Ülkede halen kalp nakli olup yeni bir hayata kavuşmayı bekleyen 1293 hasta bulunuyor. Hastalar ve aileleri, bu süreçte beyin ölümü gerçekleşen hastaların yakınları tarafından organlarının bağışlanmasını umutla bekliyor.
Kalp nakilleri ise Sağlık Bakanlığı tarafından akredite edilen 12 kamu ve üniversite hastanesinde gerçekleştiriliyor. Nakiller sadece beyin ölümü gerçekleşen hastalardan yapıldığı için bağış konusunda bilinçlenme öne çıkıyor.
2018’de 91, 2019’da 84 kalp naklinin yapıldığı Türkiye’de Kovid-19 salgını, bu operasyonları da olumsuz etkiledi. 2019’a göre büyük oranda düşen kalp nakli sayısı, salgının yayılmaya başladığı 2020 yılında yüzde 75 düşüşle 21 olarak gerçekleşti. 2021 yılında ise 24 kalp nakli yapıldı.
Kalp nakli bekleyen hastaların birçoğu Kovid-19 süreci nedeniyle takılan yapay kalp cihazlarıyla yaşamına evde devam ediyor.
“Kalp nakli ameliyatları 10-12 saat sürüyor”
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kalp Nakli Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Ali Gürbüz, AA muhabirine, Türkiye’de ilk kalp nakli ameliyatının 1968 yılında Ankara’da Prof. Dr. Kemal Beyazıt tarafından Yüksek İhtisas Hastanesinde yapıldığını, o dönemde gerekli ilaçlar bulunmadığı için hastanın kaybedildiğini belirtti.
Türkiye’de ilk başarılı kalp nakli ameliyatının ise 1989 yılında Prof. Dr. Cevat Yakut tarafından Koşuyolu Kalp Hastanesinde gerçekleştirildiğini ve kendisinin de o ekipte yer aldığını ifade eden Gürbüz, “Daha sonraları ise Türkiye’de merkezler kalp nakli için uygun hale gelmeye başladı. Birçok hasta yapılan nakil ameliyatlarıyla sağlığına kavuştu.” dedi.
Kalp nakli konusundaki programların hastanın hastaneye başvurmasıyla başladığını hatırlatan Gürbüz, konseyin kararının ardından acil nakil olması gereken hastaların bilgilerini Sağlık Bakanlığı bünyesinde Ankara’da kurulan Organ Nakli Koordinasyon Merkezi’ne bildirdiklerini aktardı.
Nakil yapılacak hastaların sağlık durumlarına göre koordinasyon merkezi tarafından belirlendiğini anlatan Gürbüz, “Merkez, bizim hastanemizde nakil olmayı bekleyen bir hasta için uygun kalp varsa bize bilgi veriyor. O andan itibaren her şey Sağlık Bakanlığının güzel organizasyonuyla yürüyor. Bağışın alınacağı yer uzaksa, arkadaşlarımız Bakanlığa ait ambulans uçakla gidip organı alıyor, yakın bir kent ise kara yolunu kullanıyoruz. Kalp uygun bir şekilde alınıp, yola çıkınca biz de nakil bekleyen hastamızın ameliyatını gerçekleştiriyoruz. Kalp nakli ameliyatları 10-12 saat sürüyor. Bu süreçte 15 kişilik bir ekip çalışıyor.” diye konuştu.
– “Salgına rağmen nakiller devam ediyor”
Kovid-19 salgını nedeniyle kalp nakillerinin azaldığını dile getiren Gürbüz, özellikle de bağış konusunda çekingen davranıldığına dikkati çekti.
Prof. Dr. Gürbüz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sağlık Bakanlığı, organ nakli olmayı bekleyen hastalara umut olmak için salgın sürecinde önemli çalışmalara imza attı. Salgın sürecinin atlatılması ya da normalleşmeye geçilmesi halinde kalp bağışı sayısı artacaktır. Kovid-19’a rağmen, alınan tedbirlerle nakiller devam ediyor. Organ bağışına karar verildiğinde öncelikle Kovid-19 testleri yapıyoruz. Nakil ameliyatının ardından izole odalarda hastayı takip ediyoruz. Hasta yakınlarına da PCR testi uyguluyoruz çünkü hastalara Kovid-19 bulaşma durumunda onları kaybetme oranımız yüksek oluyor.”