ABD’yi Ocak 2017’den Ocak 2021’e dek yöneten 45. Başkan Donald Trump 75 yaşında olmasına rağmen 2024 seçimlerinde aday olmayı değerlendirirken, Kanadalı bir siyasi bilimler profesörü, ABD’nin 2030 yılında sağcı diktatörlük yönetimi altına girmiş olabileceği uyarısında bulundu. Kanada’nın Britanya Kolumbiyası eyaletindeki Royal Roads Üniversitesi’nin Cascade Enstitüsü Kurucu Direktörü olan Thomas Homer-Dixon, Kanada’ya da komşudaki olası ‘Amerikan demokrasisinin Trumpist çöküşünden’ korunma tavsiyesinde bulundu.
Globe and Mail için makale yazan Thomas Homer-Dixon, “Sırf gülünç veya hayal bile edilemeyecek kadar korkunç göründüğü için bu olasılıkları gözardı etmemeliyiz. 2014’te Donald Trump’ın başkan olabileceği imasını da hemen hemen herkes saçma buluyordu. Ama bugün saçmanın düzenli olarak gerçek ve korkunç sıradanlık haline geldiği bir dünyada yaşıyoruz” diyerek şöyle devam etti:
“2025’e gelindiğinde Amerikan demokrasisi çökebilir, bu da aşırı düzeyde iç şiyasi istikrarsızlık yaratabilir, yaygın sicil şiddeti dahil. En geç 2030’da ABD sağcı diktatörlük tarafından yönetiliyor olabilir.”
Trump’ın 2024’te Beyaz Saray’a dönüşüne odaklı olasılıkları aktaran Homer-Dixon, Cumhuriyetçilerin yönettiği eyaletlerde yasama organlarının olası Demokratik zaferi kabul etmeyi reddetme ihtimalini de hesaba kattı.
Şiddetli ihtilaflar üzerinde 40 yıldan uzun süredir çalışan bir akademisyen olan yazar, “Trump’ın sadece iki amacı olacak: 2020’de Joe Biden’a karşı aldığı yenilginin seçim sahtekarlığının sonucu olduğu yalanının doğrulanması ve intikamı” öngörüsünde bulundu.
‘Kanada’nın yayılmakta olan krize dikkat etmesi gerektiği’ ikazında bulunarak “Güneyden korkunç bir fırtına geliyor ve Kanada ne yazık ki hazırlıksız. Geçen yıl boyunca Kovid-19’un zorlukları, uzlaşma ve iklim değişikliğinin hızlandırıcı etkileriyle dağılan dikkatimizi içimize çevirdik” saptamasını yaptı.
“Fakat şimdi ABD’de demokrasinin olası çözülüşü hakkında ne yapacağımıza dair acil soruna odaklanmalıyız. Tehlikenin büyüklüğünü tam olarak kabul ederek başlamalıyız. Trump yeniden seçilirse, daha iyimser senaryolarda bile ülkemize yönelik ekonomik ve siyasi riskler sayısız olacaktır” diyen Homer-Dixon, ‘iç muhalefeti bilfiil bertaraf edecek yeni bir Trump yönetiminin kuzey komşusuna kasten zarar vereceği’ bir senaryoyu da olası gördüğünü belirtti.
“Daha az iyimser senaryolar altında, kümülatif etkileriyle ülkemize yönelik riskler kolaylıkla varoluşsal olabilir, federasyonumuzun tarihindeki herhangi bir riskten çok daha büyük olabilir. Örneğin, zulümden kaçan yüksek profilli siyasi mülteciler ülkemize gelirse ve ABD rejimi onları geri talep ederse ne olur? Talebi yerine getirir miyiz” sorusunu yönelten siyaset bilimci, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Trump ile Fox News’dan Tucker Carlson ve Georgia milletvekili Marjorie Taylor Greene gibi bir dizi çırağı ve müridi, Cumhuriyetçi Parti’yi demokrasiyi yıkmak için mükemmel bir araç olan neredeyse faşist bir kişilik kültüne dönüştürdü.”
“Daha da kötüsü, Trump sadece üvertür olabilir.”
“Başkanlık görevine geri dönerse demokrasiyi yerle yeksan eden bir yıkım topu olacak ve süreç, siyasi ve sosyal bir kargaşa üretecek.”
“Hedef seçerek taciz ve görevden alma yoluyla hareketine devlet içinde muhalif olanların, yani temel kurumların partizan olmayan işleyişini denetleyen ve hukukun üstünlüğüne uyan bürokratlar, yetkililer ve teknokratların saflarını zayıflatacak.”
“Ardından, Trump’tan sonra, yarattığı kaosa düzen getirmek için yönetimsel olarak daha yetkin bir hükümdar için sahne hazırlanacak.”