüm oranlarının ciddi düştüğünü gösterdiğini kaydetti.